Türkiye’deki gelişmeleri dünyadan bağımsız düşünmüyorum. Ekonomik kriz de dahil, dünyadaki tüm olanları büyük bir mücadelenin yansımaları olarak görüyor ve bu büyük hesaplaşmanın meydan muharebesinin, yani sonucu belirleyecek çatışmanın ülkemizde olacağını söylüyordum. Yaşadığımız bulanıklığın giderek berraklaştığı ve bulutların dağılmaya başladığı söylenebilir.
ABD en büyük rakibi olan Çin’e karşı tavrını giderek sertleştiriyor. Ekonomik alanda Çin parasının değerini yükseltmesini istiyor böylece Çin’in ihracatını, kendi ülkesinin Çin’den yaptığı ithalatı sınırlamaya çalışıyor. Çin’in karşısına Hindistan’ı yerleştirmek eğiliminde olduğu gözleniyor.
ABD Merkez Bankası faiz oranlarını yükseltmeye başladı. Bu dolara olan talebi artırırken avroda düşüşe neden olacak. Avrupa’da gözlenen finans krizi bu kararla artacak. Önümüzdeki dönemde AB içinde ciddi ekonomik sorunlar yaşanırsa ve bu AB üyelerinin siyasi etkinliğini sınırlarsa sürpriz olmayacaktır.
Türkiye’nin bölgesindeki etkinliğinin artacağı ve bu gelişmenin hem ABD hem de Rusya’nın politikalarıyla uyum içinde olduğu, bu iki gücün ülkemizde uzun süren bir istikrasızlığı istemeyeceği söylenebilir. Oysa dış dinamiklerin ülkemizi etkileyeceği düşüncesi genellikle reddedilmiş ve her şeyin iç dinamiklerin eseri olduğu söylenmiştir.
Bazen çok sıradan olaylar ciddi sonuçlar yaratabilir. Erzurum-Erzincan hattında gelişen olaylar ve bunun sonucu olarak yargının neredeyse bir bütün olarak iktidar karşısında yer alması tamamen tesadüftür ve önceden planlanan bir yanı yoktur denebilir. Oysa basit sayılabilecek bir yetki tartışması büyük bir cepheleşmeye yol açmıştır. Tesadüflerin böyle büyük sonuçlar yaratabileceği düşünülürken neden bunların planlanmış olabileceği, küçük bir ihtimal olarak bile, düşünülmez? Son zamanlarda orduya yönelik eleştirilerin artan dozu bir tahrik amacı taşıyor olabilir mi ve bu da planın bir parçası mı?
Birbiriyle ilgisiz gibi görünen bu olayların bir anlamı olduğunu düşünüyorum. Farklılıklar cepheleşmeye dönüşmüş ve bir kriz ortamı yaratılmıştır. Kriz ortamlarında olağan dışı davranışlar görülebilir. Böyle durumlarda tarafların güçlerinin ve kriz yönetimindeki ustalıklarının sonucu belirleyeceği söylenebilir.
Darbe iddialarının ve yargı sürecinin kamuoyuna bu kadar büyütülmeden ve ülkenin sürekli bir darbe tehdidi altında olduğunu söylemeden yürütülmesi mümkündü ve bu iktidara bugünkünden fazla yarar sağlar ve cepheleşmenin önüne geçilebilirdi. Erzurum-Erzincan hattındaki yargı krizi son derece gereksizdi ve önlenseydi yargının cephenin içinde bu kadar belirgin rol alması engellenebilirdi. İktidarı destekleyenlerin sert tavrının halkı nasıl etkilediği herkese göre değişir. Sonuç olarak oluşan cephelerden kimin öne çıkacağında dış destek önemli ölçüde etkili olacaktır.
star
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle