Erdal Şafak
0 0 0000
Kurbağalar
Yaz aylarında gündüzleri söğüt ağaçlarının gölgelediği suları berrak mı berrak derede yüzmek, geceleri de o dere kenarına uzanıp kurbağaların seslerini dinlemek...
Çocukluğumda benim için mutluluk buydu.
Şimdi o dereler yok oldu. Ya suyu kaynağında kesip pet şişelere doldurdular, ya da sanayi tesislerinin lağımına dönüştürdüler.
Şimdi de kurbağalar yok oluyor.
Bahar yağmurları geldi geçiyor; bahçemde sadece bir kurbağa görebildim. Oysa daha iki-üç yıl öncesine kadar bahçem de, çevremizdeki diğer boş alanlar da kurbağa kaynıyordu.
Neden? Cevap: Çevremizde sürekli yeni inşaatlar yükseliyor. Her şantiye, kurbağaların bir doğal yaşam alanının daha yok olması demek.
İnşaatların simgesi olarak gördüğüm her sarı damperli kamyon, binlerce kurbağanın cellatı demek.
Durup dururken, koskoca sütunu kurbağalara ayırmamı yadırgayabilirsiniz.
İtiraz da etmem. Ama birilerinin de doğanın çığlığını yansıtması gerek.
Türkiye'nin bunca sorunu varken bir de kurbağaları mı düşüneceğiz diyebilirsiniz. Yadırgamam.
Ama birilerinin de kurbağaların neslinin tükenmesini önlemek için dünyada seferberlik başlatıldığını duyurması gerek.
Onu da ben üstlendim.
Çünkü dün "Dünya Kurbağaları Kurtarma Günü"ydü.
Her şey geçen yıl Kaliforniya'da bir sivil toplum örgütünün "Save the frogs" kampanyasıyla başladı. O kadar ilgi gördü ki, bu yıl sadece ABD'nin çeşitli eyaletlerine yayılmakla kalmadı, Güney Afrika, Brezilya, İngiltere gibi ülkelerde de kurbağaları kurtarmak isteyen doğaseverler örgütlendiler.
Hem de Meksika Körfezi'ndeki petrol platformu faciasının 130 kuş, 300 sürüngen, 40 memeli ve 400 balık türünü tehdit ettiği bir sırada.
Dileriz, küresel kamuoyunu bilinçlendirmeyi başarırlar. Zira daha şimdiden dünyadaki kurbağa türlerinin yüzde 30'u yok oldu. Kalanların da nesli kurumak üzere. Oysa 250 milyon yıldır gezegenimiz onların da dünyasıydı.
Kurbağa deyip geçmeyin; onların yok olması, sıtmanın hortlaması demek.
Kurbağa deyip geçmeyin; onlar dünyadan silinirse, sıra diğer canlılara, başka türlere gelecek.
Ve bir süre sonra doğayı dinlediğinizde sadece otomobillerin sesini duyacaksınız. Bir de kendi sesinizi.
Ve bir süre sonra dünyada insanoğlu yapayalnız kalacak.
İşte o zaman "Yaradılış" yanlıları zaferlerini ilan edebilecekler.
"Erkek çamurdan, kadın da erkeğin kürek kemiğinden yaratıldı" teorisine veya inancına kimse itiraz edemeyecek.
Çünkü zincirden geriye tek halka kalmış olacak. Tek ve tek başına bir halka...
Bu yazı 1,265 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
31 Temmuz 2012
Körfez'e büyüteç
-
22 Temmuz 2012
Tarih yolları kesiştirince...
-
4 Nisan 2012
Demokrasiyi taçlandırmak
-
1 Nisan 2012
Suriye aktörleri
-
4 Mart 2012
Fıkra gibi
-
1 Şubat 2012
Konsey'i beklerken
-
16 Ekim 2011
1961 Ekim'i
-
26 Eylül 2011
New York'tan dönüş gündemi
-
20 Ağustos 2011
Şam'la satranç
-
12 Ocak 2011
Aslında biz bize yeteriz
-
8 Ocak 2011
Referandum
-
26 Aralık 2010
Krizin öbür yüzü
-
27 Kasım 2010
Senede bir gün
-
18 Kasım 2010
Savaş Lordu
-
16 Kasım 2010
Beşik sallanıyor
-
9 Ekim 2010
Sri Lanka modeli
-
26 Eylül 2010
Dolmabahçe'de medyatik kahvaltı
-
28 Ağustos 2010
BDP'lilerin söylemleri
-
30 Haziran 2010
Ortaklık
-
15 Mayıs 2010
Atina'dan
Yorumlar
+ Yorum Ekle