Unuttuk bile ama ‘Kürt açılımı’ veya ‘Demokratik Açılım’dan ses seda çıkmıyor epeydir. Halbuki birkaç ay öncesine kadar ne kadar hararetli biçimde bunu konuşuyorduk.
Şimdilerde Anayasa değişikliği paketini, yargı reformunu konuşuyoruz. Bakalım ne kadar süre konuşacağız? Bakalım bunlar gündemden ne zaman düşecek?
***
Mesele biraz şu galiba: Hükümet, hepsi de aslında bu ülkenin çok ama çok önemli meselelerini tartışmaya açıyor, bu tartışmanın bir süre devamını temin ediyor ama sonra neredeyse hiçbir şey yapmadan konuyu orada öylece bırakıveriyor.
Bir yakınım bu durum için, “Hükümet çok sayıda daha önce tokmağına bile dokunulmamış kapıyı açtı, büyük bir cesaret gösterdi ama açtığı kapılardan hiçbirinde içeri girmedi, kapıyı da kapatmadı... O kapılar hep açık kaldı” dedi.
Haksız da değildi.
Açılan en önemli kapı, Avrupa Birliği kapısı. Ve hâlâ açık. Haksızlık etmiş olmayayım, bu kapının hemen kapanmasını kimse beklemiyordu zaten ama bu kadar uzun süre önemli
hiçbir şey yapılmadan öylece açık bırakılması da hayal kırıklığı yaratmıyor değil.
Aslına bakacak olursanız, Kürt meselesi de, yargı reformu da, askerin sivillere tabi olması konusu da, hepsi ama hepsi AB ile de ilgili şeyler.
***
Peki neden hükümet başta çok istekli göründüğü konularda ansızın duraklıyor?
Neden mesela, en basitinden çocuk suçluların Ağır Ceza’da yargılanmaktan kurtarılması yasasını en azından çıkartmıyor, bunu bile bir pazarlık unsuru gibi elinde tutuyor?
Veya, siyaseten muhalefetin de katkısı olmadan gerçekleştirmenin imkansıza yakın olduğunu bile bile Anayasa değişikliği konusunu, hem de beraberinde referandum tehdidiyle birlikte neden gündeme getiriyor?
Önce muhalefetle işbirliği arasa, Anayasayı değiştirmek için daha kolay yolar bulmaya çalışsa, bu olmuyorsa referandumu da göze aldığını gösterse fena mı?
Bu soruların cevabını bilmiyoruz.
Bildiğimiz şu: Herhangi bir konuda yapılacak herhangi bir referandum, hükümetten çok muhalefetin hoşuna gidiyor ve işine geliyor.
Tam da bu sebeple, bana Anayasa değişikliğine hiç kalkışılmayacakmış gibi geliyor. Hükümet gücünü bu aşamada test etmeye kalkışmayacaktır.
Ancak bu Anayasa değişikliğinin gündeme gelip yapılamamasının bir bedeli olacaktır. O bedeli biz demokrasi özleyen, daha normal bir ülkede yaşamayı isteyen vatandaşlar ödeyeceğiz.
Nasıl kapanmayan kapıların açık duruyor olmasının bedelini ödüyorsak, bunu da ödeyeceğiz.
radikal
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle