En Sıcak Konular

Ismet Berkan


Ismet Berkan
0 0 0000

'Türkiye Şikâyet Cumhuriyeti'



Türkiye’nin önemli siyasal sorunlarının başında demokrasisini ve hukuk devletini Batı standardına getirememesi var.
Son yıllarda bu iki konuyu bazen birbirine karıştırarak da olsa hararetle tartışıyoruz. Tartışırken de haklı olarak, geçmişten devraldığımız mevcut düzeni de kıyasıya eleştiriyoruz.
Bu eleştirilerin önemli bir bölümü, geçmişten farklı olarak, iktidar partisi tarafından, hatta bizzat onun başbakanı tarafından sıklıkla dile getiriliyor. Bu da çok önemli ve güzel bir şey.
Eleştirilerin bir bölümü, özellikle son aylarda yoğunlaşan haliyle asker-sivil ilişkilerinde, askerin sistem içindeki yerinde ve askerin kendini hukukun üstünde görüp görmediği sorusunda düğümleniyor.
Demokrasi ve hukuk tartışmalarımız asker meselesinden ibaret değil kuşkusuz ama asker meselesi çok önemli bir yer tutuyor, bunu unutmayın.
Bütün bu eleştirilerin karşısında askerin sistem içindeki ağırlığını koruması gerektiğini söyleyen bir savunma çizgisi de var; ben bunu da sağlıklı buluyorum, tartışmanın karşı tarafı da var ve görüşlerini özgürce ifade edebiliyor, bir kısıtlama yok.
Fakat giderek farklı bir noktaya gelmeye başladım ben.
Hükümet ve iktidar partisinin askerin konumuyla ilgili olanlar dahil pek çok eleştirisine katılıyorum.
Tamam da, sadece şikâyet ederek veya sadece askeri yaptığı veya yaptığı düşünülen bazı işler sebebiyle ayıplayarak sistemi düzeltemeyiz ki.
Şu ana kadar yaptığımız bu: Askeri ayıplamak.
Peki ama askerin sistem içindeki yerini daha normale çekecek hukuki düzenlemeleri neden yapmıyoruz?
En basiti şu: Meşhur EMASYA protokolleri neden
iptal olmuyor?
Askerin iç güvenlikteki rolünü tamamen ortadan kaldırmaya yönelik ne gibi bir planımız var?
Jandarmayı tamamen profesyonel yapmayı ve her bakımdan İçişleri Bakanlığı bünyesine katmayı neden düşünmüyoruz?
Hükümet neden ‘İç düşman’ ve ‘İç tehdit’ kavramlarını içermeye devam eden Milli Güvenlik Siyaseti Belgesi’ni iptal etmez, bunun üzerindeki gizliliği kaldırmaz?
***
Daha fazla saymama gerek yok. Dikkat ettiyseniz bu saydıklarımın çoğu için kanun çıkarmaya bile gerek yok. Hükümet idari tasarruflarla askerin rolünü olması gerekene indirmeye başlayabilir.
Ama bu yapılmıyor, onun yerine şikâyet ediliyor.
Bence yeter şikâyet edildiği. Bir an önce hukuku öne çıkaran bir envanter çalışması yapılsın, sivilleşme için ve harekete geçilsin.
Şikâyet değil iş yapılsın artık veya susulsun.

radikal



Bu yazı 1,205 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 15 Temmuz 2012 ‘Tanrı Parçacığı’ bize neler vaat ediyor?
    • 10 Mart 2012 Tartışmayı içerikten biçime kaydırmak
    • 25 Haziran 2011 PKK dağdan nasıl iner
    • 26 Şubat 2011 1968 neden 68’de olduysa, şimdi de isyanlar ondan oluyor
    • 26 Aralık 2010 Seçim soruları: AK Parti kaç alacak, ya CHP?
    • 2 Kasım 2010 PKK’nın içine girdiği açmazı görmek
    • 31 Ekim 2010 ‘Kırmızı Kitap’efsanesinin sırları
    • 27 Temmuz 2010 Askeri vesayetin hukuki altyapısı
    • 24 Temmuz 2010 Enerji stratejimiz var mı?
    • 21 Temmuz 2010 Sahiden 12 Eylül'ü mü oylayacağız?
    • 14 Temmuz 2010 İran çelişkileri ve iç politika yansımaları
    • 7 Temmuz 2010 Liderler neden görüşecek, neyi görüşecek?
    • 5 Temmuz 2010 Dindar solcular
    • 3 Temmuz 2010 Kılıçdaroğlu, bu kafayla hiçbir şeyi çözemez!
    • 26 Haziran 2010 Hep aynı denklemin içine sıkışmak
    • 24 Haziran 2010 Eşit yurttaşlığa dayalı demokratik cumhuriyet
    • 13 Haziran 2010 Karpuz gibi ortasından ikiye bölünmüş ülke...
    • 6 Haziran 2010 Mahkûmun açmazı: Hayattaki karşılığı
    • 24 Mayıs 2010 Maalesef bizde hattı muhalefet yoktur, sathı muhalefet vardır
    • 4 Mayıs 2010 Eski defterleri açmak...

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,064 µs