İsrail iyi insanları katletti. Onlar Türkiye’den, Almanya’dan, İspanya’dan Gazze’deki yıkıma bir son vermek için yola çıkmışlardı.
Silahsızlardı.
Gemilerinde çocuklara oyuncak, hastalara ilaç, engellilere tekerlekli iskemle vardı.
İsrail devleti bu iyi insanlara karşı insanlık suçu işledi.
Bu sabıka dosyasındaki ilk insanlık suçu değil İsrail’in.
Sırtını Amerika Birleşik Devletleri’ne dayamış bölgede astığı astık, kestiği kestik.
Pasaportlar çalıp başka ülkelerde operasyon düzenleyecek kadar küstah, silahsız insanları katledecek kadar vahşi.
Öldürdükleri insanlar iyi insanlardı.
Filistinlilere yardımdan başka amaçları yoktu.
Uluslararası sularda işleri öldürmek olan askerlerin saldırısına uğradılar.
Özenle hazırladıkları kutularındaki bebekler, ilaçlar kana bulandı.
İnsanlık katledildi Akdeniz’in göbeğinde.
İsrail, uluslararası sistemi, hukuku, insanlığın bütün temel değerlerini bir kalemde çiğnedi.
Bir şafak vakti, Nazi mağdurundan Nazi’ye dönüştü.
Yaralıları sedyeye kelepçelemekten çekinmeyen bir anlayış sergiledi.
Ortadoğu’da artık hiçbir şey eskisi gibi
olmayacak.
İsrail aslında kendi ayağına kurşun sıkmış oldu.
Bunun sonuçlarına elbette katlanacak.
‘’İslam düşmanımız değil’’ diyerek yola çıkan Obama’nın samimiyet sınavı başlıyor şimdi.
Obama, İsrail’in her türlü değeri yerlebir eden bu saldırısına sahip çıkarsa, Amerika’nın bölgede yükselen itibarı, sempatisi, Bush döneminin bile gerisine düşebilir.
Böyle bir destek, Amerika’nın bölgedeki varlığını çok büyük sıkıntıya sokar.
İran’ın varlığı şüpheli nükleer silah tehdidi karşısında kıyamet koparan, Türkiye ile ilişkisini germeyi göze alan Washington, bu insanlık suçu eylem karşısında ne yapacak?
Amerika bölgede faşizmin temsilcisi İsrail’in yanında yer almaya devam edecek mi?
Ederse, hangi müttefikinden İran’a karşı yaptırımları için destek bekleyebilir.
Böyle bir suç karşısında bile İsrail’in yanında yer almayı göze alan Obama, bölgede kendisine destek olacak tek bir ülke, tek bir lider bulamaz.
Akıldan çıkarılmaması gereken, bu eylemden İsrail devletinin sorumlu olduğu gerçeğidir.
İsrail yurttaşlarının ağırlıklı bölümünün bu eylemden utanç duyduğuna inanıyorum.
O yüzden İsrail’in politikalarını mahkum edelim ama tepkimizi ırkçılığa varacak boyuta vardırmayalım.
Bu, barışı, yardımlaşmayı, her dinden ve dilden insanlarla dayanışmayı tercih eden ve bu yolda can veren barış şehitlerinin anısına en büyük ihanet olur.
Amaç, 2007 Haziran’ından beri insanlık dışı koşullarda İsrail’in faşizan baskısına direnen Gazzelilere destek olabilmek, dünyanın dikkatini buraya çekebilmekti.
Bu insanlar bu amaç uğruna can verdi, daha çok ölüm olsun, daha çok kan aksın diye değil.
Onların anısına saygı barışçıl mücadelelerine destek olmak, bayrağı yerden alıp barış ve kardeşlik koşusuna devam etmekten geçer.
Unutmayı, Gazze’deki 1.5 milyon insanın yüzde 60’ı yeterli gıdaya ulaşamıyor.
Abluka yüzünden nüfusun yüzde 70’i günde 1 dolardan azıyla geçinmek zorunda.
Gazze’nin Nazi kampından farkı yok.
Tek fark Filistinlilerin dramını anlatacak bir sinemacının çıkmamasıydı.
İsrail askerleri ve hükümeti, dün Akdeniz’de bu filmi kendi elleriyle yaptı.
Artık tüm dünya İsrail’in nasıl bir devlet olduğunun daha çok farkında.
Bu yolda can veren iyiliksever insanları saygıyla anıyorum.
İmralı’nın kehaneti
Öcalan nasıl oluyorsa oluyor, nefes almakta zorluk çektiği hücresinden orta şiddete bir savaşın başlayacağı haberlerini alıyor.
Avukatlarına bu konuda brifing veriyor ve bu sözleri Kandil’e ulaşıyor.
Ardından genç askerlere yönelik şiddetli bir saldırı başlıyor.
Bu saldırıların sonuncusu İskenderun’daydı.
6 çocuğumuz can verdi.
İnsanı kahreden bir gelişme.
Akdeniz dün kırmızıya boyandı aslında.
Bu işin tek sorumlusu var Abdullah
Öcalan.
İmralı’dan örgüte talimat vermeye devam ettikçe de böyle olacak.
Oysa son ölümlerin sorumlusu
olduğu apaçık.
Yeniden yargılanması ve gerekirse tamamen yalnızlığa mahkum edilmesi gerekir.
Hukukun gereği yapılmalı ve bu ölümlerin hesabı yargı önünde yeniden sorulmalı.
star
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle