En Sıcak Konular

Bülent Korucu


Bülent Korucu
0 0 0000

Eminağaoğlu tekzip gönderir mi?



Yargıçlar ve Savcılar Birliği'nin sabık ve sakıt başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, yoğunluğunu azalttı ve asıl işi olan savcılığa döndü diye düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz.
Ömer Bey, Yargıtay'ın en genç üyelerinden biri olmak için epey mesai harcıyor. Eskiden yargının en yüksek organına taban yaş olan 45'te pek kimse seçilmezdi. İçtihat makamına, meslekte dirsek çürütmüş biraz olgunlaşmış isimler yükselirdi. Şimdilerde bu gelenek bozulacak gibi görünüyor. Herhalde geçerli sebepleri vardır. Neyse biz Eminağaoğlu'ndan devam edelim. Adliye'de yükselmek için belirli kriterler aranıyor. Birincisi saha tecrübesi ve bütün bölgelerde hizmet etme gerekliliği. Şark hizmeti de diyebileceğimiz 4. ve 5. Bölgelerde görev yapmamış savcı ve hâkim bulmak neredeyse imkânsızdır. Ömer Bey, bu az sayıdaki istisnalardan biri. Bandırma ve Kırıkkale Delice dışında saha tecrübesi yok. Şark hizmetini ise teğet bile geçmemiş. Yargıtay'a paraşütle iner gibi nasıl girdiği merak konusu. Yıllarca imkânsızlıklar içinde hizmet eden, kalorifersiz binalarda Adliye'nin yükünü çeken meslektaşları bu 'şanslı' arkadaşlarına gıpta ediyorlar. "Bize de böyle bir piyango vurur mu?" diye iç geçirip, biraz da kıskanıyorlar.

Eminağaoğlu'nu kıskananlar yalnızca taşradaki cefakâr meslektaşları değil. Yargıtay'da görev yapan ve her yıl en az 800-900 dosyayı sonuçlandırıp tebliğname yazması gereken savcılar da bu imtiyazlı arkadaşlarını kısık sesle eleştiriyor. Kısık ses olması çok normal, zira arkasının güçlü olduğu intibaı herkesi etkiliyor. Biraz rahat çalışsın ve dosya okumaması göze batmasın diye tutulduğu siyasi partiler masasındaki dönem sayılmazsa, Ömer Bey'in bugüne kadar binlerce tebliğname yazmış olması gerekiyor. Oysa Eminağaoğlu için bu rakamın en iyimser tahminle yüzlerle ifade edilebileceği söyleniyor. Ağır cezada ve tutuklu yargılananların dosyalarına bakan 1. Bölüm'deki performansı sanık avukatlarının isyanına sebep olmuştu. Kısa sürede sonuçlandırılmaması halinde ağır mağduriyetler oluşan bu masadan, memur suçlarına bakan 4'e, orada da birikmeler sebebiyle rahatsızlık doğurunca 2. Bölüm'e gönderildi. Benzer durumdaki savcılar geçerli mazeretleri bile olsa Yargıtay'dan gönderiliyor. Bilindiği üzere Başkan Hasan Gerçeker, yüksek mahkemedeki dosya yığılmasından şikâyetçi olmuştu. Geçen yıldan kalan dosya sayısı 700 bin. Bu rakam önümüzdeki yıla devrederken bir milyonu geçecek. Böyle bir kurumda asli vazifesini aksatana hesap soracak birileri olmalı. Bu birisi doğal olarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya. Meslektaşları kadar derse girmeyen öğretmen, nöbet tutmayan polis, hasta bakmayan doktor istintaka tabi tutuluyorsa; savcı da sorgulanmalı. Kaldı ki Yargıtay'da sayılan isimler var, performans düşüklüğü sebebiyle yerel mahkemelere gönderilmiş.

Eminağaoğlu, bu eleştirilerimi cevaplayan bir açıklama gönderse memnuniyetle ve mahkeme kararı beklemeden yayınlarım. "Görev yaptığım yerleri eksik yazmışsınız, şu şark görevlerimi görmezden gelmişsiniz ve şu kadar dosyayı neticelendirdiğimi yazmamışsınız" derse gerçekten mutlu olacağım. Nihayetinde balık baştan kokar. Yargıtay'da bir savsaklama ve imtiyazlı konum olursa, bütün yargı mekanizmalarına katlanarak yansır. Merkezdeki küçük bir açı kayması muhite büyüyerek ulaşır. Bunun olmaması, yargıyı son sığınak bilen her Türk vatandaşı gibi bizi de rahatlatır.

Yargıtay üyeliğine gelince, Zekeriya Öz'ü hakkındaki şikâyetlerden dolayı 1. sınıf savcı yapmayan Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun ağır cezada yargılanan birini Yargıtay üyesi yapacağına ihtimal vermiyorum. Ömer Bey boşa kürek çekiyor.

zaman



Bu yazı 1,074 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 28 Eylül 2012 Emri verenle alan bir olur mu?
    • 11 Eylül 2012 Siyasette sonuçsuz arayışlar
    • 4 Eylül 2012 PKK'yı kim cesaretlendiriyor?
    • 3 Ağustos 2012 Özkök Paşa'nın tarihî tanıklığı
    • 31 Temmuz 2012 Kılıçdaroğlu, koltuğunu sağlamlaştırdı
    • 27 Temmuz 2012 Anketler ne diyor?
    • 6 Temmuz 2012 Ahmet Şık, Ahmet Şık'ı yalanlıyor
    • 26 Haziran 2012 Karayılan söyledikleri mi kaçırdıkları mı?
    • 15 Haziran 2012 Özal'ın ölümü aydınlanacak mı?
    • 22 Mayıs 2012 Anayasanın dili
    • 11 Mayıs 2012 Başkanlık Türkiye'de uygulanabilir mi?
    • 8 Mayıs 2012 CHP'de yerel seçim mücadelesi
    • 4 Mayıs 2012 AİHM, mahkemeyi ibra etti
    • 17 Nisan 2012 Balyoz'da acı fren!
    • 27 Mart 2012 Balyoz'a ABD'den destek gelmiş!
    • 16 Şubat 2012 MİT tartışmasındaki toz bulutu
    • 8 Şubat 2012 Dindarların talebi özgürlük
    • 3 Şubat 2012 CHP'liler dama oynuyor
    • 31 Ocak 2012 CHP'de anomali doğumun yan etkileri
    • 20 Ocak 2012 Mahkeme aslında 'örgüt var' diyor

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,410 µs