En Sıcak Konular

Cengiz Çandar


Cengiz Çandar
0 0 0000

Tayyip Erdoğan'ın 'özür borcu' var



Tayyip Erdoğan, çok ayıp etti.
BBC’ye “Bakın benim ülkemde 170 bin Ermeni var; bunların 70 bini benim vatandaşımdır. Ama 100 binini biz ülkemizde şu an idare ediyoruz. E ne yapacağım ben yarın, gerekirse bu 100 binine hadi siz de memleketinize diyeceğim, bunu yapacağım” dediği için.
Vicdansız bir adam olsa, ‘ayıp etti’ demeye gerek olmazdı. Kendisinden beklenen, bilinen davranışı gösterdi der, geçer giderdik. Bu sözleri söylemeden 48 saat önce Roman Açılımı’nda yüzünde o insani, sevecen ifadesiyle eğlenen Başbakan’ın vicdanından kuşkulanamayız.
Hadi kişiliğinin inşa edildiği Kasımpaşa ile Roman vatandaşlarımızın damgasını vurduğu Dolapdere birbirine bitişiktir, Romanlara ilişkin kavrayışını çocukluğundan beri içselleştirmiş olmalıdır Tayyip Erdoğan; peki yine o Dolapdere’de, az üzerindeki Kurtuluş’ta Pangaltı’da hiç mi gariban Ermeni ile teması olmamıştır, vicdanı Dolapdere’nin ötesine uzanamamış mıdır?
Gazze’de insanların yaşadığı dram karşısında gözyaşlarını engelleyemeyen Tayyip Erdoğan’ın vicdandan nasibini almadığını, ‘selektif vicdan’a sahip olduğunu söyleyemeyiz.
Tayyip Erdoğan’ın en yakın dostları Onur Öymen ya da Canan Arıtman olsaydı, bu sözleri söylemesini yine garipsemezdik. Bu açıklamasını yapmasından bir gün önce zaten Canan Arıtman, şu günlerde Onur Öymen aynı beş aşağı beş yukarı aynı sözleri söylemiş, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu karşı çıkmıştı.
Tayyip Erdoğan’ın en yakın dostları yukarıdaki isimler gibi olsa, ‘ırkçı’ der, geçer
giderdik. ‘Irkçı’ birisinin bu gibi sözlerinden hayal kırıklığı duymaz, ‘ayıp ettin’ demezdik. O nedenle, ‘özür dile’ davetinde bulunmak da aklımızdan geçmezdi.
Onun adı Tayyip Erdoğan olduğu için, diyebiliriz. Başbakan Tayyip Erdoğan, o sözleri nedeniyle Ermenilerden özür dilemelidir. Çünkü ‘ırkçı’ içerikteki sözleri başka hiçbir yolla düzeltmek mümkün değildir.
***
Başbatan Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’deki Ermenistan vatandaşı göçmen emekçiler için söyledikleri bir bakıma ‘şecaat arz ederken merdi Kıpti sirkatin söyler’ özdeyişini uygun düşüyor.
Eğer ayda ortalama 400 TL’ye çalışmak zorunda kaldıkları için vatandaşı oldukları ülkelerinden ülkemize gelen Ermeni emekçiler ‘kaçak işçi’ statüsünde olduklarını bile bile, bunca zaman onlara göz yummuşsanız, bile bile ‘yasa dışı’ bir duruma göz yummuşsunuz demektir.
Şayet İnsani mülahazalarla böyle davrandıysanız, ki, doğrusu odur, Batı parlamentolarına soykırım yasa tasarıları geldiği vakit, böyle bir söz söylüyorsanız, o takdirde o binlerce insanı aslında siz ‘siyasi rehin’ olarak tutuyordunuz. Böyle ise yaptığınızın ‘insani mülahaza’ ile alâkası yoktur.
Bu sözlerin ‘siyaseten’ de iler tutar tarafı bulunmuyor. Markar Esayan’ın dün yazdığı gibi ‘Komşularla sıfır sorun siyasetinden, ayda 400 TL’ye çalışan gariban emekçi göçmenleri rehine olarak kullanma seviyesine yapılan sorti baş döndürücü gerçekten’. Gerçekten.
Bu sözler ile Başbakan, hafta başında Dışişleri Komisyonu’ndaki Öymen-Arıtman hattı ile buluşmuş, kendi Dışişleri Bakanı’nın o hattı reddetmesini ise iptal etmiş, sıfırla çarpmış olmaktadır.
BBC’ye söylediklerini gerçekleştirmeye kalkışsa ne olacak? Gerçi kaçak işçi durumundaki Ermenilerin onun söylediği gibi 70 bin değil 15 bin olduğu söyleniyor ama ister 70 bin olsun, ister 15 bin; binlerce Ermeniyi ‘geldikleri yere’ toplayıp göndermek ‘2010 Tehciri’ görüntüsü yaratmayacak mı?
Tayyip Erdoğan’a yakışacak mı bu görüntü?
***
Başbakan, dün, 1915’e gönderme yaptığı konuşmasında “Bizim medeniyetimizde
öldürmek, katletmek yoktur.
Sevgi medeniyetidir. Gelecek kin ve nefret üzerinde kurulamaz” dedi. 1915’te olanı olmamış saymak için ikide bir aynı şeyi söylüyor: “Bizim medeniyetimizde öldürmek, katletmek, soykırıma uğratmak yoktur.”
Hiç kimse, 1915’te olanları ‘İslâm Medeniyeti’ne ya da ‘Türk ulusu’na yüklemiyor. Sorumluluk, Talât Paşa yönetimindeki İttihat Terakki hükümetinde. Tayyip Erdoğan, bunca zamandır İttihatçılık’ın 2000’lerdeki uzantılarıyla boğuşuyor. Günümüzün ‘Talât Paşa Komitesi’ Tayyip Erdoğan’ı bir kaşık suda boğmaya, ‘Tehcir’e hazır.
Tayyip Erdoğan niçin İttihat Terakki’nin günahlarını üstlenmeye bu kadar teşne?
İttihat Terakki’nin bir döneme ait siyasi kararlarının ‘bizim medeniyetimiz’ ile ne ilgisi var?
Tayyip Erdoğan’ın tarihi doğru değerlendirmeye, tarihe ilişkin yeni bir bakış açısı kazanmaya ihtiyacı var.
Ancak, geleceğin ‘kin ve nefret üzerine’ kurulamayacağı konusunda kendisiyle mutabık olan hepimize, tam da ‘kin ve nefret tohumları’nı sulamaya yarayacak türden BBC’ye ettiği sözlerine ilişkin, öncelikle ‘özeleştiri’ ve ‘özür borcu’ var.

radikal



Bu yazı 1,124 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 2 Mart 2012 'İç savaş salgını' ve 'korunma yolları'...
    • 8 Şubat 2012 Türkiye, Suriye'de savaşa mı gidiyor?
    • 13 Temmuz 2011 Diyarbakır DTK'nın, BDP Ankara'nın
    • 22 Haziran 2011 Türkiye'nin doğru Suriye pusulası
    • 14 Haziran 2011 Yeni anayasa için AK Parti-BDP-CHP uzlaşması
    • 13 Mayıs 2011 İktidar Kürt sorununu anlamalı
    • 16 Nisan 2011 AK Parti'nin Güneydoğu'da 'siyasi ricatı...'
    • 12 Nisan 2011 Aday listelerini okuma kılavuzu
    • 1 Mart 2011 Hoca ve 28 Şubat'ın cenazesi
    • 22 Şubat 2011 Libya: Osmanlı dominosu ve Bingazi'deki kan davası
    • 19 Şubat 2011 Ergenekon faturası
    • 5 Şubat 2011 Mısır'ın tarih yazdığı gün...
    • 8 Ocak 2011 Hizbullah tahliyesi mi rönesansı mı?
    • 5 Kasım 2010 TAK, ne kadar PKK, ne kadar 'Ergenekon?'
    • 29 Ekim 2010 'Tek Cumhuriyet'in iki Ankara'sı
    • 26 Ekim 2010 Bu gidişle katilden çocuk yaratılacak
    • 6 Ekim 2010 Washington'daki Türkiye
    • 1 Ekim 2010 Daha seyahatin başı, çözümün eşiği değil...
    • 29 Eylül 2010 Türkçeye onurunu iade edin
    • 21 Eylül 2010 Hakkâri provokasyonuna inat

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,270 µs