En Sıcak Konular

Mehmet Altan


Mehmet Altan
0 0 0000

Siirt’te 23 Nisan...



“Siirt’te dördü kardeş, 7 ilköğretim okulu öğrencisi kıza 14-70 yaş arası onlarca erkek tecavüz etti.

 Ancak koca kasaba her şeyi bilen ve sessiz kalan insanlarla dolu...

İlköğretim öğrencisi H.T. (14), geçen yıl okulu bırakan ablası S.T. (16) ile birlikte kendilerine tecavüz eden onlarca erkeği şikâyet etti.

10 Nisan’da Siirt Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla, kızların ifadelerinde adı geçen erkeklerden 100’ü sorgulandı, yaşları 14-70 arasında değişen 100 erkeğin arasında kimler yoktu ki: Okulun müdür yardımcısı, kızların sınıf arkadaşları, Siirt’in tanınmış ailelerine mensup esnaf, hacı dedeler, bir asker, bir polis...

17’si tutuklandı, 25’i gözaltında.

O günden beri bu olayla ilgili tek satırlık bilgi şehirden dışarı sızmadı.

Adeta kasabanın sırrı söz konusuydu.

Üstelik kız kardeşlerden ikisinin, iki yıldır çok sayıda erkeğin cinsel istismarına maruz kaldığı şehrin malumuydu.

***

Aradan 10 gün geçmişti, şehirden tek satır bir haber dahi sızmamıştı.

Savcılık ve Emniyet, ‘gizli soruşturma’ gerekçesiyle tek kelime bilgi vermiyordu.

Mütecavizlerin isimlerini öğrenmek için başvurulan şehrin sakinleri, hatta parti il başkanları, bildiklerini anlattıktan sonra ‘beni görmedin, seninle hiç konuşmadık’ demeyi ihmal etmiyordu.

Onlara göre Siirt’in adı kötüye çıkmamalıydı.

Bu olay duyulmasa iyi olurdu.

Siirtli erkekler müthiş bir dayanışma, birlik ve beraberlik halindeydi.

***

Her şey, H.T. (14) ile 4 arkadaşının rehberlik öğretmeniyle konuşmasıyla başladı.

Kızların anlattığına göre, okulun müdür yardımcısı Fahrettin Kuzu, kendilerine tacizde bulunuyor, cinsel ilişkiye zorluyordu.

Rehber öğretmen, hemen diğer müdür yardımcısıyla konuştu ve olay polise yansıdı.

Durumu haber alan Fahrettin Kuzu kayıplara karıştı. Emniyet ve Savcılık araştırmayı derinleştirdikçe aslında iki yıldır süregelen bir suçun mağdurları H.T. ile ablası S.T.’nin trajedisi ortaya çıkmaya başladı.

İki kardeş çok yoksul bir ailenin çocukları.

Babaları Mithat T. çarşıda hamal.

En küçüğü sekiz aylık yedi kardeşler.

En büyük kardeşleri Yunus on yıl önce kaybolduğunda 12 yaşındaydı. Bir daha bulunamadı.

Kızları şikâyetçi olup da olay adli makamlara yansıyınca babaları avukat tutamadı.

Siirt Barosu da Avukat Deniz Doğan’ı atadı.

***

Abla S. 5’inci sınıftayken tecavüze uğradı.

Korkudan sesini çıkaramadı.

Esnaf arasında kulaktan kulağa yayılan durumuyla birlikte tacizci ve tecavüzcü sayısı arttı.

Hiçbir talebe ‘hayır’ diyecek gücü olmadı.

3 ile 5 TL arasında değişen para, çikolata, şeker ya da çubuk kraker karşılığında erkeklerle birlikte oldu. Kiminin bakkalı, kiminin dükkânının arka tarafına götürüldü.

Geçen yıl okulu bırakmak zorunda kaldı.

***

Esnaf, H. büyüdükçe ona da ablasına baktığı gibi bakmaya, aynı taleplerde bulunmaya başladı.

Okulun müdür yardımcısı Fahrettin Kuzu da geri kalmadı. H.’yi sıkıştırmaya, tehdit etmeye başladı. H., Kuzu’nun tacizlerinden bıkınca çareyi rehberlik öğretmeniyle konuşmakta buldu ve Siirt’te bilinip de görmezden gelinen gerçekler açığa çıktı.

Polis ve Savcılık soruşturmayı derinleştirdikçe mağdur kızların sayısı 7’ye çıktı.

Kızlardan 2’si, H. ve S. gibi kız kardeş ve 4’ü aynı okulda okuyor, 2’si de yine aynı okuldan mezun.

Çocuk Esirgeme Kurumu yurduna yerleştirilen iki kız, Savcılıkta önce üç isim verdi.

Ancak yurttaki psikologlar yardımıyla kendilerini güvende hissettiklerinde, listeye 25 isim daha eklendi. Diğer kızların ifadeleriyle taciz ve tecavüz iddiasıyla sorgulananların sayısı 100’e çıktı.

***

Kız çocuklarının ifadeleri doğrultusunda aynı sınıftan yaşları 14 ile 16 arasında değişen 7 erkek öğrenci de gözaltına alındı.

Yaşları küçük olduğu gerekçesiyle serbest bırakılan bu 7 erkek öğrenci hakkında savcının itirazı üzerine yeniden tutuklama kararı çıktı.

Mahkemenin gizlilik kararı aldığı bu olayla ilgili Siirtli hukukçuların verdiği bilgiye göre, kızların şikâyetçi olduğu kişiler arasında rütbe ve isimlerini bilmedikleri bir polis ile bir asker de bulunuyor.

Ancak genel kanı, kızların korkudan bu iki zanlının ismini söyleyemediği yönünde.”

***

Yukarıdaki satırları...

Siirt’e giderek olayları bizzat araştıran ve sorgulayan Hürriyet Gazetesi muhabiri Gülden Aydın’ın haber analizinden aldım.

Bugün 23 Nisan “Çocuk ve Egemenlik Bayramı”...

Siirt’te de bayram mı?

star



Bu yazı 1,223 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 11 Ocak 2012 ‘Tanırım, iyi çocuklar’
    • 9 Ocak 2012 Genelkurmay’a o istihbaratı kim verdi?
    • 6 Ocak 2012 Demokrasi ile ‘biat sistemi’ arasındaki fark
    • 30 Aralık 2011 Bombalama emrini kim verdi?
    • 24 Aralık 2011 Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ın adresi
    • 16 Aralık 2011 Susurluk’ta faili meçhul reytingi...
    • 14 Aralık 2011 Ergenekon büyürken uyuyamam...
    • 4 Aralık 2011 Şikeci siyasetin kirli çamaşırları
    • 2 Aralık 2011 Var mı bu yasayı çıkaracak babayiğit?
    • 30 Kasım 2011 Yüzde 3 Türkiye’yi keser mi?
    • 29 Kasım 2011 Devlet-ulustan ulus-devlete geçemeyince
    • 23 Kasım 2011 Ergenekon’un farkında mısınız?
    • 21 Kasım 2011 Birinci Cumhuriyet Dersim’dir...
    • 14 Kasım 2011 Kozinoğlu kalp krizinden mi öldü?
    • 9 Kasım 2011 Kararı alkışlıyor, Bakan’ı kutluyorum
    • 3 Kasım 2011 Almanya’daki Türkler, Türkiye’deki Kürtler
    • 31 Ekim 2011 Cinayet işlemeye özgürlük savaşı mı diyorsunuz?
    • 26 Ekim 2011 Hırsızlar da kardeşiniz mi?
    • 20 Ekim 2011 Keşke gerçek bir ordumuz olsaydı...
    • 19 Ekim 2011 Bir İsrailli kaç Filistinliye bedel?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,427 µs