Sami Kohen
0 0 0000
Kıbrıs için yeni bir umut mu?
BM Genel Sekreter Yardımcısı İbrahim Gambari'nin girişimiyle Lefkoşa'da gerçekleşen Talat-Papadopulos görüşmesi, Kıbrıs sorununun çözümü için yeni bir umut mu?
İki liderin uzun bir durgunluk döneminden sonra, BM'nin şemsiyesi altında masaya oturması ve en azından "çerçeve" sayılan bir mutabakat metni üretmesi yeni bir beklenti yaratıyor.
Ancak atılan bu ilk adımın kapsamlı çözüm yolunu açıp açmayacağını kestirmek için zaman çok erken. Kıbrıs anlaşmazlığında şimdiye kadar umutla başlayan, fakat çok geçmeden hüsranla biten o kadar görüşme süreçleri gördük ki...
Her şeye rağmen, BM'nin yeni bir girişimde bulunması ve iki liderin bir araya gelmesi -ve de yeni bir süreç başlatabilecek bir mutabakat sağlaması- olumlu bir gelişme.
Nedenler değişik
Gambari'nin Kıbrıs sorununu buzdolabından indirmek istemesinin nedenlerini anlamak zor değil. Genel Sekreter Kofi Annan şimdiye kadar yapacağını yaptı. Artık kendisi tekrar devreye girecek durumda değil. Kaldı ki bu yılın sonunda görevi bitiyor.
Ancak Gambari, bu işe atanan yetkili olarak, yeni bir atağa kalkmakta yarar görüyor. Amacı BM'yi yeniden devreye sokmak, sorunun başka forumlarda (bu arada AB'de) içinden daha da çıkılmaz hale gelmesini önlemektir. Böylece hiç olmazsa Genel Sekreter'in sonbaharda vereceği raporda, BM'nin bu konuda aktif olduğu da tescil edilmiş olacak...
Türk tarafı öteden beri BM'nin tekrar devreye girmesinden yanadır. Bu bakımdan KKTC liderinin Gambari'nin çağrısını kabul etmesi bu politikaya uygun. Buna karşılık Papadopulos'un buna razı olması önemli -ve hatta bazı çevreleri şaşırtan- bir gelişme.
Rum liderinin böyle bir buluşmaya razı olması için sebepler var. Papadopulos BM raporunda görüşmeye yanaşmayan taraf olarak görünmek istemez. Ayrıca Rum yönetiminin son zamanlarda bazı AB ülkelerinin ve de ABD'nin baskıları altında kaldığı biliniyor. Hatta Atina'nın dahi Papadopulos'un tavrından memnun olmadığı ve kendisine bazı telkinler yaptığı da söyleniyor...
Sonuç belirsiz
Sebepler veya amaçlar ne olursa olsun, şimdi Kıbrıs'ta yeni bir süreç başlıyor. Gerçi Lefkoşa'da ilan edilen mutabakat metni, sadece bir çerçeveden ibaret. Yani bundan sonra içini doldurmak gerekecek. Her zamanki gibi, zorluklar, anlaşmazlıklar da o zaman ortaya çıkacak...
Mutabakatın somut yanı, iki ayrı kulvarda yeni bir süreç başlatmasıdır. Birincisi, teknik meselelerle ilgili görüşmelerdir ki, bu temmuz ayı içinde start alacak. Diğeri de, uzmanların Kıbrıs sorununun özü ile ilgili yapacağı hazırlık çalışmaları ile ilgilidir ki, bu da Talat ve Papadopulos'un katılımıyla gerçekleşecek.
Mutabakatın 5 maddesi, genel ilkeleri belirliyor. Birinci maddenin "iki toplumlu iki bölgeli federasyon"a dayalı çözüm ile ilgili cümlesinde "siyasi eşitlik" ilkesine de değinilmesi KKTC açısından önemli... Buna karşılık ikinci maddede yer alan "statükonun kabul edilemez" olduğu ifadesi, bir bakıma Türk tarafının şimdiye kadar "de facto" durumunun tescili yönünde harcadığı çabalara ters düşüyor... Teknik komitelerin çalışmalarının gündeminin ne olacağı, bu maddeler arasında yer almıyor. Bu listenin hazırlanmasında epey görüş ayrılığı çıkabilir...
Ama Türk tarafı açısından, bu yeni sürecin başlaması, olumlu bir olay. Hatta bunun Türkiye'nin AB'deki durumunu rahatlatması ve "Financial Times"ın belirttiği gibi, "Türkiye ile AB arasında (Kıbrıs yüzünden) çıkması olası bir krizi gidermesi" de mümkün...
Bu yazı 1,153 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
3 Ocak 2012
Rusya ile ''kazan-kazan''
-
20 Aralık 2011
Irak’taki boşluğu kim dolduracak?
-
23 Eylül 2011
BM’nin Filistin sınavı
-
18 Ağustos 2010
Tabular yıkılırken...
-
6 Ekim 2009
Yorgo’nun dönüşü
-
6 Mayıs 2009
Şimdiki öncelik Kafkasya
-
7 Nisan 2009
Obama’dan çarpıcı mesajlar
-
24 Şubat 2009
Araplar neden birleşmez?
-
20 Ocak 2009
Obama neyi ne kadar değiştirecek?
-
23 Aralık 2008
Ortadoğu’da domino oyunu
-
19 Aralık 2008
Stratejik önem yetmez!
-
4 Kasım 2008
Sürpriz olur mu?
-
10 Ekim 2008
Kriz neleri ne kadar değiştirir?
-
3 Ekim 2008
ABD’de “part-time” sosyalizm!
-
19 Eylül 2008
Livni ile barış olur mu?
-
16 Ağustos 2008
İran’la ilişkilerde ince ayar
-
1 Ağustos 2008
Türkiye şimdi nasıl görünüyor?
-
10 Temmuz 2008
Neden İstanbul?
-
22 Şubat 2008
Sarkisyan'dan beklenen...
-
20 Şubat 2008
Castro gitti ama Castroizm sürüyor
Yorumlar
+ Yorum Ekle