‘Eksen kayması’nın tam teşhisi ve anlaşılması noktasında, önemli turnusol kağıtlarından biri de Türkiye’nin İsrail politikasıdır.
Batı; Kıta Avrupası, İngiltere, ABD ve İsrail olarak tarif edildiğinde, Türkiye’nin doğuya doğru eksenini kaydırdığı iddasını savunan Batılı ülkeler, bu bütünden de uzaklaştığını da söylemiş oluyorlar..
Oysa hükümetin bir “karşı söylemi” varsa, bunu en yalın ve elle tutulur biçimde en çok İsrail’e karşı gördük.
Bunun dışında Ankara’nın “Batı karşıtı söylemi”; ABD ve İngiltere’yi tamamen, AB’yi-bazı ülkelere (!) yine AB meselelerinde yapılan itirazlar sayılırsa-kısmen ıskalamış bulunuyor!
O halde salt politik değil, şaka yollu söylersek fiziki bir sorunla da karşı karşıyayız…
Türkiye demek ki Doğu’ya kayıyor ama Batı’nın her noktasından "eşit" uzaklaşmıyor!
İlginç noktalardan diğeri de, İsrail’in Türkiye’ye aynı tonda yanıt vermemesi…
Son genel seçim dönemi (!) gayrı sayıldığında, Tel Aviv hükümeti, devleti resmi diline hep sahip oldu.
Elbette kendi kamuoyuna yönelik mesajlar verdi ama denebilir ki medyasını bile-nispeten-dizginledi.
Ama ben bu gerçeklerin ihsas ettiği, Türkiye’de dış politik akışı yanlış okumaya meyilli muhalif kesime katılamayacağım…
Yani “anlaşmalı” diyenlere…
Yani lafı, "Türkiye-İsrail anlaştı, Ortadoğu'da yeni bir ABD düzeni" için "şakacıktan atışıyorlar"a getirenlere.
Bu eşyanın tabiatına aykırı.. Zira, İsrail’in de yeni Obama döneminde “istemeye istemeye” yapması gerekenler var!
İsrail şu an pozisyonunu korumaya çalışıyor.. Savunma veya saldırı yapmayacağı anlamına gelmemeli bu.
İşin özünü 1 Kasım 2009 tarihli “The Jerusalem Post” Gazetesi’nde “Yeni bir kuzey kuşağı mı?” başlıklı yazısının sonunda Aryeh Levin yazmış;
“Türkiye ve İran, Ortadoğu’da yabancıların endişelerine göre hareket etmek yerine kendi çıkarlarını ilerleten, yükselen iki güç olarak ortaya çıkıyor. Ufukta Sovyet tehdidi yok ve Batı da Müslüman ülkeler arasında birliği desteklemekle ilgilenmiyor. Jeostratejik endişeler, mümkün olduğunca bu ülkeleri ‘dinlemeyi ve alttan almayı’ gerektiriyor.”
* * *
Kabul etmek gerekiyor ki, Türkiye’nin ağır eleştirilerinin haklı bir sebebi “İsrail’in yaptıkları” ise bir nedeni de bölgede yükselen pozisyonunu pekiştirmekti.
Esasen, gönderme yapmayı pek sevmediğim ‘reel-politik’ açıdan, biri diğerine halel getirmez.
“Arap dünyasında yükselmek” istendiyse, kullanılan yollardan biri de buydu.
İşin Türkçesi bu.
E, peki bunun “eksen kayması” ile ilgisi ne?
Hiç.
Bu başka bir şey.
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle