En Sıcak Konular

Bülent Korucu


Bülent Korucu
0 0 0000

Merkez sağda büyük(!) buluşma



Demokrat Parti ile Anavatan Partisi arasındaki nişan, nihayet evlilikle sonuçlandı. 22 Temmuz seçimleri öncesinde kesilen söz, ani bir tartışma sonrası yüzüklerin fırlatılmasıyla ortada kalmıştı.
O günkü liderler Mehmet Ağar ve Erkan Mumcu'nun seçim mağlubiyetiyle tasfiye edilmesinden sonra nişan tazelendi. Ve hafta sonu mutlu son: Nikâh kıyıldı. Bazı gazetelerin mutlulukları görülmeye değer. 'Büyük buluşma', 'Tarihî birleşme', 'Fetret devri bitti' gibi başlıklar tam sayfaya yakın haberlere eşlik ediyor. İki ölüden bir diri çıkmaz ya da iki yanlış bir doğru etmez türünden takılmalarla vaktinizi almayacağım. Ciddi ciddi analiz yapmayı deneyeceğim.

Hüsamettin Cindoruk liderliğindeki DP'nin sanıldığının aksine AK Parti'yi değil, CHP'yi tedirgin edeceğini düşünüyorum. Aynı şeyi Abdüllatif Şener'in partisi için de yazdığımı hatırlıyorum. İktidar alternatifi olmak zordur ama muhalefetin yerine oynamak kolaydır. Çoğalan muhalefet partileri, sınırlı pastayı paylaşan mevcutları aşağı çekebilir. Pastadan alacakları küçük paylar bile siyasî dengeleri iktidar lehine değiştirir. Muhalif cephenin bölünmüşlükten şikâyet edip durmaları boşuna değil. Bazı sosyal demokrat isimlerin 'Sola kırın, geliyoruz' beklentilerini de doğru kabul edersek CHP'nin endişesi iyice artabilir. Zira CHP zaten sağa kırmış 'ara tür' bir parti halinde. Sola kırmış ikiziyle kafa kafaya çarpışmaları kuvvetle muhtemeldir. CHP ile yarışacakları diğer bir konu ise Ergenekon avukatlığı. CHP lideri Deniz Baykal, karşısında avukatlık tecrübesi daha fazla Cindoruk'u bulacak. Ergenekon Terör Örgütü iddiasıyla yargılanan kişilerin etkilediği oy oranının çok yüksek olmadığını hepimiz biliyoruz. Elinde küçük de olsa kaşıkla aynı tasa daldıran ortak, CHP'yi huzursuz edebilir. CHP'nin sürmeli kapılarından giremeyeceğini gören boşta gezer sosyal demokrat siyasetçilerin DP'yi ekmek kapısı olarak görmeleri de ihtimal dâhilinde.

"Partisinin Hüsamettin Cindoruk liderliğindeki bir çatıya iltihak etmesi Turgut Özal'ın kemiklerini sızlatmıştır." diyenlere katılmıyorum. Zira Özal zaten hayattayken Mesut Yılmaz yönetimindeki ANAP'ı ölü kabul etmiş ve 'Yeni Parti' için hazırlıklara başlamıştı. Yılmaz da zaten partiden Özal'ın resimleri dâhil her türlü izi yok etmeye ahdetmişti. Özal'ın sadece Süleyman Demirel'le yan yana resimlerinin basılmasına canı sıkılmıştır. Onu Çankaya Köşkü'nde oturtmamak için ant içen, gayri meşru ilan edip adını 'Çankaya'nın şişmanı'na çıkaran kişiyle aynı kareye yerleştirilmekten rahatsız olmuştur. Sonra da kendine has muzip tebessümü ile şunu düşünmüştür: Hepsinin aynı arabaya doluşması güzel. Freni çalışmayan, direksiyonu kilitlenmiş arabada millet hepsinden birden kurtulacak.

Demokrat Parti'nin son genel başkanı Süleyman Soylu, "Birleşme fotoğrafında sadece Çevik Bir eksikti." sözleriyle konuyu çok güzel özetliyor. 28 Şubat'la birlikte cuntalara yardım ve yataklıktan suçüstü yakalanan kadro, artık gizlenme ihtiyacı duymadığına göre Çevik Bir'i de aralarına davet etmeli. 28 Şubat'ta seçmenden büyük bir tokat yediler. 27 Nisan'da ve 367 krizinde demokrasiye sahip çıkmayan seleflerinin akıbeti de farklı olmadı. Tekrar denemelerini haklı çıkarabilecek ortam da yok. 'Emekli psikolojisine kapılırsak çökeriz' gibi kaygılar da yeterince açıklayıcı değil. ANAP'ın mal varlığı dışında bir motivasyon kaynağı göremiyorum. Neyse, sözü, Mesut Yılmaz'ın emanetçisi olarak partiyi Cindoruk'a teslim eden Salih Uzun'un son sözleriyle bitirelim. Görelim Mevla neyler, neylerse güzel eyler.

zaman



Bu yazı 1,179 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 28 Eylül 2012 Emri verenle alan bir olur mu?
    • 11 Eylül 2012 Siyasette sonuçsuz arayışlar
    • 4 Eylül 2012 PKK'yı kim cesaretlendiriyor?
    • 3 Ağustos 2012 Özkök Paşa'nın tarihî tanıklığı
    • 31 Temmuz 2012 Kılıçdaroğlu, koltuğunu sağlamlaştırdı
    • 27 Temmuz 2012 Anketler ne diyor?
    • 6 Temmuz 2012 Ahmet Şık, Ahmet Şık'ı yalanlıyor
    • 26 Haziran 2012 Karayılan söyledikleri mi kaçırdıkları mı?
    • 15 Haziran 2012 Özal'ın ölümü aydınlanacak mı?
    • 22 Mayıs 2012 Anayasanın dili
    • 11 Mayıs 2012 Başkanlık Türkiye'de uygulanabilir mi?
    • 8 Mayıs 2012 CHP'de yerel seçim mücadelesi
    • 4 Mayıs 2012 AİHM, mahkemeyi ibra etti
    • 17 Nisan 2012 Balyoz'da acı fren!
    • 27 Mart 2012 Balyoz'a ABD'den destek gelmiş!
    • 16 Şubat 2012 MİT tartışmasındaki toz bulutu
    • 8 Şubat 2012 Dindarların talebi özgürlük
    • 3 Şubat 2012 CHP'liler dama oynuyor
    • 31 Ocak 2012 CHP'de anomali doğumun yan etkileri
    • 20 Ocak 2012 Mahkeme aslında 'örgüt var' diyor

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,241 µs