En Sıcak Konular

Mehmet Ali Birand


Mehmet Ali Birand
0 0 0000

Yargı, neden bilet fiyatlarına karışır?



Bana istediğiniz kadar aksini söyleyin, yine de kabul edemiyorum. Yargının, belediye’nin metrobüs biletlerine yaptığı zammı “fazla bulup” iptal etmesinden söz ediyorum.
Karar halk tarafından beğeniyle karşılandı. Sonuçta da zam geri alındı. Aslında herşey yasalara uygun şekilde yapıldı.
Gaddar belediye, yargı tarafından doğru yola getirilmişti . Yargı fakir halkı korumuş oldu.
Şimdi burada bir dakika duralım.
Zira işin içinde bir çarpıklık yok mu?
Eğer otobüs fiyatlarından, yıkılıp yerine yenilerinin yapılacağı projelere kadar günlük yaşamın her alanına yargıyı soktuğumuz taktirde, bu ülke yönetilemez duruma girmiyor mu? Nitekim son yıllarda hemen her alanda böylesine bir kaos yaşanmıyor mu?
Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir uygulama, bu şekilde yapılmaz. Belediyelerin aldıkları kararların hesabını yine belediyeler verir.
Bu insanları bizler seçiyoruz ve yetki veriyoruz.
Eğer gereksiz zamlarla hayatımızı cehenneme çevirirlerse, onlara cezalarını sandıkta yine biz vermeliyiz, yargıçlar değil.
İktidarları eleştirebilir, hatta yerden yere vurabiliriz, ancak iktidarların herşeyi yargıya sorup, yargının vereceği karara göre adım atmalarını istememeliyiz.
Atatürk Kültür Merkezinin durumu ortada.
İstanbul’u Kültür Merkezi ilan ettik, oysa henüz doğru dürüst bir operası, bir sanat merkezi yok. Kadir Topbaş, Atatürk Kültür Merkezini yeniden yapmaya kalktı, adamı  dünyaya geldiğine pişman ettik. Bugünkü durumuna bakın. Dünya’nın en çirkin binası Taksim’in göbeğinde oturuyor.
Neden?
Yargı, eski binanın tarihi kimliği ve özgün konumunun yeni projede korunmadığı (!) gerekçesiyle yıkılmasını önledi de ondan...
Benim mantığım bunu kabul etmiyor.
Eğer bu şekilde yolumuza devam edeceksek, gelin belediyelerin alacakları kararların tümü yargıç denetiminden geçsin...
Olacak iş mi bu ?
Ne ilginçtir ki, hem toplum olarak hukuk filan dinlemeyiz, hem de işimize geldiğinde hukukun boşluklarından yararlanıp yargıyı kullanırız.
Sonuçta yargıçlar da yasalarda yazan kuralları uyguluyor, onlara bakarak karar veriyor. Kafalarına göre veya benim gibi düşünerek karar vermeleri halinde, bu kez yasaları çiğnemekle suçlanacakları açık.
O halde her konuyu yargıya taşımaktan kurtulmak için, meclisin köklü bir yargı reformu yapması, kanunlarda idareyle yargının yetki alanlarını çok net şekilde tarif etmesi gerekiyor.
Aksi halde bu karmaşadan kurtulmak mümkün değil..


YARGI,  ASKERİN YERİNE  Mİ GEÇİYOR?
Sadece günlük yaşamımızı değil, yargı, siyasi yaşamımızı da yönetiyor.
Dikkat edecek olursanız, laik kesim son dönemlerde Ak Parti’ye yönelik muhalefetini, yargı üzerinden yapar oldu. Daha önceleri  askerin etkisi kullanılır ve iktidarların beğenilmeyen eylemlerine Genelkurmay’ın tepki göstermesi sağlanırdı.
Artık asker siyaset ile arasına mesafe koydu.
Konuşmuyor, siyasetçiye nasıl hareket etmesi gerektiğini söylemiyor.
Yargı devreye girmiş gibi görünüyor 
Cumhuriyeti koruma ve  kollama, yargıçların omuzlarına bırakıldı.
Bu yargı karmaşasından kurtulmamız gerekiyor.
Ne yaparız, nasıl yaparız bilemiyorum...Ancak birşeylerin düzelmesi kaçınılmazlaşıyor.
Ak Parti iktidarıyla mücadeleyi hep dolaylı yollardan yapıyoruz. Bu durum önümüzdeki seçimlere kadar da devam edecek ve son kararı 2011 seçimleri verecek. Ancak sandıktan ne çıkarsa çıksın, yine de pek birşeylerin değişeceğine inanmıyorum.
Yine halkı bilinçsiz-bilgisiz bir koyun sürüsü gibi göreceğiz...
Yine onun oy verdiği parti veya partileri beğenmeyeceğiz...
Sonra ne olacak biliyor musunuz ?
Birgün yeterli çoğunluğu bulacak bir başka iktidar, yargının kolunu kanadını kırıp, kendi kafasındaki yargıyı yaratacak.
O zaman da işi abartıp, yargı tümden etkisizleşecek.
Ak Parti, elindeki parlamenter çoğunluğa rağmen, bugüne kadar yargıyı tümünden değiştirmedi veya değiştiremedi. Ancak hiç kuşkunuz olmasın, Anayasa Mahkemesi başta olmak üzere, eğer AKP bir dönem daha iktidar olursa, yargıya bu partinin felsefesine yakın isimler ve mekanizmalar hakim olacaktır.
Böyle bir olasılık hepimiz için kötü sonuçlar verecektir.
Yargıyı ne kadar dengeli bir sisteme oturtabilir , yasaları ne kadar açık ve net şekilde yeniden elden geçirip düzenlersek, hukuk sistemimizi o kadar sağlamlaştırırız.


EĞER BU HABERİ, POSTA VERİYORSA...
POSTA’nın dünkü manşeti çok ciddiyle alınmalı. Özellikle de TSK’ye karşı “yıpratma kampanyası” statüsüne sokulmamalı.  Unutmayalım ki, bu gazetenin temel politikası, Türk Silahlı Kuvvetlerine toz kondurmamak, mesnetsiz, sırf yıpratmak için yapılan yayınlardan kaçınmaktır.
Dünkü manşet haber Candaş Tolga Işık tarafından titizlikle incelenmiş, kontrol edilmiş ve doğrulandıktan sonra sayfaya taşınmıştır.
Genelkurmay Başkanlığının bu konuda bir açıklaması var, ancak haberin özünü değiştirmiyor.  Eğer POSTA gibi, bu konularda dikkatli davranan bir gazete böyle bir haberi manşete çıkarıyorsa,  yetkililer olayı mutlaka ciddiye almalı ve kamuoyunu da bu yönde aydınlatmalı.

posta



Bu yazı 1,155 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 27 Eylül 2012 Türkiye, Suriye'de frene basıyor...
    • 25 Temmuz 2012 Türkiye'siz İsrail'in eski etkinliği kalmadı...
    • 20 Temmuz 2012 Esad için yer aranmaya başlandı, ancak henüz kabul eden ülke bulunamadı...
    • 13 Temmuz 2012 Washington Ankara'yı yavaşlatmaya çabalıyor
    • 27 Haziran 2012 Türkiye karizmasını çizdirmedi...
    • 21 Haziran 2012 PKK, vurdukça devre dışı kalıyor...
    • 25 Nisan 2012 23 Nisan müsamelerinden kurtulamayacak mıyız?
    • 19 Nisan 2012 Böyle subay yetiştirirseniz, Darbe'ye hayret etmeyin
    • 2 Mart 2012 ABD raporu: Ermenistan ile ilişkiler açılmalı...
    • 21 Şubat 2012 Bu defa MİT kazandı, ancak dikkat...
    • 9 Şubat 2012 Bırakın dindar nesli, tablet nesli geliyor...
    • 23 Aralık 2011 Biz neden kızıyoruz, asıl Sarkozy utansın...
    • 15 Aralık 2011 Gül 2014'e kadar Çankaya'da...
    • 10 Aralık 2011 Erdoğan çekildi, partinin haline bakın...
    • 30 Kasım 2011 Başbakan'ın ameliyat sonucu saklanmamalı...
    • 27 Ekim 2011 Devlet ne yapsa, bir türlü yaranamıyor...
    • 20 Ekim 2011 Bu açık bir cinayettir, bir savaş ilanıdır
    • 29 Eylül 2011 PKK vuruyor, ancak kışkırtamıyor...
    • 21 Haziran 2011 Erdoğan'ı tarihe asıl Kürt sorunu geçirir...
    • 22 Nisan 2011 Türkiye, BDP'ye sahip çıktı

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,449 µs