En Sıcak Konular

Nedret Ersanel



Nedret Ersanel
0 0 0000

'Neo-Osmanlılar', üç harfli ve eski bir kısaltmanın tuzağına düşer mi?



“Eksen Kayması”nı-yeni-keşfeden medya ahalisi, yamalı analizler üretmeyi seviyor...

“Yamalı” ve bizi yoruyor...

Büyük resmin ipuçlarını hayli önce yazdığımızdan, şimdi, “arkadan gelenleri” de toparlamak durumundayız!

Yoksa söyledikleri gerçek sanılacak.

          *      *      *

Konu şu sıralar; ya “Komşumuz İran ile Batı arasında aracılık yapmamızda ne sakınca var” ya da “ama Batı bu durumdan rahatsız olur, Türkiye’nin Batı ile bağları örseleniyor” arasında gidip geliyor…

"Eksen Kayması” cümlesi Batı ağzından ilk zikredildiğinde, (buraya bir açıklık getirmek gerekiyor zira; bu tanımın 2007 yaz aylarından önce kullanıldığı nadirdir!) konuyu erken fark edenler “Rusya’ya doğru mu” diye meraklanmışlardı?

Esasen, Kafkaslar ve Karadeniz’de o günlerde gelişen olaylar da bu düşünceyi pekiştirdi...

İşte Rusya-Gürcistan savaşı, Karadeniz’e giren ABD savaş gemilerine Ankara’nın gösterdiği soğuk diplomasi, Azerbaycan’daki kimi gelişmeler (!) vs..

Şunu da rahatlıkla ekleyelim: yine o erken günlerde Batı basınında “Ermenistan-Türkiye yakınlaşması”na ilişkin gayet açık ipuçları da verildi…

Tabii sadece bakmayıp, görenler için…

Buraya bir de İsrail parantezi açmak zorundayız.. Tel Aviv açısından “ne oluyor” denilen nokta “Davos-One Minute” vakasından çok öncedir.

Filistin sorununa ilişkin Başbakan Erdoğan’ın söylemlerinin İsrail'i hemen irkilttiği anlaşılıyor.  

Fakat.. “Batı söyleminin farkında olmaları”na rağmen, ülke meydası bir-iki alıntı dışında üzerine pek üzerine gitmedi.

Ankara’nın Filistin dosyasındaki kimi hamleleri ve söylemlerinin ardından, “Türkiye Doğu’ya kayıyor” minvalli haberler İsrail gazetelerinde de yer almaya başladı.

Bu haberlerin de "dolu dolu" olduğunu söylemeyiz.

O noktadan sonra Türkiye-İsrail ilişkilerinde sistematik bir gerginlik "görüntüsü" başlıyor...

Başbakan Erdoğan’ı çok sinirlendiren; “İsrail-Suriye görüşmelerinde arabulucuk yapan Türkiye’nin hakikaten belli bir aşamaya geldiği noktada İsrail’in oyundan kaçması, o zamanlamanın ürünü mü acaba?

Şimdilik detaylara girmeyelim.. Kalın çizgilerde kalalım.

      *      *      *

Barack Obama’nın Başkan seçilmesi ve Rusya’nın da aslında ABD’ye rakip değil, “yanında” bulunduğu anlaşıldığında, Türkiye’nin Batı’dan doğuya değil, belki de aynı eksen üzerinde ama biraz daha aşağılara kayıyor olduğu tahmin edilmeye başlandı...

(Kremlin parantezi gerekmiyor mu: Rus-ABD ilişkilerini orta/uzun erimli okuduğunuzda, rekabet prensibinin çalışmadığını görürsünüz. Moskova ekonomisi Washington'un hâla 25/1'idir. Şakası olmaz! Bu yüzden, "sustuğunda Putin'i, konuştuğunda Medvedev"i dinlemenizi öneririm!)

Suriye, Irak, İran, Pakistan, eh biraz da bu ülkelerin etrafı!

Bugün de aynı fikirde olan ve aslında Türkiye’nin Ortadoğu’nun başat ülkesi değil, “ABD’nin izin verdiği sınır ülkelerde aktif” olduğunu söyleyen muhalif görüş de buradan besleniyor.

   *   *   *

Kendi görüşümü de söylemeleyim…

Eksen kayması'nın-ki bunun tanımını en erken yapmış-bir gazeteci olarak, “ne olduğunu”, “tüm boyutları” ile size aktarmaktır işim.

Gerisine okur karar verir.. Zaten rafine edilmiş, bol bilgiyi objektif aktardığınızda okur durumun ne olduğunu fark eder.

Bunları şundan yazıyorum… AKP hükümetinin dış politika ataklarını bazıları, “Yeni Osmanlılar geliyor” bazıları da, “Ne Osmanlısı yahu, Türkiye elimizden kayıyor” gibi subjektif ve aşırı politik varsayımlardan okuyor.

Bu da gösteriyor ki, tablo daha anlaşılmamış!

   *   *   *

Devam edelim… İddası bu olanların, (Türkiye’nin ancak belli ülkeler üzerinde aktif olduğu) son iki yılın diplomasisi ile ilgili gayet minik ölçekli şu soruları yanıtlaması gerekiyor…

(Ben de merak ettiğim için soruyorum..) Mesela, Ekonomik kriz sürecinde ve şimdi de, Türkiye’ye Körfez ülkelerinden gelen paranın/yatırımın nedeni nedir?

Türkiye’nin İsrail politikaları karşıtı keskin söylemleri, sadece sınır ülkelerimizde mi “sevinçle karşılandı”, yoksa “tüm Arap aleminde” mi?

Suudi Arabistan, Mısır gibi ülkelerin kamuoylarının, Türkiye’nin tutumu nedeniyle kendi iktidarlarını sıkıştırmaları, üstelik ikisi de gırtlaklarına kadar ABD yanlısı politikalara batmışken nasıl mümkün oldu?

Bir ülkenin eş zamanlama ile hem İKÖ hem de BMKG üyesi olması manidar mıdır?  

          *   *   *

Şimdi güçlü bir soru soralım…

Suriye tamam, Irak tamam (!), İran tamam (!!), Rusya tamam, Ermenistan tamam (!), Körfez ülkeleri tamam, İsrail sırada, S. Arabistan sırada, Mısır bir yıl içinde, AFPAK (?), Hazar ülkeleri tamam (!)...

Bunların hepsinin ve çevrelerinin belli bir düşünce yapısına göre “düzene girdiği” sistemin adını, bunu planlayıp öngören “projenin adını” hatırladınız mı?..

Unutmuştunuz değil mi?..

Unutmuştunuz çünkü mimarı o kısaltmanın artık kullanılmamasını istemişti.



Bu yazı 2,901 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 13 Mayıs 2014 Ruslar UFO’larla bizim gibi it dalaşı yapabilir mi?
    • 6 Mayıs 2014 Berlin, Obama’nın (en iyi) arkadaşı değil
    • 29 Nisan 2014 'Manidar Zamanlama'ları Ayarlama Enstitüsü
    • 22 Nisan 2014 Albino çocuk ve beyaz kurdeleli uzaylılar inlere girebilir mi?
    • 15 Nisan 2014 'ABD'den Türkiye çıkışı' yazılır, 'ABD'den sakın çıkma' okunur!
    • 8 Nisan 2014 İsrail yanımıza, Rusya kolumuza, ABD nereye?
    • 31 Mart 2014 Erdoğan'ın yolu 'oralarda' anlaşıldı mı?
    • 25 Mart 2014 Twitter'ı kapatan Facebook'u niye kapatmadı?
    • 17 Mart 2014 Tokalaştığınız el işe yaramaz, diğer el önemli!
    • 10 Mart 2014 Büyük resme çıplak gözle bakılmaz
    • 4 Mart 2014 Dünyanın söküldüğü yer
    • 25 Şubat 2014 Aurens'in raksını Hüseyin alkışlıyor...
    • 11 Şubat 2014 Uçak gemisinden korkabilirsiniz ama büyüğü var
    • 4 Şubat 2014 Angel(a)’nın kanatları ve ışığın askerleri!
    • 28 Ocak 2014 MİT’i kelepçelemekten daha 'sembolik delil' ne olabilir...
    • 21 Ocak 2014 Akdeniz’de Çin-Rus tatbikatı ‘devlet TIR’larını rahatlatır mı?
    • 13 Ocak 2014 Rusya, İran yüzünden Londra'ya elinin tersiyle...
    • 7 Ocak 2014 Enerjiniz olmadan enerjiyi mi kontrol edeceksiniz?
    • 31 Aralık 2013 2014: Bize ne olacaksa, tüm bölgeye o olacak!
    • 24 Aralık 2013 Türkiye'nin canını o yüzden yakıyorlar

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    8,929 µs