Genelkurmay Başkanlığı Ankara’da kozmik oda soruşturmasını yürüten yargıcın takip şüphesiyle ilgili bir açıklama yaptı.
Genelkurmay konuyla ilgili olarak ‘’Olayın, bir şüphe üzerine yapılan ihbar ve bu ihbara yönelik olarak icra edilen bir uygulama olduğu anlaşılmış ise de son günlerde yaşananların, kişileri ve toplumu ne hale getirdiğini göstermesi bakımından önemli olduğu düşünülmektedir’’ değerlendirmesi yapıldı.
Kimi gazeteler bunu paranoya olarak manşete taşıdı.
Tıp siteleri paranoyayı şöyle tanımlıyor:
‘’Paranoya, karmaşık bir ruhsal hastalıktır. En çarpıcı belirtileri hezeyanlardır. Paranoyak kişi başkalarının kendisine haksızlık yaptığına, eziyet ettiğine inanır. Bu kötü niyetli başkaları, Merihlilerden casuslara ve televizyon spikerlerine kadar uzanan çok çeşitli kişiler olabilir.’’
Demek ki, askerin gerek kurumsal, gerek kişisel bazda hukuk dışı eylemlere giriştiğini düşünenler, gerçek dışı bir değerlendirme içinde.
O silahlar aslında yeraltında gömülü değil, bizler hezeyan görüyoruz.
Sosyeteyi fişleyen Genelkurmay, AK Parti’yi bitirme ve Kafes planlarını hazırlamadı, biz askeri kötü niyetli gördüğümüz için böyle düşünüyoruz.
Bu ülkede asker siyasete karışmaz, darbe planlamaz.
Biz hayal görüyoruz.
JİTEM aslında paranoyakların uydurduğu bir terim, Merihliler olmadığı gibi, JİTEM de yoktur.
Asker sadece kendi işiyle meşguldür.
Mesela dönemin Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu, Sabah’ın o zamanki sahibi Dinç
Bilgin’i makamına davet edip Çetin Altan, Ahmet Altan ve Mehmet Altan’ın işten atılmasını da talep etmemiştir.
Ettiyse bile bunu Sabah ve Yeni Yüzyıl okuru sıfatıyla yapmıştır, çünkü böyle bir şey hukuka aykırıdır.
Genelkurmay ise İlker Başbuğ’un sık sık altını çizdiği üzere hukuka saygılıdır.
Dinç Bilgin’in başına gelenler belki de bu talebe red cevabı vermesi ve bir kısım medya patronu-asker işbirliği sonucunda olmuştur.
Ya da bu da bir paranoyadır.
Aslında son 50 yılı demokratik hukuk devleti çatısı altında yaşadığımızı sanmak paranoyadır.
Yargısız infazlara kulak tıkamak, köy yakmaları yok sayma, yerinden yurdundan edilen milyonları görmezden gelmek paranoyadır.
Kürt’e dağ Türk’ü demek, insanlara ana dilini yasaklamak paranoyadır.
Ermeni kökenli diye gazetecileri düşman ilan edip öldürtmek, hayali bir düşman uğruna Danıştay’ı bastırıp hakimleri kurşunlatmak bir paranoyadır.
Paranoyak sizsiniz.
Düşmanları kendiniz yarattınız ve o düşmanları imha için her türlü yola başvurdunuz.
Toplum ve koşullar o kadar hızlı değişti ki, şimdi neredeyse milletin tamamı düşman haline geldi.
Bu durumdan kurtulmanın tek çaresi var, tedavi olmanız.
Türkiye’nin tarihini 2010’dan başlatmayacaksanız, insanlara hukuk dersi verene kadar, o dersi önce siz alacaksınız.
Yurttaşların başta can güvenliği olmak üzere tüm haklarına saygı göstereceksiniz.
Ve de artık iç ve dış düşman yaratmaktan vazgeçeceksiniz.
Yeter bizi yorduğunuz.
star
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle