Başbakan Tayyip Erdoğan pazar günü katıldığı TRT-1’deki programda asker-sivil ilişkileri konusunda çok önemli mesajlar verdi.
Birinci mesajı, iktidarın Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un görevden alınması konusunda hukuki bir çalışma yaptırdığı yolundaydı.
Yani, benim için her opsiyon açık diyordu karargaha ve buna görevden alma da dahildi...
Başbuğ’a güvenin tam olduğunu belirtirken hem Silahlı Kuvvetler’in tabanına, hem de Başbuğ’a goprudan bir mesaj veriyordu.
Erdoğan, bu süreci incelemiş ve Genelkurmay Başkanı’nın bu karara itiraz yolunun da açık olduğu kararına varmış.
Yöntem belli.
Karar verilince önünde duracak bir makam da yok.
Erdoğan’ın birinci mesajı Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ve bu olaya adı karışanlara: Sizi görevden almam ihtimal dışı değil. Her an her şey olabilir ve bu sizin tutumunuza bağlı.
İkinci mesaj, belgenin altında imzası olan Albay Dursun Çiçek’e: Bu belgeyi sen hazırladın. Adli Tıp Kurumu da bunu tespit etti. Onun için inkar etmen boşuna. Hukuka teslim olmaktan başka çaren yok ve bu noktada seni kimse koruyamaz.
Üçüncü mesaj yine İlker Başbuğ’a: Suçlulara sahip çıkma. Bırak hukuk işlesin ve bir daha hiç bir rütbeli şahıs hukuk dışı yollara çıkma cesareti gösteremesin. Gösterenlerin başına ne geleceğini hukuk göstersin. Buna engel olanlar da aynı akibete uğrar.
Dördüncü mesaj ise Neo-İttihatçılar’a: Artık darbe veya askerin siyaseti belirleyeceği
ne olan sevdadan vazgeçin. Çünkü bu toplum artık kendi kaderine hakim olabileceğini çok açık şekilde gösterdi.
Adalet Bakanlığı’nın dün Hakimler ve Savcılar Kurulu’na yaptığı başvuru da bunun göstergesi.
Sivil Neo-İttihatçılar’ın arkasındaki asker koruması sona eriyor.
Adalet Bakanlığı’nın Yarsav Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu’nun, Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanlığı adaylığına karşı düzenlenen bayrak mitingine katıldığını yeni fark ettiğini düşünmeyeceğiz herhalde.
Bu, herkesin bildiği bir gerçekti.
Eminağaoğlu için ihraç istemi, Neo-İttihatçılar’a açık bir mesaj.
Hukukun içinde kalmaları ve halkın iradesine saygı göstermeleri yolunda.
Kendilerine sahip çıkmalarını bekleyecekleri abilerinin ıslak imzayla başları ağır dertte.
Şimdi sadece onlar ve hukuk var.
Hukuk işleyince neler olacağını birlikte göreceğiz.
Özetle, Türkiye Berlin Duvarı’nın yıkılması benzeri bir dönemden geçmektedir.
Toplumun önündeki görünmez duvarlar bir bir yıkılmakta ve milletin egemenliğin sahibi olması yolundaki engeller bir bir kaldırılmakta.
Kayıtsız-şartsız diyemiyoruz çünkü bunu dünyada başaran toplum henüz yok.
Yine Türkiye sivil bir cumhuriyet olma konusunda dev adımlar atıyor, bu tarihe tanıklık ettiğimiz anlamına geliyor.
Çocuk 18 yaşına bastı artık ne velayet, ne vesayet istiyor.
Anlayın şunu...
star
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle