En Sıcak Konular

Ergun Babahan


Ergun Babahan
0 0 0000

İran’a güvenmeyelim ABD’ye güvenelim mi!



Başkan Bush ve yalanlarını sonuna kadar destekleyip Irak’ta tarihin gördüğü en büyük kaosa yol açanlar, şimdi Türkiye’nin İran politikasını eleştiriyorlar.

Erdoğan hükümetinin, Brezilya ile birlikte gerçekleştirdiği uranyum takası anlaşmasına tepki gösteriyorlar.

Önce bir gerçeğin altını çizelim, İran’da bugün hileyle işbaşına gelmiş, iktidarını işkence, zulüm, sansür ve baskı sayesinde koruyan bir iktidar vardır.

İran yönetimi bu nedenle hoşgörülemez.

Sempati gösterilecek bir kesim varsa, bu ülkenin daha demokratik, insan haklarına saygılı bir ülke olması için mücadele veren, bu uğurda ölümü göze alan kesimleridir.

İran’ın Şah’ın ardından yeni bir diktatörlüğün pençesine düşmüş olması gerçekten acıdır.

Ama aynı şekilde İsrail de Müslüman halka zulüm uygulamakta, Gazze’de insanlık dışı bir baskı uygulamaktadır.

Ayrıca İran, yönetimi ne olursa olsun, bizim komşumuzdur.

Amerika’nın İran’la ilişkisi Irak’la olduğu gibidir, askerlerini çektiği zaman Vietnam’dan farkı kalmaz.

Oysa bizim için bu ülkeler güvenlik ve ekonomik ilişki açısından olduğu kadar, inanç, kültür, tarihsel bağlar gibi manevi değerler açısından da önemlidir.

O yüzden bu ülkeleri kaosa sürükleyecek olan her türlü dış askeri müdahale, Türkiye’nin çıkarına aykırı olduğu kadar, halkının duygularını da yaralayıcıdır.

Irak’ın işgali öncesi, İsrail ve yandaşı neo-con’ların kitle imha silahları hakkındaki yalanlarını dinledik.

Saddam’ın biyolojik, kimyasal silahları vardı ve bunları kullanmaya hazırdı.

Saddam rejimi El Kaide ile işbirliği içindeydi.

İşgalden sonra bu iddiaların tamamının yalan olduğu ortaya çıktı.

Ne pahasına?
Binlerce ölü, yerinden yurdundan olan insanlar, birbirine düşürülen yığınlar, tecavüze uğrayan kadınlar, ruhu parçalanan bir ülke pahasına.

Pardon demekle geçiştirilemeyecek bir tablo bu.

Şimdi aynı kesimlerin hedefinde İran var.

Demokrasi kaygılarından dolayı değil.

İsrail’e karşı izlediği politikadan dolayı.

Atom bombası peşinde olduğu iddia ediliyor.

Türkiye ve Brezilya, Batı’yı tatmin edecek uranyum takası konusunda İran’ı ikna ettiler ama bu yetersiz görüldü ve yaptırımlar uygulanacak belli ki.

Ancak bilinmeli ki, İran’a yönelik silahlı bir müdahale, Irak savaşıyla meşruiyeti iyice zayıflamış olan uluslararası sistemin kalbine saplanmış bir hançer olacaktır.

Başkan Obama, çağımız dünyasında Amerika’nın askeri olarak tek süper güç olmaya devam ettiğini, ancak uluslararası sistemi ayakta tutmak için yeni yükselen ülkelerle işbirliği yapmanın zorunlu olduğu gerçeğinin altını çizdi.

Bunlar, Rusya, Çin, Hindistan gibi ülkeler.

Ancak, Türkiye de, Bosna’dan Afganistan’a uzanan bir coğrafyada görüşleri, tavrı gözönünde bulundurulması gereken bölgesel bir güç.

Obama’nın bile gördüğü gerçeği göremeyip Türkiye’nin dış politikasını The New York Times’a göre değerlendiren veya ‘’Davudoğlu çuvalladı’’ çığlıkları atanlara çok önem vermemek gerekir.

Onlara göre, Türkiye batağa doğru giden korkunç bir ülke.

Her şeye laik-muhafazakar penceresinden bakanların sağlıklı değerlendirme yapması beklenemez.

Akılda tutulması gereken, bir komşumuza daha yönelik askeri harekatın bedelini bizim de ödeyeceğimiz gerçeğidir.

Askeri seçeneği devre dışında bırakacak girişimleri desteklemek hükümetin en önemli görevlerinden biridir.



Bu yazı 1,208 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 6 Mayıs 2012 Adalet talebinden tahrik olan bir ordu! Astsubaylar direnin
    • 4 Nisan 2012 Benim darbecim insanlık suçu işlemez
    • 24 Mart 2012 Ergenekon ve psikolojik savaş
    • 14 Mart 2012 Kürt meselesinde tarihi uyarı
    • 7 Mart 2012 Türkiye, AB için neden önemli!
    • 4 Mart 2012 Medya nasıl kurtulur?
    • 3 Mart 2012 Medya eliyle hükümet devirmek de darbedir!
    • 19 Şubat 2012 Sayın Başbakan 3’üncü dönemler hep zor geçer!
    • 15 Şubat 2012 Washington’ın Türkiye’ye bakışı
    • 14 Şubat 2012 Gazetecinin suç işleme özgürlüğü
    • 7 Şubat 2012 Tencere dibin kara
    • 5 Şubat 2012 Sadece ordu yetmez devleti sıfırdan kurmalı
    • 22 Ocak 2012 Barlas, Özkök’ü neden uyarmıştı!
    • 3 Ocak 2012 Bu facia AK Parti için çok ciddi alarm
    • 13 Aralık 2011 Siyaset ve sadakat
    • 11 Aralık 2011 Bu iddianamede ciddi şike var!
    • 6 Aralık 2011 İşte kahramanınız Kozinoğlu!
    • 22 Kasım 2011 CHP, Dersim ve Ermeni kırımı!
    • 19 Kasım 2011 Atatürk milliyetçiliği ‘Ne Mutlu Türküm’ demektir
    • 15 Kasım 2011 Ulusalcılara bir iyi bir de kötü haber

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,263 µs