En Sıcak Konular

Mustafa Ünal


Mustafa Ünal
0 0 0000

CHP'yi aşmak



Anayasa uzlaşma olmadan değişmez deniyor ya... Burada kastedilen CHP'nin sürece dahil olması. CHP dışındaki bütün partiler bir araya gelse yine de uzlaşma sağlanmış sayılmayacak. Örnek mi? Üniversitelerde başörtüsü yasağına son veren anayasa değişikliğine CHP dışındaki partilerin hepsi oy verdi.
550 sandalyeli Meclis'te 411 rakamına ulaşıldı. Bu bir rekordu. Ancak bu tabloya 'uzlaşma' değil, 'kaos' dendi. Anayasa Mahkemesi 411 rakamına değil, CHP'ye kulak verdi. 367 gibi bir uygulamayla yetkisini aşarak değişikliği iptal etti.

AK Parti diğer partileri dışarıda bıraksın sadece CHP ile anlaşsın bunun adı 'büyük uzlaşma' olur. Peki, CHP ile el ele vererek Anayasa'yı değiştirmek mümkün mü? Maalesef, hayır. Daha AK Parti 'A' derken CHP 'aklından bile geçirme' diye tepki verdi. Paketin içeriğini görmeden 'Zinhar olmaz. Anayasaya dokundurtmam. Engellemek için her yolu denerim' dedi.

İş ciddiye binince de Meclis Başkanı'na 'paketi kabul etme' çağrısı yaptı. CHP'nin ancak 'statükocu' çizgisinde uzlaşmak mümkün. CHP değişime doğru adım atmaz, uzlaşacak partinin, bulunduğu yere yani kendisine gelmesini ister. Bunun adı da reform olmaz.

Statükocu, antidemokratik eleştirileri parti yönetimini rahatsız etmiş olmalı ki, CHP iki yıl önceki programını hatırlattı. Yoksa alternatif bir paket açıklamış değil. Keşke öyle olsa... CHP de bir anayasa paketi hazırlasa. Belki iki partinin paketlerinden bir sentez oluşur.

CHP ile uzlaşma mümkün olmadığına göre bu ülkede reform yapılamaz mı? Zor da olsa, biraz gerilim de artsa yapılır. Eğer iktidarlar bugüne kadar CHP'nin olurunu arasalardı kesinlikle Türkiye bu noktada olmazdı. Bırakın İstanbul Boğazı'nda ikinci köprüyü, birinci köprü bile yapılamazdı. Boğaz'a köprü yapılmasına bile karşı çıkan bir zihniyet...

Ankara'da yaşayanlar bilir. Meclis'in önündeki tünellerden oluşan büyük bir kavşak inşa edildi. Başkent trafiğine nefes aldırdı. CHP'lilerin Akay Kavşağı'nı engellemek için yürüttüğü çalışmalar bir kitap olur. Defalarca mahkeme kararıyla durdurmayı da başardılar. Melih Gökçek CHP engelini güçlükle aşabildi.

Turgut Özal 1980 sonrası Türkiye'yi dönüştürürken sol zihniyetle uzlaşma arasaydı ne para reformunu ne de telekom devrimini yapabilirdi. Daha çok örnek verilebilir. CHP'nin dün Boğaz Köprüsü'ne direnmesiyle bugün yargı reformuna karşı çıkması arasında bir farklılık yok. Karşı çıkmak sol siyasetin en iyi yaptığı iş...

Yıllar önce bir kitapta okumuştum. Amerika'da ilk buharlı gemi Hudson Nehri'ne indirilecek... Heyecan dorukta. Nehrin iki yakasında tarihî olayı görmek için binlerce insan toplanmış. Onlardan biri de her şeye karşı çıkan karamsar bir çiftçi. Durmadan çevresine 'Gemiyi yürütmeyi başaramayacaklar' der durur. Gemi çalışır ve kalabalığın çılgınca alkışları arasında yol almaya başlar. Gözler yaşlı çiftçiye döner; ne diyecek diye. İnadı inat bu kez de 'Yürüttüler ama asla durduramazlar' der... Her şeye karşı çıkan CHP'lilere ne çok benziyor.

Birkaç hafta önce İngiliz Financial Times'ın 'Türk siyasetinin asıl sorunu muhalefet' diye yazması boşuna değil. David Gardner imzalı analizdeki şu satırlar dikkat çekiciydi: "Muhalefet iktidara gelmek için mücadele etmekteki tembelliği, artık seçim kazanamaması nedeniyle ordu ve mahkemelere başvuruyor. Ancak muhalefet partileri gerçek partiler değil. Büyük egoya sahip ama küçülen tarikatlar gibiler. Atatürk'ün CHP'si yaşlanmış ve liberallikten uzak, dümensiz bir kalıntı gibi. Ve genç Türkiye'ye çekici gelmekten çok uzak."

Allah'tan Türkiye'de siyaset CHP'yi aşacak dinamizme sahip. Bir deli gömleğini andıran 12 Eylül anayasasını kısmen de olsa değiştirecek irade hem Meclis'te hem de toplumda mevcut. Sağ iktidarlar sola rağmen, nasıl Boğaz Köprüsü'nü yapabildiyse 12 Eylül anayasasını da değiştirebilir...

zaman



Bu yazı 920 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 26 Eylül 2012 Balyoz duruşu
    • 23 Eylül 2012 'Balyoz' yok sayılamaz
    • 19 Eylül 2012 Menderes'in kabrinde bir CHP lideri
    • 5 Eylül 2012 İki görüşme...
    • 29 Ağustos 2012 Çiçek'in çıkışı
    • 1 Ağustos 2012 Tutukluluk avantaja dönüşmemeli
    • 29 Temmuz 2012 Rüya gibi
    • 25 Temmuz 2012 Suriye nelere gebe?
    • 18 Temmuz 2012 CHP değişir mi?
    • 1 Temmuz 2012 Davutoğlu ile Suriye...
    • 27 Haziran 2012 Cevap, yeri ve zamanı geldiğinde...
    • 20 Haziran 2012 Dağlıca yine dağladı
    • 17 Haziran 2012 7+5 senaryoları
    • 13 Haziran 2012 Kürtçe derste tarihî adım
    • 8 Haziran 2012 İyimser hava
    • 30 Mayıs 2012 'Hassas ve gerilimli iş'
    • 23 Mayıs 2012 Meclis'te Erdoğan barışı
    • 18 Mayıs 2012 Rota başkanlık sistemi
    • 16 Mayıs 2012 Tutuklu vekillere yasayla tahliye yok
    • 9 Mayıs 2012 28 Şubat'ın dalga boyu

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,007 µs