En Sıcak Konular

Mehmet Altan


Mehmet Altan
0 0 0000

Erkek olursa Nevruz, kız olursa Bahar



Yirmi Aralık’tan 30 Ocak’a kadar kaç gün? Kırk gün... Buna “büyük çile” demişler... Bir Şubat’tan yirmi Şubat’a kadar olan yirmi günlük sürece de “küçük çile”...

Neden?

Çünkü insanlık, kışı...

Hastalık, dert, bela, müşkül, zorluk ve nihayetinde de ölüm olarak kabul etmiş.

Bugün Nevruz...

Tabiat uyanıyor ve bahar geliyor...

Demek ki...

Çileden kurtuluyor, dertlerden arınıyoruz.

Yanlış anlaşılmasın, mitolojik anlamda tabii ki...

***

Bugün, günler birbirine eşitleniyor...

Bundan böyle her günün biraz daha uzayacağı bir mevsim değişikliği bu...

Böyle bir değişim coğrafi olarak dünyanın neresinde yaşanıyor?

Kuzey yarım kürede.

Hindistan’dan Sibirya’ya, Çin Seddi’nden Avrupa’ya, Kuzey Amerika’nın bütününe kadar çok geniş bir mekânda...

***

Bu geniş coğrafyadaki kutlamalarla, mitolojik de olsa çileleri geride bırakacağımız söylendiğine göre...

Eğer bu gün...

Ateş üzerinden atlarsanız, atlarken:

“Ağırlığım, yorgunluğum, marizliğim

 kötülüklerim dökülsün odda yansın” demeyi unutmayın.

Şayet hamileyseniz...

Ve bebek bugün avdet buyurursa:

Erkek olanlara Nevruz, Bayram;

Kız çocuklarına ise Bahar, Gonca, Semeni, Nergiz, Yasemin, Menefşe isimlerini verebileceğinizi de unutmayın...

***

Şayet Nevruz ismini koyarsanız diye söylüyorum...

Anadolu’da “kardelen” çiçeğine “nevruz çiçeği” veya “sultan nevruz çiçeği” de denilmektedir.

Bu çiçek baharın müjdecisidir.

Çünkü daha karların erimesini bile beklemeden karlar arasından çıkıverir ve görenlerin gönlünü sevinç ve ümitle doldurur.

Buradaki sultan sözü, galiba Sultan Melikşah’ın hazırlatmış olduğu Takvim-i Celâlî’den gelmektedir.

***

Ama...

Âşık Veysel’in o hüzünlü, yanık sesinden hafızalarımıza nakşolan halk türküsünü de unutmayın:

“Nevruz der ki ben nazlıyım

Sarp kayalarda gizliyim

Mavi donlu gök gözlüyüm

Benden âlâ çiçek var mı?

Al baharlı mavi daşlar

Yârim gurbet elde aşlar”...

Bu hüzün kardelen çiçeğinin kısacık ömrü için midir?

***

Bugün sadece Nevruz değil...

Aynı zamanda Pazar da...

Biraz da Nevruziye yapmak isteyebilirsiniz...

***

Bilmiyorum, biliyor musunuz?

Nevruz günü yenilmek üzere yapılan bir nevi tatlı yahut macuna da Nevruziye denir.

Osmanlı döneminde bu macun eczacılar tarafından yapılır, özellikle hekimbaşı tarafından Nevruz’da hazırlanıp saraylılara sunulan macuna itibar edilirdi...

Hatta derler ki...

Günümüzde Manisa Merkez Camii minaresinden halka atılan mesir macununun atasıdır...

***

Nevruz şöleni yeni bir başlangıcı simgeler...

İnsanlık bununla yıpranan dünyayı yenilediğini düşünür.

Nevruz dünyanın yeniden yaratılışını da içerir.

Aslında toplumsal olarak aklımızı başımıza alsak da...

“İnsan odaklı” toplumsal bir yeniden yaratılışı gerçekleştirsek...

Ve bu “insanın insanın kurdu olmadığı” yeni hayat da “Nevruziye” tadında olsa...

star



Bu yazı 854 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 11 Ocak 2012 ‘Tanırım, iyi çocuklar’
    • 9 Ocak 2012 Genelkurmay’a o istihbaratı kim verdi?
    • 6 Ocak 2012 Demokrasi ile ‘biat sistemi’ arasındaki fark
    • 30 Aralık 2011 Bombalama emrini kim verdi?
    • 24 Aralık 2011 Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ın adresi
    • 16 Aralık 2011 Susurluk’ta faili meçhul reytingi...
    • 14 Aralık 2011 Ergenekon büyürken uyuyamam...
    • 4 Aralık 2011 Şikeci siyasetin kirli çamaşırları
    • 2 Aralık 2011 Var mı bu yasayı çıkaracak babayiğit?
    • 30 Kasım 2011 Yüzde 3 Türkiye’yi keser mi?
    • 29 Kasım 2011 Devlet-ulustan ulus-devlete geçemeyince
    • 23 Kasım 2011 Ergenekon’un farkında mısınız?
    • 21 Kasım 2011 Birinci Cumhuriyet Dersim’dir...
    • 14 Kasım 2011 Kozinoğlu kalp krizinden mi öldü?
    • 9 Kasım 2011 Kararı alkışlıyor, Bakan’ı kutluyorum
    • 3 Kasım 2011 Almanya’daki Türkler, Türkiye’deki Kürtler
    • 31 Ekim 2011 Cinayet işlemeye özgürlük savaşı mı diyorsunuz?
    • 26 Ekim 2011 Hırsızlar da kardeşiniz mi?
    • 20 Ekim 2011 Keşke gerçek bir ordumuz olsaydı...
    • 19 Ekim 2011 Bir İsrailli kaç Filistinliye bedel?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    11,528 µs