En Sıcak Konular

Fehmi Koru


Fehmi Koru
0 0 0000

İlk başkanı 2014'te seçeceğiz



Kıbrıs'ta yapılan seçimde Derviş Eroğlu'nun sandıktan Cumhurbaşkanı çıktığı gün, Başbakan Tayyip Erdoğan bir TV programında başkanlık sistemine olumlu baktığını açıkladı. 2011 seçimi ardından bu konunun gündeme geleceğini, halkın kabul etmesi halinde gerekli adımların atılacağını da söyledi Başbakan Erdoğan... Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi bunun alıştırmasıymış...

2011'e ve bir genel seçim sonrasına ait bir beklenti olmasına rağmen 'tartışma sevenler ülkesi' için işte size yeni bir çekişme konusu daha... "Başkanlık sistemi sultanlıktır" ile başlayıp kimbilir nerelere kadar gidecek yeni tartışma kasırgasına hazır olabiliriz.

Cumhurbaşkanını halka seçtirecek anayasa değişikliğinin referandumla yürürlüğe girdiği gün Türkiye sistemini gözden geçirme işaretini verdi. Halkın seçeceği Cumhurbaşkanı, yetkileri bir milim artırılmasa dahi, Meclis tarafından seçilmiş seleflerinden daha fazla inisiyatif kullanacaktır. Her seçilen kendisini seçenlere karşı sorumluluk hisseder; halkın seçeceği Cumhurbaşkanının ikinci kez seçilme imkânı da olacağı için olaylara daha fazla müdahale etmek istemesi kadar doğal bir şey düşünülemez.

Başkanlık değilse de yarı-başkanlığı andıran bir sistemi 2007 referandumuyla kabul etmiş oldu Türkiye...

'Kuvvetler-ayrılığı' ilkesinin siyaseti güçsüz bıraktığı, siyaset-dışı güçlerin etkilerini daha fazla hissettirdiği bir sistemi çok uzun yıllar sürdüren ülkemizde, siyaset ve siyaset adamı bundan böyle daha geniş bir alana sahip olacak.

Üzülelim mi? Sevinelim mi?

Her şeyden önce üzerinde düşünelim derim ben.

Önce bir uyarı... Tayyip Erdoğan'ın gönlünün başkanlık sisteminden yana olduğunu açıklamasından sonra başlayan takvime bağlı spekülasyonların hesaba katmadıkları bir nokta var: Türkiye'ye tarihinin en önemli değişimlerinden birini yaşatan Tayyip Erdoğan'ın makam ile misyon arasında kaldığında hep 'misyonu' tercih ettiği...

Bu uyarının sebebi, Kıbrıs'ta seçmen iradesinin tecelli ediş biçimi... Dört yıl önce Mehmet Ali Talat'ı cumhurbaşkanlığına taşıyan partisinin gücüydü; liderin başından ayrıldığı parti güçsüz kalıyor, parti güçsüz kaldığında önce iktidar sonra Cumhurbaşkanlığı gidiyor... Daha önce seçmen tarafından reddedilmiş, kendisine 'bitti' gözüyle bakılan bir politikacıya bile akabiliyor oylar...

Herhalde Tayyip Erdoğan'ın hiç istemeyeceği, Kıbrıs'takine benzer bir durumun Türkiye'de de yaşanmasıdır. Kendisini Çankaya'da güçlü tutacak sağlam bir ele teslim etmeden partisinin başından ayrılmaz Tayyip Erdoğan...

2011 ve 2012 yıllarında şimdi kapısı aralanan tartışmayı sürdürürüz, ancak Cumhurbaşkanlığı seçimi Abdullah Gül'ün yedi yıllık dönemini tamamlayacağı 2014 yılına kadar söz konusu olmaz. 2014 yılında yalnız yeni Cumhurbaşkanı için gitmeyiz sandık başına, erkene alınacak genel seçim için de oy kullanırız.

İşler planlandığı gibi giderse Tayyip Erdoğan Çankaya'ya çıkar, Abdullah Gül de yeniden Meclis'e girer...

Siyaset bu, işlerin planlandığı gibi gitmeme ihtimali her zaman vardır: Ak Parti kendisini seçmen nezdinde tercih edilir kılan özelliklerden uzaklaşabilir; karşısına şimdikilerden daha ciddi ve daha tutarlı bir alternatif çıkabilir; mevcut yapı devam etse de hiç umulmayan bir şey gerçekleşir ve halk tarafından seçilebilecek bir Cumhurbaşkanı adayı üzerinde muhalefet birleşebilir...

Hepsi mümkün bu ihtimallerin; ancak daha büyük ihtimal, şartların Ak Parti ve Tayyip Erdoğan lehine devam etmesi, Ak Parti'nin iktidarını yenilemesi, Tayyip Erdoğan'ın da Çankaya'ya çıkmasıdır...

2014'te...

Çok heyecanlanmayalım diye yazdım; benim beklentim bu...

yenişafak



Bu yazı 1,073 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 30 Eylül 2012 Ak Parti kongresinin düşündürdükleri...
    • 28 Eylül 2012 Yalan dünya, hem de ne yalan
    • 23 Eylül 2012 Tartışma sağlık alametidir
    • 20 Eylül 2012 Darbeler, CHP ve Deniz Baykal...
    • 18 Eylül 2012 CHP’nin özrünün anlamı
    • 16 Eylül 2012 Hayasızca saldırının düşündürdükleri
    • 11 Eylül 2012 O da bir gün bitecek...
    • 9 Eylül 2012 Ne olur, ne olamaz...
    • 6 Eylül 2012 Suriye politikasına yeniden bakmak
    • 29 Ağustos 2012 Türkiye Pakistan, Hatay da Peşaver değil...
    • 26 Ağustos 2012 Hayatları oyun
    • 19 Ağustos 2012 Orhan Pamuk tiksiniyormuş, ben acıyorum...
    • 14 Ağustos 2012 Milletvekili neden kaçırılır?
    • 12 Ağustos 2012 ‘Yeni gazetecilik’ denen şey
    • 9 Ağustos 2012 Tuzak varsa tedbir nerede?
    • 3 Ağustos 2012 Komutan tanıklık yaptı
    • 31 Temmuz 2012 Abdullah Gül ‘yeniden’ ha, gerçekten mi?
    • 24 Temmuz 2012 Kılıçdaroğlu siyaseti kirli (mi) görüyor
    • 18 Temmuz 2012 CHP’nin Ak Parti açmazı
    • 17 Temmuz 2012 CHP makas değiştirirken...

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,573 µs