Saraybosna’daydım, sıcak bir yaz günü. 1992’nin temmuz ayı olmalı. İç Savaş daha üç ay önce patlamıştı.
Şehir, Sırp askerlerinin, Miloşeviç’le Karadziç’in faşist milislerinin insanlık dışı kuşatması altındaydı.
Çam ağaçlarıyla kaplı yemyeşil tepelerdeki keskin nişancıların -ya da katillerin- Saraybosna sokaklarındaki her canlı hedefi vurmayı eğlence edindikleri ana baba günleri yaşanıyordu.
Bir kadın meslektaşımla tanışmıştım, adı Mirijana Pobric olan. BH Press haber ajansında çalışıyordu.
Sırp bir arkadaşının da Saraybosna’ya ateş yağdıran o tepelerde olduğunu anlatırken, “Birlikte büyüdük, okula birlikte başladık, birlikte gezip tozduk” demiş, öfkeyle de eklemişti:
“Ama bir daha asla...”
Çok etkilenmiştim, hem meslektaşımın dışa vuran dip duygusundan, hem de şehrin içler açısı halinden...
O tarihte şunları yazmıştım Saraybosna’dan:
“Bir daha asla derken gözleri çakmak çakmaktı. Öylesine acılar yaşamıştı ki başka türlü düşünemiyordu.
Avrupa’nın göbeğinde işlenmekte olan bu insanlık suçuna uygar dünyanın dur demesi gerekiyor. Bu konuda kayıtsızlık suça iştirak anlamını taşıyor.
İnsanlığa öylesine değerler bütünü sunulabilmeli ki, bir daha kimse birbirine ‘bir daha asla!’ diyemesin, böylesine nefretler beslemesin.
Geçen yüzyıldan kalma milliyetçi duygular aşıldıkça, bunun manevi altyapısı kafalarda kuruldukça Boşnak’ın, Hırvat’ın, Sırp’ın, Arnavut’un, Sloven’in barış içinde bir arada yaşayacakları güzel günler mutlaka gelecek. Yaşamak için ille de acı çekilmeyecek o güzel günler... Sonunda bugünler de aşılacak.”(*)
Galiba aşılmaya başlandı, aradan geçen 18 yıl sonra...
Meslektaşım Mirijana ya da onun Sırp erkek arkadaşı yaşıyorlar mı, bugünleri görebildiler mi, bilmiyorum.
Miloşeviç, Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi’nde insanlığa karşı işlediği suçlardan dolayı yargılanırken öldü.
Bosna’yı kana bulayan öteki Sırp lider Radovan Karadziç’in aynı mahkemedeki yargısı sürüyor.
Daha önemlisi, Sırbistan parlamentosunun, bu ay başında aldığı bir kararla, ‘Srebrenitsa katliamı’nı kınaması ve bundan dolayı özür dilemesidir.
13 Temmuz 1995 tarihinde yedi bin Müslüman Boşnak’ın katledildiği bu kıyımı Uluslararası Adalet Divanı soykırım olarak nitelemişti.
Öte yandan, Hırvatlar tarafından da Boşnaklara yönelik çok anlamlı bir jest yapıldı bundan birkaç hafta önce.
1995 yılı yazında, milliyetçi Hırvat milisleri Ahmetçik adını taşıyan bir Boşnak köyünü basmış ve aralarında çocukların da bulunduğu 102 Müslümanı katletmişlerdi.
Hırvatistan Cumhurbaşkanı birkaç hafta önce Ahmetçik köyünü ziyaret etti, yaşanan acılardan dolayı özür diledi.
Hiç kuşkusuz bu jestler, Sırp ve Hırvat milliyetçilerinde büyük tepkiler uyandırdı. Bu girişmelere ön ayak olanlar ‘hainlik’le suçlandı.
Şaşırtıcı değil.
Hem Sırbistan parlamentosundan, hem Hırvatistan Cumhurbaşkanı’ndan çok da uzak olmayan bir geçmişin acılarıyla yüzleşmeye dönük jestlerin böylesine tepkilere yol açması işin tabiatında var.
Yalanda yaşamak istemeyenlerin, geçmişin acılarını paylaşarak dostluğu ve barışı amaçlayanların bu yoldaki adımlarını kimse durduramaz.
Boşnak meslektaşım eğer yaşıyorsa, eğer İç Savaş’tan sağ salim çıkmışsa, bu adımlardan etkilenmiş midir?..
“Bir daha asla!”da düğümlenmiş nefreti yumuşamış mıdır?..
Bilemiyorum.
İyi pazarlar!
_______________________________
* 13 Temmuz 1992 tarihli Sabah’taki Hasan Cemal yazısından.
milliyet
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle