Başbakan Tayyip Erdoğan dün sabah İstanbul’da yazarlara seslenip demokratik açılıma destek isterken, haber sitelerine Anadolu Ajansı’nın bir haberi düştü.
Adana’da düzenlenen izinsiz gösterilere katılarak ‘’örgüt adına suç işlemek, propaganda yapmak ve görevli memura karşı direnmek’’ suçlarından yargılanan küçük yaştaki 5 sanık, 3 yıl 5 ay ila 5 yıl 7 ay arasında değişen hapis cezalarına çarptırılmıştı.
Ajans haberde çocukların adını rumuzlu olarak yazmıştı.
Tutuklu sanık olarak bahsediliyordu kendilerinden.
H.Y. (14), A.A. (16), Y.D. (16), V.T. (16) ve Y.D. (16) duruşmada hazır bulunmuş, hakim amcaları cezalarını yüzlerine okumuştu.
Çocukların adını açık yazmanın yasak, hapse göndermenin serbest olduğu bir ülkede yaşıyoruz.
Çocukların adını gizleyerek kişiliklerini koruyoruz.
Onları hapse göndererek de devleti.
O çocuklar aslında taş attıkları için veya gösteri yaptıkları için değil, Kürt oldukları için cezalandırılıyor aslında.
Geçen hafta Adana’daydım.
O çocukların yaşadıkları koşulları gözlerimle gördüm.
Tamamı zorunlu göç çocukları.
Bir göz evlerde yoksulluklarını büyüterek yaşıyorlar.
Umutları bile yok onların.
Sonra Altın Çocuk okuma salonlarını ziyaret ettim.
Bizim gittiğimiz Ferdi Tayfur’un yapımına katkıda bulunduğu için adının verildiği salondu.
Öğretmenler gönüllü olarak görev yapıyor burada.
Çocuklar okuldan çıkınca buraya gidiyor ve 5-6 saatini burada ders çalışarak
geçiriyor.
Hafta sonu da sınavlara hazırlanıyor.
Amaç Anadolu Lisesi’ni kazanmak.
Geçen yıllarda buraya gelmiş ve şimdi o lisede okuyan çocuklarla da tanıştım.
Hepsinin şimdi bir umudu ve hayali var.
Ne olmak istediklerini sorduğumda ‘’Doktor, avukat’’ diye yanıt veriyorlar.
Ama ağırlıklı cevap polis.
En büyük otorite olarak onu gördükleri için mi bilinmez.
Bir yardım eliyle hayalleri ve dünyaları değişen çocuklar bunlar.
Onlar kadar şanslı olmayanları devlet cezalandırıyor.
4 bin kişilik okullarda okuyan, 10-15 kişilik evlerde yaşayan çocuklar bunlar.
Servis parasını ödeyemediği için Anadolu Lisesi’ni bırakmak zorunda olanlar bile var içlerinde.
Devlet elini uzatmadığı, bir umut veremediği çocuklara ceza vermekle yetiniyor.
Hapse atıyor onları.
Ankara’daki siyasetçilerimiz ise açılımdan bahsetmekle yetinip duruyor, çocukları hapse gitmekten kurtaracak bir değişikliği yapamıyor.
Oy kaybetmeyeyim derken çocukları kaybediyoruz aslında.
Haydi çocuklar sinemaya
Ülker artık geleneksel hale getirmeye çalıştığı 23 Nisan Çocuk Şenliği’ni bu yıl da tekrarlıyor. Üç yılda 255 bin çocuğa film izleten Ülker, bu yıl Astroboy isimli filmi gösteriyor.
Gidenler arasında hayatında ilk kez sinema gören çocuklar da var.
Onun için bu çocuklara öncelik tanıyın ve çocuğa tek bir velinin eşlik etmesine özen gösterin ki daha çok çocuk bu filmi görebilsin.
Sabri Ülker’in deyimiyle, ‘’Dünyanın neresinde yaşıyor olursa olsun, her çocuğun mutlu olma hakkı vardır’’ çünkü.
star
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle