En Sıcak Konular

Nuh Gönültaş


Nuh Gönültaş
0 0 0000

AK Parti'nin zamana ihtiyacı var...



Rahmetli Turgut Özal döneminde Özal'ın mangal yüreğiyle yaptığı reformlarla millete sağladığı kazanımlar onun ölümünden, büyük ihtimalle de öldürülmesinden sonra birer birer geri alındı.28 Şubat darbesi ile birlikte de özgürlükler önemli ölçüde kısıtlandı.

Siyasete ve seçilmişlere büyük engeller çıkarıldı.

Özal öldü, büyük ihtimalle de öldürüldü, film geriye sarılmaya başlandı.

Zamanı geriye işletmeye çalıştılar.

Gerici denilen sosyopat tip, toplumun değişim ve gelişim dinamiklerini yok ederek statükonun devamını sağlamaya çalışanlardır.

28 Şubat'tan sonra 28 Şubat'a destek veren siyasiler ilk seçimde barajı bile geçemediler.

Refah Partisi içinden çıkan Tayyip Erdoğan ve arkadaşları kurdukları parti ile yapılan ilk seçimde büyük bir başarı kazandılar.

Ve Türkiye'de AK Parti dönemi başladı.

O günler zor günlerdi.

AK Parti'ye, başbakana iktidar olmakla muktedir olmak arasındaki fark sık sık hatırlatılıyordu.

Oysa AK Parti tek başına iktidara gelmiş, hatta neredeyse anayasayı tek başına değiştirecek bir konuma yükselmişti.

Bu Meclis yeni de bir cumhurbaşkanı seçecekti.

Meclis'te kahir ekseriyet AK Parti'nindi. Bu da cumhurbaşkanının AK Partili olacağını belirliyordu.

Ne oldu?

367 katakullisi...

Kim yaptı, Anayasa Mahkemesi...

Düşünebiliyor musunuz, bunu bile yaptılar.

Buna rağmen ve de ordunun 27 Nisan muhtırasına rağmen AK Parti cmhurbaşkanını seçti.

Cumhurbaşkanı seçimiyle AK Parti'nin muktedirliği arttı.

Muhtıra etkisini gösterdi.

27 Nisan Muhtırası zemininde girilen 2007 seçimlerinde AK Parti beklenenden daha çok oy aldı.

Türkiye şimdi yeni bir seçime doğru yol alıyor ve hâlâ AK Parti'nin bir alternatifi bulunmuyor.

Bu süreçte Ergenekon davası var ve sonuca ulaşması uzun süreceğe benziyor.

Ergenekon davasını elbette hükümet yürütmüyor ama hükümetin bu davanın yürütülebilmesi için siyasi desteği bulunuyor.

Sivilleşme süreci devam ediyor. Ve bu süreç de hemen bugünden yarına sonuç alınabilecek bir süreç değil.

Demokratik açılım süreci bir süre kesintiye uğrasa da devam ediyor. Ve bu süreç de uzun vadeli bir iş.

Yargı reformu yapılacak.

Yeni anayasa yapılacak.

Bunlar da öyle hemen bugünden yarına yapılabilecek işler değil.

Bir süreç gerekiyor ve bu süreç kısa vadeli bir süreç değil.

Peki AK Parti iki dönemdir tek başına iktidar, niçin bu sayılan ve yapılması Türkiye için olmazsa olmaz olan değişiklikleri yapmadı?

Yapmadı değil, yapamadı!

AK Parti hükümeti yeni yeni muktedir oluyor!

Türkiye gibi statükocu, değişime direnen ve ideolojik devlet yapısında iktidarların muktedir olması pek kolay değil.

AK Parti iktidarının ikinci dönemi ile başlayan süreçler devam ediyor. Bu süreçlerin sonuçlanması için de muktedir bir AK Parti'ye süre gerekiyor.

Bülent Arınç şöyle demişti:

Ben şahsen o zamana kadar halktan oyu alıp, parlamentoya girdiğimizde işin biteceğini düşünüyordum. Hele bir iktidar olalım, kendi düşüncemize, siyasi programımıza uygun bir icraat yapabileceğimizi ve uygulayabileceğimizi düşünmüştüm.'

Demek ki kazın ayağı öyle değilmiş!

Her şey, özellikle siyaset bir süreç işidir.

Bir ağaç bile en az on senede meyve veriyor.

bugün



Bu yazı 1,125 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 8 Temmuz 2012 Delikli demir ile mertlik arasındaki ilişki...
    • 5 Temmuz 2012 İki arada bir derede ölüm!
    • 28 Haziran 2012 Dessas-ı ehli dünyanın hafiyeleri veya satılık kalemler...
    • 26 Haziran 2012 Kılavuzu NATO olanın...
    • 17 Haziran 2012 Davet ile davete icabet...
    • 5 Haziran 2012 AK Parti celladına gülümserken...
    • 31 Mayıs 2012 Kürtaj emanete ihanettir!
    • 13 Mayıs 2012 28 Şubat dalgaları ve hükümetin kıyıları...
    • 26 Nisan 2012 CHP'nin tarihi en yumuşak yeri...
    • 24 Nisan 2012 Vatana ihanetin yasal dayanağı olur mu?
    • 19 Nisan 2012 Peki, AK Parti iktidarı bin yıl sürecek mi?
    • 17 Nisan 2012 Çevik Bir nefreti, Tayyip Erdoğan sevgisi...
    • 14 Nisan 2012 Adaletin rövanşı...
    • 8 Nisan 2012 İçimizdeki darbeciler yüzünden...
    • 29 Mart 2012 Gazete kapatmak çağ dışı bir çözümdür...
    • 22 Mart 2012 Talimatla akreditasyon olur fakat demokrasi olmaz...
    • 13 Mart 2012 Liderlik cesareti...
    • 8 Mart 2012 Stratfor ve WikiLeaks gazeteciliği!
    • 1 Mart 2012 Bu ülkede 28 Şubatlar bitmez!
    • 26 Şubat 2012 15 yıl sonra yeniden ''şubat soğuğu!''

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,254 µs