Ve o satıh hemen hemen her konudur; iktidarın her dediğine karşı çıkmaktır, en temel ve tenik ve basit konularda bile iktidarla uzlaşmamaktır.
Maalesef bizde muhalefet böyledir.
Yoksa bakın Deniz Baykal’a, 2003 yılı başında Tayyip Erdoğan’ın yasaklarının kalkmasına ve milletvekili ve dolayısıyla başbakan olmasına yardımcı oldu diye bugün bile birileri tarafından eleştiriliyor.
Oysa Baykal’ın yaptığı ülkenin demokratikleşmesine ve normalleşmesine katkıydı, Baykal bunları neredeyse tartışmasız yaptı, şimdi o yaptıkları eleştiri konusu oluyor.
Aynı kural kuşkusuz Kemal Kılıçdaroğlu için de geçerli olacak. İktidar “Kürt açılımı’ dediğinde, ‘Yahu hakikaten Kürtlerin ikinci sınıflıklarının sona ermesi, onların eşit vatandaşlar olmaları için gayret sarf edilmesi Cumhuriyet’in ideallerinden biridir, biz de adında ‘Cumhuriyet’ kelimesi olan bir parti olarak böyle bir girişime kategorik olarak hayır diyemeyiz, her detayda anlaşamasak bile açılımı prensip olarak destekliyoruz” cevabını veremez Kılıçdaroğlu. Verirse, taraftarlarının gözünde varlık nedenini kaybeder.
Dün Sabah’ta Mehmet Barlas çok güzel yazmıştı Türkiye’nin açmazını. Adalet ve Kalkınma Partisi, normalde CHP tarafından söylenmesi gereken (geçmişte de söylenmiş olan) şeyleri söylüyor. Bugün CHP bu sorun alanlarında Ak Parti ile aynı şeyi söylemeden ‘değişmiş’ sayılamaz. Peki ama CHP, Ak Parti ile aynı olmak için mi değişecektir?
Ak Parti, aynı anda hem demokrat hem otoriter, hem solcu hem muhafazakâr, hem liberal hem devletçi roller oynuyor. Bunları yaparken kendi kendisiyle çelişkiye düşmek gibi bir derdi de yok; Türkiye’de siyaset alanı o kadar boş ki, alanın istediği herhangi bir köşesinde atını koşturuyor. Aynı anda faşizmi çağrıştıracak işler de yapıyor, Türkiye’de tanık olunmadık derecede demokrat işler de. Çünkü alanın tamamı onun.
Mehmet Barlas’ın girmediği konu şu: Gerçekte Türkiye, öteden beri temel sorunlarını bile çözmeden biriktire biriktire geldiği için, aslında bu ülkede siyasi tgercihlere yer yok gibi bir şey. Ne özelleştirme ne dış politika (mesela Kıbrıs, mesela Ermeni açılımı) ne de eğitim konusunda kullanılacak bir siyasi tercih var; iktidara iş yapmak için gelen her partinin yapması gereken şeyler neredeyse tıpa tıp aynı şeyler.
Belki bu temel meselelerimiz ayıklandıktan, hal yoluna girdikten sonra siyaset yapmak anlamlı olacak, siyasi tercihler önemli olacak. Bugün maalesef tercih iş yapmakla yapmayıp işlerin üstüne yatmak arasında sadece.
İşte o yüzden de Kemal Kılıçdaroğlu’nun ve CHP’nin durumu zor.
‘Hattı muhalefet’ yani konu bazlı muhalefet yapsa, bu bazı konularda iktidarla işbirliği yapılacak demektir, o zaman da tepki alır.
‘Sathı muhalefet’ yapınca, yani her şeye karşı çıkınca, Kemal Kılıçdaroğlu’nun bunu Deniz Baykal’dan daha iyi ama neredeyse onun sözleriyle yapabilmesi lazım, bu da CHP’nin değişmemesi demek.
Zor işler bunlar.
radikal
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle