En Sıcak Konular

Ali Bayramoğlu


Ali Bayramoğlu
0 0 0000

Sahte korkular ve demokratlık meselesi



Merkez medya, merkez güçlerin, kendisinin, askerin, sermayenin korkularını yansıtmaya devam ediyor.

Bu korku, açık bir şekilde sandıktan, oy tercihlerinden duyulan bir korkudur.

Bu tür korkular aslında "demokrasi krizi"ni ifade eder. Demokrasi krizi baş gösterince korku duyanlar korkuyu aşmak, daha doğrusu korkuyu yaratan koşulları ortadan kaldırmak için ülkeyi demokrasi fikrinden biraz daha uzaklaştıracak, duyulan korkuların arkasındaki gelişmeleri biraz daha tahrik edecek önerilerde bulunurlar.

Zira korku siyaset merkezli olunca, öneriler siyaset dışı olur; öneriler siyaset dışı oldukça bu durum mevcut siyasi alanı biraz daha daraltır, merkez partilerin temsil kabiliyetini biraz daha azaltır ve bu yönde oy tercihlerini allak bullak eder.

Özkökgiller yılarca bunu, bu duruşu temsil ettiler...

Hala devam etmeye çalışıyorlar...

Akademisyenlere referanslarla, gri alanlara işaret edenlerin düşüncelerini kendisine mal ederek yol almaya çalışıyorlar.

Ertuğrul Özkök, örneğin, Radikal 2 Dergisini kendisi için bir alet edevat havuzu haline çevirdi.

Ayşe Kadıoğlu, Ahmet İnsel gibi ruhu, duruşu, kokusu kendisine zıt insanların yazılarına cımbızla el atarak siyasetsizliği tekrar ve başka bir dille pazarlıyor.

Temsil edilen şu aslında: Türkiye'de oluşan yeni toplumsal ve siyasal sahaları görmekten aciz, bunları gördüğü an tedirgin bir duruş.

Bugün bu duruş, özellikle merkez medyanın yazar çizerlerinin çoğunluğu tarafından sürdürüldüğü içindir ki, merkez medya siyasi iktidar başta olmak üzere iktidar odakları karşısında işlevini yerine getirmiyor, taraflardan bir taraf olmakla yetiniyor.

Özetle Özgökgiller hala merkez medyanın ruhunu temsil ediyorlar...

Ve vaaz ettikleri aynı karanlık olmaktan öteye geçmiyor.

Özgür düşünceden, demokrasiden dem vurmaları, ironik olmanın da ötesindedir ve Türkiye'nin kimi alanlarda içine düştüğü sterilliğin göstergesidir.

Şunu kimsenin unutmaması gerek:

Özgür düşünce, siyasetten özerk fikir üretimi, bir toplumun can damarıdır.

Dengeli ve doğal gelişmenin ana rehberidir. Serbest teşebbüs adımları ve bireysel kararlardan siyasi kararlara, edebiyattan müziğe kadar; özgür düşünce, yaratıcılığın onsuz olmaz atmosferini oluşturur. Yaratıcılık ise kültürel, ekonomik ve siyasi refahın temel koşulunu...

Demokrasinin anlamı da burada gizlidir.

Zira, fikir üretimini, düşünceyi, özgür ve rekabetçi tartışma besler; tartışmayı mümkün kılan ise demokrasidir.

Tartışmanın temel işlevi 'ötekini' dinlemek ve anlamaksa; anlamak farklı görüşler arasında etkileşime yol açıyorsa; etkileşim de zengin ve yaratıcı bir kimlik üretiyorsa... Bu, eşitlikçi, özgürlükçü ilke ve kuralların kendiliğinden oluşumu ve onun etrafında şekillenen bir toplumsal mutabakat demektir, demokrat bir zihniyet demektir...

Demokrasiden beslenen ve demokrasiyi besleyen de işte bu mutabakat ve zihniyettir...

Demokrasi ve demokratlık, bizde olanın tersine, herşeyden önce kendini sorgulama ve mutlak kılmama çabasıdır.

Ve bu çabanın ötekilerin, bizden farklı olanların varlığıyla, talepleriyle ilişki içinde olmasıdır.

Bunlar ile sahte demokratar arasındaki fark açıktır...

Özkökgiller'den uzak durmak, belki biraz Türkiye'de etik mesele böyle bir şeydir...

yenişafak



Bu yazı 1,111 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 15 Eylül 2012 Sorgulama vakti...
    • 28 Ağustos 2012 Kürt sorununda yeni safha...
    • 25 Ağustos 2012 Kürtlerin şiddeti...
    • 30 Haziran 2012 Anter'in katili yaşlanmış mı?
    • 12 Mayıs 2012 Solun şiddetle hesaplaşması
    • 3 Mayıs 2012 Yeni Türkiye'nin doğum belgesi...
    • 21 Şubat 2012 Dink davası ''sil baştan''...
    • 18 Ocak 2012 İkinci cinayet zamanı
    • 17 Ocak 2012 Hrant'a sözüm var...
    • 21 Aralık 2011 Soykırım ve yasa
    • 3 Aralık 2011 Dönme dolap...
    • 30 Eylül 2011 Yazıcıoğlu ve jandarma...
    • 8 Eylül 2011 Aydının şiddetle sınavı...
    • 1 Ağustos 2011 İstifaların anlamı ve yarını: Pek iyi...
    • 28 Temmuz 2011 Parlamentoda bir terörist...
    • 5 Temmuz 2011 Futbolda temizlik, ülkede temizliktir
    • 10 Haziran 2011 Yeni CHP ha! Hadi oradan...
    • 24 Mayıs 2011 MHP'de yaşananlar ve perde arkası
    • 19 Mayıs 2011 Askere ''leş'' toplatmayan generaller iş başında
    • 19 Nisan 2011 Militarist-ulusalcı batak...

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,869 µs