En Sıcak Konular

Hasan Celal Güzel


Hasan Celal Güzel
0 0 0000

Artık işin suyunu çıkardınız beyler!



Dün basında yer alan bir haberde, Genelkurmay Başkanlığı’nın 31 Ağustos 2009 tarihli ‘gizli’ yazısında, YÖK’ün ‘katsayı düzenlemesi’nin takibe alındığı görülüyor. Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı na yazılan yazıda sonuç olarak ‘Düzenlemenin iptali istemiyle açılan dâvânın ve gelişmelerin takip edilmesinin uygun olacağı değerlendirilmektedir’ deniliyor. Yazıda ayrıca, düz lisede okuyan öğrenci ve velilerinin de dâvâ açmaya teşvik edilmesi isteniyor. Yazıdaki imza ve paraf akışından, bir tuğgeneral ile bir korgeneralin işin içinde olduğu; konunun Adlî Müşavir ile paylaşılmasının istendiği; meseleden Genelkurmay II. Başkanı’nın ve
Genelkurmay Başkanı’nın haberdar olduğu ve ‘konunun takibi’ni istedikleri anlaşılıyor.
Bu durumda, Danıştay’ın katsayı bozma kararının, Genelkurmay Başkanlığı’nın
‘takibi’ neticesinde alındığını; hiç değilse bu konuda tesir altında kalındığını söylersek haksızlık etmiş olur muyuz?...
***
Genelkurmay’daki beyler, paşalar!... Kusura bakmayınız ama artık işin iyice suyunu çıkardınız... Bu manzara ‘darbe’den de daha kötü bir rezaleti gösteriyor. Çıkıp da darbe yapsanız, hiç değilse ülkede demokrasi olmadığını, antidemokratik bir dikta rejimiyle yönetildiğimizi bilir, mücadelemizi de ona göre yürütürüz.
Bir yandan Genelkurmay Başkanı her fırsatta hukuka ve demokrasiye bağlılığını ifade ediyor, diğer yandan saman altından su yürütülerek hukukla ve demokrasiyle hiçbir şekilde bağdaşmayacak andıçlar, plânlar hazırlanıp kumpaslar kuruluyor, komplolar düzenliyor.
Sorarım size, böyle serâpa günlük politikaya bulaşmış bir Genelkurmay Başkanlığı, mukaddes vatan müdafaasını nasıl yapabilir?...
***
Bir de sık sık ‘orduyu yıpratmak’tan bahsederler. Gerçi, kasten ordu aleyhtarlığı yapanlar da olabilir ama orduyu asıl yıpratanlar, kendi görevlerinin dışına çıkıp ‘durumdan vazife çıkaran’, darbeci, andıççı ordu mensuplarıdır.
Defaatle yazdık; TSK’nın görevi SADECE ‘yurt savunması’dır. Dünyanın hiçbir yerinde silâhlı kuvvetlerin iç politikaya müdahale etmeleri, uydurma eylem plânları ve andıçlar hazırlamaları sözkonusu olamaz.
TSK’nın görevi, Anayasa’da ve konuyla ilgili bütün Cumhuriyet kanunlarında açıkça belirtilmiştir. Genelkurmay Başkanlığı’nın görev ve yetkileri arasında, psikolojik propaganda, politik istihbarat, andıç hazırlamak, irticayla mücadele eylem plânı yapmak, bilgi destek plânı yazmak; hele siyasete müdahale etmek, mahkemelere baskı yapmak ve darbe hazırlıklarında bulunmak yoktur.
TSK İç Hizmet Kanunu’nun 43. maddesinde, ‘Türk Silâhlı Kuvvetleri her türlü siyasî tesir ve düşüncelerin dışında ve üstündedir’ denilmekte ve açıkça siyaset yasağı getirilmektedir.
TCK’nın 309. maddesinde ‘Anayasayı ihlâl’ suçu düzenlenmiş ve bu suçu işleyenler için
en ağır cezalar öngörülmüştür.
Hâl böyleyken, TSK’nın görev alanı dışına çıkarak siyasete müdahalesi kabul edilemez.
Milletin verdiği silâhla millet iradesine tecavüz hiçbir şekilde hoş görülemez. Politikaya bu kadar meraklıysanız, elinizdeki silâhları bırakır, sırtınızdaki üniformayı çıkarır, meydan-ı siyasette arz-ı endâm eyler, boyunuzun ölçüsünü alırsınız.
***
Beyler, paşalar, size nasıl anlatalım ki, artık treni kaçırdınız. Artık ne 27 Mayıs 1960’tasınız, ne 12 Mart 1971’desiniz, ne 12 Eylül 1980’de, ne de 28 Şubat 1997’desiniz... Türkiye, artık yüksek teknolojinin, küreselleşmenin süratle değiştirdiği açık bir toplum... Kimsenin gizli kapaklı komplolar hazırlaması artık mümkün değil, anlamıyor musunuz?... Kafanızı kuma gömmüş boyuna andıçlar, plânlar hazırlayıp sonra da ortaya çıktığında ‘belge temizleme operasyonu’na kalkışıyorsunuz. İşin komik tarafı, bunlar bile internet sitelerinde dolaşıp duruyor.
Türk Ordusu’nu seven, Peygamber Ocağı diyen, mübarek, muazzez, mukaddes bilen vatansever bir münevver olarak, içine düştüğünüz durum karşısında gülsem mi, ağlasam mı bilemiyorum.
Dost acı söyler... Başbakan’ın görevden almasına lüzum kalmadan kendinizi düzeltmeniz için bu son fırsattır. Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı’nda ve diğer yerlerdeki
28 Şubat illegal Batı Çalışma Grubu kalıntısı Analiz Değerlendirme birimlerini kaldırınız. Bu işlere karışmış olanları tasfiye ediniz ve normal kanunî görevinizin başına dönünüz.
***
Ha, bir de sakın şeytana uyup da darbe marbe yapmaya kalkmayınız. Zira karşınızda 1960’daki halk yok. Soluğu en kısa zamanda hapishanede alırsınız.

radikal



Bu yazı 1,172 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 27 Mayıs 2012 27 Mayıs'ın hesabı sorulmalıdır
    • 5 Mayıs 2012 Darbeciler! Ordu artık hizmetinizde değil...
    • 29 Ekim 2011 Dikkat! PKK'nın tuzağına düşmeyelim
    • 3 Aralık 2010 Hedefteki ülke: Türkiye
    • 26 Ağustos 2010 Kardeş Pakistan'ın yardımına koşmalıyız
    • 27 Haziran 2010 Oyunun hedefinde iktidar ve Başbakan var (2)
    • 17 Haziran 2010 Terör ve politika
    • 27 Mayıs 2010 50 yıllık utanç: 27 Mayıs
    • 13 Mayıs 2010 Rusya ile tarihî anlaşma
    • 6 Mayıs 2010 CHP-MHP-BDP koalisyonu
    • 20 Nisan 2010 Kıbrıs'ta beklenen sonuç
    • 16 Nisan 2010 'Nerede muhabbet, orada Muhammed'
    • 11 Nisan 2010 CHP ve MHP'ye son Anayasa çağrısı
    • 8 Nisan 2010 Baykal'ın uzlaşma teklifi üzerine
    • 25 Mart 2010 Anayasa reformuna neden karşı çıkıyorlar? (1)
    • 12 Mart 2010 12 Mart Muhtırası
    • 4 Mart 2010 Ermeni iftiraları konusunda bayatlamış Amerikan politikası
    • 21 Şubat 2010 AK Parti'yi kapatma hazırlıkları
    • 31 Ocak 2010 Fişleme üzerine...
    • 21 Ocak 2010 Bu iddialar cevapsız bırakılamaz

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,422 µs