En Sıcak Konular

Mümtaz'er Türköne


Mümtaz'er Türköne
0 0 0000

Bahçeli mi, Baykal mı?



Baykal "sadece boş çıkan ithamlar var" noktasında. Bahçeli ise net bir tavır sergiliyor; Genelkurmay'dan gelen açıklamalar için "tatminkâr bulmak mümkün değildir" hükmünü veriyor.
Açık ve net darbe karşıtı, özgürlükçü ve demokrat bir tavır sergiliyor. Galiba CHP'nin ve MHP'nin siyasî yelpazede durduğu yerin değişeceği bir süreç yaşanıyor.

Türkiye, doğrudan doğruya ordusunun merkezde olduğu çok derin bir siyasî krizin içinden geçiyor. Bu kriz sona erdiği zaman, taraflardan hiçbiri eskisi gibi kalmayacak. Ordumuz iç politikadan çekilecek. Siyasî aktörler için ise bu kriz aynı zamanda bir fırsat. Özellikle CHP ve MHP için. Yoksa AK Parti üçüncü dönemine rakipsiz bir şekilde vasıl olacak, demokratik açılımdan aldığı yaraları bir kalemde silecek.

Baykal, bildik kıyl u kal üslubunun içine, çok özel adreslere teslim mesajlar yerleştiriyor. Başbakan'a "Genelkurmay başkanını görevden al öyleyse" dediğine göre, kolladığı çok hassas dengeler var. Öbür taraftan Çetin Doğan'ın planı, adıyla müsemma, balyoz gibi Türkiye'nin gündemine oturmuşken kargalara bile inandırıcı gelmeyecek "somut hiçbir şey ortaya çıkmadı" savunmasını sürdürüyor. Baykal her şeyi, bu arada planın "devlet planı" olduğunu biliyor. Genelkurmay Başkanı'nın sorduğu sorunun peşine takılıyor: "Bunlardan kimler yararlanıyor?" Sahi bir suçun ortaya çıkartılmasından ve suçlunun yakalanmasından kim yararlanır?

Genelkurmay Başkanı'nın sıkıntısı ortada. Sorumlu kişisel olarak kendisi değil; ama töhmet altındaki kurumunu savunmak zorunda. Darbecileri, çeteleri bir kenara bırakalım, silahı elinde vatanı bekleyen askerin erinden en yüksek rütbeli subayına kadar hepsi zor durumda.

Yaşanan gerginlik AK Parti hükümeti ile orduyu, ister istemez karşı karşıya getirmiş durumda. Hükümet, kendisine vekâlet veren halk adına bu planların hesabını sormak, askeri demokrasinin hizasına sokmakla mükellef. Aksi takdirde hükümet olarak kalması bile mümkün değil. Üstelik, bu karşısında duran ordunun içinde yer aldığı devlet denen devasa makineyi çalıştırmaya ve ülkeyi yönetmeye mecbur. Ordu değişecek, eski alışkanlıklarından vazgeçecek. Bu durum askerler için geri çekilme olarak algılanacak. Tablonun kurumlar arası çatışma olarak takdim edilmesinin sebebi bu.

Türkiye'nin bu krizden zarar görmeden çıkmasının yolu, askerle hükümet arasındaki bu kutuplaşmayı adil ve politik olarak doğru bir denge içinde çözecek bir aktörün devreye girmesi. Bu krizin muhalefet için müthiş bir fırsat olması, dengenin muhalefet üzerinde kurulacak olması yüzünden. Demokrasi sadece hükümeti değil, muhalefeti de var etti. Muhalefet de en az hükümet kadar üzerine bastıkları zemine sahip çıkmak zorunda. Ne var ki CHP, içinden çok sağlıklı sesler gelmesine rağmen Baykal'ın liderliğinde ayağına gelen bu fırsatı ince hesaplar uğruna heba ediyor. Devlet Bahçeli ise durumu doğru değerlendirmiş ve stratejisini belirlemiş olarak halkın huzuruna çıkıyor. MHP'nin tereddütsüz ve sağlam bir tavırla demokrasiye sahip çıkması ve darbe planlarına karşı yine demokrasinin sunduğu "şeffaflık" çözümünü savunması bu anlama geliyor.

MHP darbe tartışmalarında CHP'yi sollayarak öne geçti ve demokrasiye sahip çıktı. Tablo o kadar keskin ki, solun geleneksel olarak sahip olduğu sol değerler adına CHP ile MHP'yi yer değiştirerek takip etmek gerekiyor. Bu durumda MHP, hükümet ile asker arasında halkın takip ettiği dengenin en hassas yerine oturmuş oluyor. Baykal bir yandan Sarıgül'ün, bir yandan da kendisinden rol çalan Bahçeli'nin arasına sıkışmış durumda.

Mayıs ayında CHP'nin kongresi var. Darbe karşıtı olarak kılıcını çekemeyen Baykal muhtemelen tekrar genel başkan olur, ama acaba CHP nerede durur?

Muhalefetten bahsi açmışken; camileri bombalamayı, mütedeyyin insanlarımız üzerinden kirli oyunlarını gerçekleştirmeyi planlayan cuntacılara karşı Saadet Partisi ve demokrat duruşuyla tanıdığımız genel başkan Numan Kurtulmuş neden beklenen tepkiyi göstermiyor? 28 Şubat'tan en çok mağdur olmuş kesimlerin seslerini daha fazla yükseltmeleri gerekmez mi?
 
zaman



Bu yazı 995 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 30 Eylül 2012 Bu sefer çözülecek mi?
    • 16 Eylül 2012 Din eğitiminde devlet tekeli kalkıyor
    • 14 Eylül 2012 Siyaset, artık dine alet edilmiyor!
    • 13 Eylül 2012 CHP, PKK ile müzakere yapabilir mi?
    • 9 Eylül 2012 Merkez Sağ'ın son noktası
    • 7 Eylül 2012 Başbakan sertleşmekte haklı mı?
    • 28 Ağustos 2012 Hükümet haklı çıktı
    • 26 Ağustos 2012 Kawa ve Ergenekon
    • 24 Ağustos 2012 Terör sorunu ayrışıyor
    • 17 Ağustos 2012 Hem şiddet üreten, hem barış isteyen bir örgüt
    • 16 Ağustos 2012 'Paralel devlet'in iflası
    • 12 Ağustos 2012 Kürt, Türk, Alevî ve Sünni olmak
    • 10 Ağustos 2012 Yangını kim söndürecek?
    • 5 Ağustos 2012 Ordulaşan partiler ve partileşen ordular
    • 22 Temmuz 2012 Davutoğlu haklı çıkarsa?
    • 17 Temmuz 2012 'Hücre yenilenmesi'
    • 29 Haziran 2012 ÖYM'leri kaldırması için hükümete yetki verdiniz mi?
    • 24 Haziran 2012 Türkiye savaşa girer mi?
    • 21 Haziran 2012 Teröre teslim olmak
    • 19 Haziran 2012 Çözüme yakın mıyız?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    7,502 µs