En Sıcak Konular

Mehmet Altan


Mehmet Altan
0 0 0000

Lav silahı boru mudur?



Televizyonu açtığımda Bilecik’te kaza olmuş, makinist maalesef ölmüştü... Canım sıkıldı. Gazetelere el attığımda, baktım gene askeriye... “Takipçi, komutanın aşçısı çıktı” başlıklı koca bir haber...

Acaba dedim, “demokrasiye karşı asimetrik psikolojik savaş” devam mı ediyor?

Neden mi?

Çünkü çekinmeden “lav silahı borudur” diyen zihniyet...

Seferberlik Tetkik Kurulu’ndaki kozmik odaları arayan Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi Hâkimi Kadir Kayan’ın takip edildiğini hissetmesine de teşhis koydu:

“Paranoya”...

 ***

Ama ne hikmetse...

Daha önce kozmik odadaki hâkim aramasına “aramalar yasaya uygun” diyen askeriye...

Birden karar değiştirip...

“Aramaların durdurulması ve bazı belgelerin imhası” için mahkemeye başvurdu.

Neden acaba?

Paranoya olmasın...

 ***

Askeriyeye göre hâkim neden paranoyak?

Çünkü Hâkim Kayan’ın kendisini takip ettiğinden şüphelendiği iki askeri araçtan Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na ait olanda “iki şoför er ile bir uzman çavuş aşçı”, Garnizon Komutanlığı’na ait olan diğeri araçta ise “biri onbaşı biri er iki şoför, bir elektrik teknisyeni er ile bir marangoz er” varmış...

Tabii Genelkurmay’ın açıklamasına göre...  O açıklamaya bir de şöyle son cümle eklenmişti:

“...son günlerde yaşananların, kişileri ve toplumu ne hale getirdiğini göstermesi bakımından önemli olduğu düşünülmektedir.”

İşte dünkü gazetelere sızdırılan haberlerde de, o aşçının “komutanın aşçısı” olduğu vurgulanarak, açıklamanın doğruluğu dolaylı olarak teyide çalışılıyordu...

 ***

Ama sondan bir önceki açıklamasında “JİTEM yoktur” demekten çekinmeyenlerin, bir sonraki açıklaması ne kadar inandırıcı?

Emre Uslu’yu okuyalım:

“Haki medya, hâkimi izlediği iddia edilen araçta bulunan şahısların sıradan er, aşçı ve elektrikçi gibi aslında izleme görevi olmayan kişilerden oluşmasını fırsat bilerek ‘izlenme iddiası Aziz Nesin hikâyelerini aratmıyor’ diye olayı alaya alıyor. Oysa izleme konusunu bilenler bilir ki ‘Taciz Takibi” denilen bir izleme biçimi vardır. Bu izlemede mantık izlediğiniz kişiye ‘ensendeyiz’ mesajı vermektir. İzleme aracına er, aşçı ve elektrikçi gibi kişilerin doldurulması da önlem amaçlıdır. Buna göre, zaten taciz takibi yapıldığı için, yani takip ettiğinizin bilinmesini istediğiniz için ve takip edilen şahıs bir hâkim olduğu için, yakalanma ihtimalini de göze almak durumundasınız. Yakalandığında ‘takip etmiyorduk. Bunlar zaten aşçı, elektrikçi’ demeniz gerekir.”

Ancak, konuyla ilgili araştırmanın derinleştirilerek sürdürüldüğü anlaşılıyor...

Araçların daha önceki güzergâhları, telefon konuşmaları, yapıldığı söylenen alışverişle ilgili faturalar, mağazanın Mobese kayıtları filan...

 Bakalım sonunda ne çıkacak? “Paranoya” mı, “lav silahı borudur” anlayışı mı?

 ***

Üstelik... “Paranoyak olmanız takip edilmediğiniz anlamına gelmiyor” diyen grafitiyi de unutmamak gerek...

Çünkü...

Genelkurmay, Bülent Arınç’la ilgili olarak daha önce “bir albayı izliyorduk” açıklaması yaptı. “Şifahi emirle” izleme, takip ve tarassut, “anayasal suç” olduğuna göre, bununla ilgili bir “askerî mahkemeden alınmış telefon dinleme ve izleme kararı” gerekiyordu, bunu belgelemedi...

Resmi açıklamaya göre “bir yıldır yaptıklarını” söyledikleri bu takibe neden “Meclis’in tatile girdiği 1 Temmuz ile 1 Ekim arasında” ara verdiklerini de açıklamadılar...

Ayrıca, Arınç konusundaki zanlıların ifadelerinde de ortaya çıktı, zanlılar kiralık arabayı Bülent Arınç’ın evinin yanına park edip ayrılmışlar.

Peki, amaç ne olabilir?

Emre Uslu andığım yazısında, “kiralık arabaları hedefin yakınlarına park ederek güvenlik zaafı” araştırılmakta olunabileceğini, bu nedenle de “polisin olayı suikast kuşkusuyla araştırmasının daha mantıklı” göründüğünü söylüyor...

“Paranoyadır” canım...

 ***

Lockheed askeri uçak alımındaki rüşvet olayından Şemdinli’deki cinayetlere...

27 Nisan’dan “Poyrazköy’deki silahlar bize ait değildir” açıklamasına...

 “Lav silahı borudur”dan “JİTEM yoktur” demeye... Hiçbir konuda doğru söyleme...

Sonra hâkimin peşindekilerin “aşçı, işçi” olduğunu iddia edip, etrafı “paranoya” ile suçla...

 ***

Ölümcül lav silahı ne kadar boru ise, hâkimin takibi de o kadar paranoyadır...

star



Bu yazı 1,152 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 11 Ocak 2012 ‘Tanırım, iyi çocuklar’
    • 9 Ocak 2012 Genelkurmay’a o istihbaratı kim verdi?
    • 6 Ocak 2012 Demokrasi ile ‘biat sistemi’ arasındaki fark
    • 30 Aralık 2011 Bombalama emrini kim verdi?
    • 24 Aralık 2011 Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ın adresi
    • 16 Aralık 2011 Susurluk’ta faili meçhul reytingi...
    • 14 Aralık 2011 Ergenekon büyürken uyuyamam...
    • 4 Aralık 2011 Şikeci siyasetin kirli çamaşırları
    • 2 Aralık 2011 Var mı bu yasayı çıkaracak babayiğit?
    • 30 Kasım 2011 Yüzde 3 Türkiye’yi keser mi?
    • 29 Kasım 2011 Devlet-ulustan ulus-devlete geçemeyince
    • 23 Kasım 2011 Ergenekon’un farkında mısınız?
    • 21 Kasım 2011 Birinci Cumhuriyet Dersim’dir...
    • 14 Kasım 2011 Kozinoğlu kalp krizinden mi öldü?
    • 9 Kasım 2011 Kararı alkışlıyor, Bakan’ı kutluyorum
    • 3 Kasım 2011 Almanya’daki Türkler, Türkiye’deki Kürtler
    • 31 Ekim 2011 Cinayet işlemeye özgürlük savaşı mı diyorsunuz?
    • 26 Ekim 2011 Hırsızlar da kardeşiniz mi?
    • 20 Ekim 2011 Keşke gerçek bir ordumuz olsaydı...
    • 19 Ekim 2011 Bir İsrailli kaç Filistinliye bedel?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,162 µs