En Sıcak Konular

Kürşat Bumin


Kürşat Bumin
0 0 0000

'Dersim Açılımı'



Tomris Giritlioğlu, televizyon dizileri sektörünün hayırlı işlere de vesile olacağının yeni bir örneğini daha veriyor.

“Bu Kalp Seni Unutur mu?” ya mutlaka hiç değilse gözünüz ilişmiştir.

Dizide adı konmuş bir cezaevinde (Diyarbakır Askeri Cezaevi) 12 Eylül askeri rejimi altında neler yaşandığı gerçekten sert sahnelerle anlatılıyor. Duymuşsunuzdur, dizi söz konusu işkence sahneleri yüzünden RTÜK'ten uyarı almış. RTÜK bu uyarısıyla ne demek ister acaba? “Bu kadar da olmaz” mı, yoksa “Bu kadar da açıkça aktarılmaz” mı demek istiyor -ben- anlamadım.

Diyarbakır Cezaevi'nde neler olup bittiğinin bu cehennemden haberi olmayan izleyicilerin de bilgisine sunulması -kişisel olarak söz konusu “sert sahneler”e bakmakta zorlansam da- tabii ki son derece yararlı bir iş. Bir bakıma “vatandaşlık dersi” gibi bir şey bu. “Vatandaşlık dersi” denince malum klişeleri bininci kez tekrar etmeyi-ettirmeyi anlamıyorsak eğer.

Dizinin ekrana getirdiği işkence sahnelerinin önemli bir özelliği de, işkencecilerin -12 Eylül'i işleyen bazı filmlerden farklı olarak- üniformalı askerlerden oluşması. Doğrusu, bu konudaki açıklık da yararlı; Diyarbakır Cezaevi'nde bulunmuş eski mahkûmların son yıllarda daha sıklıkla önümüze gelen şahitlikleri bu gerçeğin özellikle altını çizmiyor muydu zaten.

Yakınlarda yayımladığım bir yazıda sormuştum: Nasıl oluyor da, “vatani görevleri”ni yapmakta olan gençler sırası gelince süratle vicdansız birer işkenceciye dönüşüveriyorlar. Onları kısa sürede bambaşka birisi kılabilen neden acaba üzerlerindeki üniforma mıdır? Yoksa bu dönüşümün nedenini başka yerlerde mi aranmalıdır?

Biliyorsunuz; Onur Öymen'in Meclis kürsüsünde içinde “Dersim” adının da geçtiği o faşizan lafları etmesinden sonra, ülkede hiç beklenmedik biçimde bir “Dersim sevgisi” canlandı. Kişisel olarak bu sonuçtan tabii ki son derece memnunum. Cumhurbaşkanı'nın çok yakında Tunceli'ye yaptığı özel ziyaret sırasında bile hakkında iki çift laf edilmeyen “Dersim isyanı” ve sonuçlarına ilişkin olaylar artık neredeyse hemen her cenahtan insana “Bu kadarı da olmaz” dedirtmeye başladı. Hatırlıyorsunuzdur; Cumhurbaşkanı için Tunceli meydanına asılan bir pankartın üzerinde “Cumhurbaşkanımız, Dersim'e Hoş Geldiniz- Tunceli Belediyesi” yazıyordu. Yani kısaca, pankartın girişi “sivil”, gerisi ise “resmi” olarak kaleme alınmıştı.

Cumhurbaşkanı'nın Tunceli ziyareti –muhakkak ki- “Açılım”ın Tunceli ayağı olarak tasarlanmıştı. Ama bu öyle bir “açılım”dı ki, “Dersim”den söz edilmeyecek, Dersimlilerin yakın tarihte yaşadıkları büyük acılara da hiç değinilmeyecekti. Hakim söylem yine “Kayseri ne ise Tunceli de odur” türünden yuvarlak laflarla örülecekti. Cumhurbaşkanı da böyle yaptı nitekim.

Ama ne zaman ki tarihin o “görünmez eli” Onur Öymen'i kürsüye çıkartıp o sözleri ettirdi, hemen o dakika “Tunceli” yerini hızla “Dersim”e terk etmeye başladı. Hem de ne terk ediş… Dersimlilerin 7'den 70'e hiç mi hiç yabancısı olmadıkları bir “tarih”, her siyasi cenahın ilgi alanına girdi.

Bunun da adı “Açılım'ın beklenmedik etkilerinden birisi” olmalı herhalde.

İyi oldu sonuç olarak. Diyarbakır Cezaevi'nin nasıl bir cehennem olduğunu “Bu Kalp Seni Unutur mu?” adlı televizyon dizisinden öğrenmemiz gibi, 37-38'de Dersim'de ne ölçüde masum kanı akıtıldığını da “Açılım”ın Meclis'te görüşülmesi münasebetiyle öğrenmiş olduk.

Siz ne düşünürsünüz bilemem ama bana göre, Onur Öymen'in malum sözleriyle partisini (CHP) –haklı olarak- hedef tahtası haline getirmesi olayı olmasaydı, “Açılım”ın Dersim konusunda bu derece açılabilmesi imkansızdı.

Sonuç olarak iyi oldu. Böylece, “Açılım”ın içinde “sürprizler” barındıran bir paket-süreç olduğu izlenimini edindik ve bundan memnun olduk.

“Dersim Açılımı” önemli, yarın devam etmek üzere…

yenisafak



Bu yazı 1,155 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 17 Aralık 2011 'Harbe hazırlık' ve Bahçeli'den 'suikast hazırlığı' yorumu
    • 20 Kasım 2011 Çadırlarda yaşayan depremzedeler kışlalara yerleştirilsin
    • 19 Kasım 2011 'Bedelli' tartışması ışığında Uğur Kantar cinayeti
    • 22 Mayıs 2011 'Darbecilik genleri': Büyük bir keşif!
    • 7 Şubat 2011 Kıbrıslı Türkler ne diyor?
    • 16 Ocak 2011 RTÜK Kanunu'nun 'yayın ilkeleri'
    • 26 Eylül 2010 Yeni anayasa'?
    • 10 Temmuz 2010 Kötümser mi –yoksa- iyimser mi olmalıyız?
    • 28 Mart 2010 Paket'e ilişkin 'üç tarz'ı siyaset'
    • 7 Aralık 2009 DTP'ye de dokunma!
    • 29 Kasım 2009 İki karar da problemli (2)
    • 16 Kasım 2009 'Dersim Açılımı'
    • 5 Ekim 2009 'Yargı' bizi çıldırtmadan…
    • 14 Eylül 2009 'Vatan hizmeti'nin sapkın bir tarifi: İşkence yapmak
    • 2 Ağustos 2009 Çözüm 'Türkiye modeli' çerçevesinde aranmasın sakın
    • 27 Temmuz 2009 YÖK'ün aldığı kararın 'önümüzü açtığı' doğru mu?
    • 9 Şubat 2009 Bir tahliye kararı
    • 18 Ekim 2008 Başbakan'ın desteği
    • 12 Temmuz 2008 Konuyu ikisi de bilmiyor muydu zaten?
    • 23 Haziran 2008 'Lalalık pedagojisi'ne devam

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,270 µs