Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, geçen hafta isimlerini de vererek dört medya patronunu bir nevi tehdit etti.
Önemli bir siyasi partinin liderinin, bırakın medya patronlarını, dört sade vatandaşın adını vererek tehditvari konuşması (‘Ülkücüler unutmayacak...’ vs.) bile bir ülkede büyük olay olması gerekirdi.
Ama başta bu dört patronun sahibi olduğu medya kuruluşları olmak üzere Türk medyası onunun üzerinde (birkaç köşe yazarının yazdıkları dışında) neredeyse hiç durmadı.
Acaba neden?
Bana öyle geliyor ki, kimse Bahçeli’yi ciddiye almadı. Zaten MHP lideri, geçen yaz aylarında hükümet Kürt açılımını başlatacağını söyledikten sonra girdiği çizgiyle (‘O zaman biz dağa çıkarız’ bile dedi Bahçeli, Başbakanı vatana ihanetle suçladı) ciddiye alınır biri olmaktan uzaklaştı zaten.
Aynı Bahçeli daha önce de, hem de hükümetteyken, bu satırların yazarı dahil bir grup gazeteciyi isimlerimizi de vererek yine tehdit etmişti. O zaman da suçlama aynıydı: MHP’yi eleştiriyorsanız vatan hainisinizdir!
Ve o zaman da ne ben ne de tehdide uğrayan diğer gazeteciler tehdidi ciddiye almıştık, ‘Bahçeli bizi tehdit etti’ diye yazı bile yazmadık, yanlış hatırlamıyorsam.
Oysa belki de hata ettik ve bugün de ediliyor.
Çünkü Bahçeli ve üslubu ciddiye alınmayıp tartışma konusu yapılmayınca, ‘Bir siyasetçi böyle konuşamaz’ denmedikçe, bu siyasi üslup kalıcılaşıyor, sıradanlaşıyor.
Bakın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da zaman zaman bu üslubu kullananlardan. Bu gazetenin de yayıncısı olan şirketlerin büyük ortağı Aydın Doğan ve ailesi için meydanlarda isim de vererek neler söyledi Başbakan, hatırlıyoruz hepimiz.
Gerçi Başbakan ciddiye alındı, gereken cevaplar verildi, bu üslup tartışıldı ve kınandı ama Türk
siyasi sistemi kişileri ve kurumları tehdit anlamına gelecek polemikleri yapmamak konusunda kendine bir ders çıkarmadı yapılan tartışmadan sonra.
Bir gazeteye, bir televizyona, yaptığı bazı yayınlardan veya genel yayın politika tercihlerinden ötürü çok kızabilirsiniz, benim de var böyle kızdığım yayınlar.
Önemli olan bu kızgınlığı ifade ediş biçiminiz. Devlet yönetmeye talip olan veya zaten yönetmekte olan politikacılardan, siyasi liderlerden daha soğukkanlı, sağı solu altı üstü daha iyi düşünülmüş tepkiler beklemek hakkımız.
Çünkü bugün bir medya patronuna kızan siyasi lider, yarın ya bir yabancı başbakana aynı üslupta kızmaya kalkarsa? Ya onu da kapalı veya açık biçimde tehdit ederse?
Kaldı ki bir gazete veya TV’nin yayınlarına veya yayın politikasına kızıyorsunuz diye onun patronunu tehdit etmek ne demek oluyor? O gazete ve TV’leri gazeteciler yönetiyor, yayınla ilgili kararları da gazeteciler alıyor. Patronlar, çoğu zaman o yayınları Devlet Bahçeli ile aynı anda görüyorlar, bana göre çoğu zaman da gözden kaçırıyorlar MHP ile ilgili haberleri, eleştirileri.
O yüzden, belki de son örnek olarak Devlet Bahçeli’yi ciddiye almalı ve bu üslubu sonuna kadar tartışmalıyız.
Tartışalım ki, bu tehdit üslubunun kimseye bir şey kazandırmadığı ve kazandırmayacağı kafalara kazınsın.
radikal
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle