Serdar Turgut
0 0 0000
Uyuşturucu tehlikesi
Altın vuruş diye adlandırılan fazla doz esrar alarak hayatını sona erdiren Melis ile ilgili haberleri okurken bu ülkede çocuk sahibi olmanın ne kadar da zor olduğunu düşündüm. Anne ve babalık sürekli endişeli olmayı gerektiriyor ve üstelik Çocuğumu bu yaşa getirdim. Artık büyüdü, ben kafamı rahat tutarım demek imkanınız da yok anne babalar olarak. Hastalıklar, okullar ve büyüme sorunları derken yıllar akıp gidiyor ve bir gün bakıyorsunuz ki kızınız ve oğlunuz büyümüş kocaman insan oluvermiş. Ondan sonra da başka endişeler başlıyor. Türkiyede son yıllarda bir bela gençleri kıskacına aldı, uyuşturucu belası çok can aldı bir o kadar da insanın hayatını mahvetmeyi sürdürüyor.
Melisin öldüğü gece yaşadıkları, aslında o yaş grubundan birçok genç kızın ortak hayat deneyi olabiliyor. İnanmayanlar bir gece Beyoğlundaki barlara takılsınlar ve biraz içki ve esrar parası için her şeyi yapmaya hazır genç insanları görsünler.
Görüntüler başkalarının sorunu değil. Bizim sorunumuz, o çocuklara olanlar, yapılanlar ülkenin çöküntüye uğraması anlamına geliyor. Bu nedenle sorunla mücadele hepimizin vazifesi.
Bu ülkenin karşı karşıya kaldığı çözümü en zor sorunlardan bir tanesidir. Zordur çünkü ne tanımlar ne de çözümler nettir. Şurası muhakkak ki sağlıklı bir aile yapısı çocuklarımızın korunması için en başta gelen koşullardan bir tanesidir. Anne ve babalar çocuklarını ilgilendiren konularda mutlaka ortak hareket etme bilincine sahip olmalıdırlar. Boşanmış olsalar dahi bunu yapmayı becermelidirler. Yoksa bazı acılar yaşandıktan sonra yüreğe inen acılar sonunda yapılan geçmiş muhasebeleri bir anlam ifade etmeyebilir. Hızlı şehirleşme ile birlikte yaşanan yabancılaşma ve yalnızlaşma süreci gençleri dünyada yalnız ve korumasız bırakmıştır. Onları nasıl koruyacağımız ise kolay cevabı olan bir şey değil. Kabul ama en azından gayret etmeliyiz. Bir açıdan baktığınızda özellikle İstanbul vahşi bir ortamdır. Gençler bu ortama yalnız ve korumasız çıktıkları zaman her türlü tuzak onlar için açıktır. Polis, eğitimciler, anne ve babalar ortak çalışarak eylem planları hazırlamalı ve çocuklarımızı tehlikelere karşı korumaya çalışmadır. Türkiyede sosyal bilinç anne ve babalarda ne yazık ki hiç yok gibidir, ancak onların katılmadığı hiçbir sosyal eylem projesinin başarılı olabilmesi mümkün değildir.
Bizim gençliğimizde hatırlarım; anne ve babalarımız Amerikadan bahsederken, oradaki uyuşturucu felaketinden dehşetle söz ederlerdi ve Türkiyede böyle bir şeyin olmamasına şükrederlerdi. Onların bu korkusu bizlerin de içine işlemişti. Örneğin ben çok genç yaşta Amerikaya gittiğimde her türlü uyuşturucu sokaklarda bulunabilirken o korku nedeniyle elimi sürmedim yıllar boyu bu tür şeylere. Şimdilerde ortam ne yazık ki değişti. Bu açıdan Amerikanın eski haline benzemeye başladık maalesef. Benziyoruz da Amerikada uyuşturucu belasına karşı yapılan sosyal eylemleri de yakından izleyip, onlardan öğrenebiliriz. Orada mücadelenin temelinde okul aile birlikleri yer alır. Onlar aktiftir. Mücadelenin esas moturu onlardır. Onlar aktif olduğu için sokakların kontrol altına alınması gençlerin denetlenmesi ve eğitilmesi mümkün olmuştur. Dolayısıyla ben bugün manşetimizdeki acılı babanın feryadının anne ve babaları harekete geçiren bir sosyal siren olabilmesini diliyorum. Hayal mi kuruyorum. Hayır sanmıyorum, istersek yapamayacağımız şey değil ve sonuçta çocuklarımızın hayatı söz konusu bunu da unutmayın.
Bu yazı 1,372 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
20 Nisan 2009
Cemaat ile TSK diyaloğa girmeli
-
22 Aralık 2008
Erdoğan’ın kızının resmini görünce utandım
-
11 Aralık 2008
Modernizmin ölümü ve anlamsızlık
-
11 Kasım 2008
Fehmi Koru’nun yazısının şifreleri
-
3 Kasım 2008
Acımasız düzen
-
31 Ekim 2008
Medya Faşizmi nedir?
-
28 Ekim 2008
THY’nin devrimci kararı
-
24 Ekim 2008
Krizi fırsata çevirmek
-
22 Ekim 2008
Kriz komplo olabilir mi?
-
2 Ekim 2008
New York şehrinin kapanması
-
16 Eylül 2008
Doğan’ın büyük kötülüğü
-
17 Ağustos 2008
Medya da temizlenecek
-
7 Ağustos 2008
Taşlar yerine böyle oturur
-
27 Temmuz 2008
Faili meçhul hayatım
-
17 Haziran 2008
Derin devlet gurusu
-
23 Mayıs 2008
S-muhtıra
-
1 Mart 2008
ABD’ye nanik yapılmaz
-
29 Şubat 2008
Bölgenin ‘Büyük Abi’si
-
9 Şubat 2008
Fakirlik ebedi oldu
-
15 Ocak 2008
Enerji güvenliğinde stratejik ortaklık
Yorumlar
+ Yorum Ekle