En Sıcak Konular

Ergun Babahan


Ergun Babahan
0 0 0000

CHP hem gerici, hem demokrat parti olacak



Başlık tam bir oksimoron ama gerçeği ifade ediyor.

CHP’nin demokratik açılım, etnik kimliklerin tanınması, anayasa reformu konularında geleneksel politikasını sürdüreceğinin bir ifadesi bu.

Aynı zamanda zayıf bir liderliğin getireceği demokratik bir açılıma tanıklık edeceğiz CHP’de.

Çünkü Kılıçdaroğlu, örgütten değil, medya ve halktan aldığı destek sayesinde genel başkan oldu.

Bu desteği kaybettiği an, partideki tek gücü kendi oyu olur.

Delegeler, medya rüzgarını görüp bir gecede Baykal’ı terk ettiler ve Gandici oldular.

Parti teşkilatında sol geleneğin bir örneği olarak genel sekteretin ağırlığı arttı.

Üstelik Önder Sav’ın karşısında, Deniz Baykal değil, kendisine diyet borcu olan Kemal Kılıçdaroğlu var.

İlk fırsatta Sav’ı harcamak isteyecek ancak buna gücünün yetip yetmeyeceğini bilmediğimiz Kılıçdaroğlu.

Ama tuhaf bir şekilde halk nezdinde gücü artan liderin teşkilat üzerindeki gücü bu kadar kuvvetli değil.

Önder Sav artık genel merkezin politikalarına, kararlarına daha fazla eleştiri getiren, bu kararları tartışmaya açan bir teşkilatla muhatap olacak.

Çelişkili bir biçimde, devletçi bir politika izleyen ve özü itibariyle Baykal’ın çizgisini devam ettiren CHP, AK Parti’den daha demokrat bir parti olacak.

Çünkü Baykal CHP’si, Çavuşesku Romanyası gibiydi.

Lider devrildi, herkes kimliğini buldu ve sesini yükseltmeye başladı.

CHP açısından orta ve uzun vadede olumlu bir gelişme bu.

Türkiye’deki sınıfsal ve demokratik gelişimi daha iyi yansıtan bir değişim aynı zamanda.

Çünkü siyasi partilerin tek adam yönetimi olduğu, milletvekillerinin, teşkilatın söz dinlediği oranda güçlü olduğu bir sistem olduğu bir gerçek.

Türkiye’nin değimine, daha demokratik bir ülke olmasına direnen siyasi partinin, siyasi düzeni etkileyecek bir yenileşmeye önayak olma ihtimali trajik görünebilir ama bir gerçek.

Çünkü CHP içinde birbirine eşit güç merkezleri oluştu.

Geleneksel değerleri temsil edenlerin sözcüsü olan ve tüzük değişikliğini iptal ettirerek gücünü koruyan Önder Sav’ı temsil ettiği grup ile değişimi, açılımı savunan, ağırlığını koyarak parti meclisi listesini değiştirten Gürsel Tekin’in temsil ettiği çizgi.

Kılıçdaroğlu ikisi arasında dengeyi koruyor.

Ancak başta Kürt meselesi olmak üzere, geleneksel çizgiye yakın olduğu bir gerçek.

O nedenle, CHP önümüzdeki dönemde sağlıklı, zihin açıcı, diğer partilere örnek olacak bir tartışma, parti içi çekişmeye sahne olacaktırç

Bu tablonun seçim sandığı kadar, parti içi demokrasiyi etkilemesi kaçınılmaz.

Türkiye’nin değişiminin siyasetin işleyişine yansıması kaçınılmaz, CHP’deki değişim bunun ilk örneği olabilir.

Gandi’den Kürtlere: Siz de Türk olun!

Kemal Kılıçdaroğlu’nun kurultay konuşması, daha sosyal demokrat bir CHP bekleyenler için tam bir hayalkırıklığıydı.

Sezgin Tanrıkulu, böyle bir yönetim içinde olmayı ister miydi bilmiyorum ama listede olmadığı için kendini şanslı hissetmeli.

Kemal Bey, Kürt meselesine ekonomik bir sorun olarak bakmakla yanlış yapıyor.

Ekonomik yatırımla sorunu çözeceklerini söylerken, ‘’Bakın ben de Kürttüm, asimile oldum. Bürokraside yükseldim, CHP’ye genel başkan bile oldum. Siz de benim gibi’’ yapın mesajı veriyor.

Bu yanlış bir teşhis.

Kemal Bey’in kendi gençlilk yılları ve devletçi görüşe teslim olduğunu gösteriyor.

Bu çizgi, Kemal Bey’in CHP’sine yüzde 30 oy getirmez.

star




Bu yazı 1,156 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 6 Mayıs 2012 Adalet talebinden tahrik olan bir ordu! Astsubaylar direnin
    • 4 Nisan 2012 Benim darbecim insanlık suçu işlemez
    • 24 Mart 2012 Ergenekon ve psikolojik savaş
    • 14 Mart 2012 Kürt meselesinde tarihi uyarı
    • 7 Mart 2012 Türkiye, AB için neden önemli!
    • 4 Mart 2012 Medya nasıl kurtulur?
    • 3 Mart 2012 Medya eliyle hükümet devirmek de darbedir!
    • 19 Şubat 2012 Sayın Başbakan 3’üncü dönemler hep zor geçer!
    • 15 Şubat 2012 Washington’ın Türkiye’ye bakışı
    • 14 Şubat 2012 Gazetecinin suç işleme özgürlüğü
    • 7 Şubat 2012 Tencere dibin kara
    • 5 Şubat 2012 Sadece ordu yetmez devleti sıfırdan kurmalı
    • 22 Ocak 2012 Barlas, Özkök’ü neden uyarmıştı!
    • 3 Ocak 2012 Bu facia AK Parti için çok ciddi alarm
    • 13 Aralık 2011 Siyaset ve sadakat
    • 11 Aralık 2011 Bu iddianamede ciddi şike var!
    • 6 Aralık 2011 İşte kahramanınız Kozinoğlu!
    • 22 Kasım 2011 CHP, Dersim ve Ermeni kırımı!
    • 19 Kasım 2011 Atatürk milliyetçiliği ‘Ne Mutlu Türküm’ demektir
    • 15 Kasım 2011 Ulusalcılara bir iyi bir de kötü haber

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,878 µs