Bizim "sarı sayfalı kareli defter"i haylidir ihmal ettik.. Daha doğrusu paylaşmayı.
Hayli birikmiş var ama, önce bu hafta sonuna bir göz atalım...
* * *
Dün Hürriyet, “Foreign Policy: Türkiye umarız Rusya olmaz”1 başlıklı bir haber alıntılamış okurları için…
Gözüme çarptığında, hayli zamandır Batı’dan Türkiye’ye yönelik, “AB’den ve Batı’dan doğuya kayıyor” temalı haberlerden biri daha zannettim…
Sonra, Hürriyet’in o haberleri-Batı medyası yıkılsa da-pek az gördüğünü anımsayıp okudum..
Meğer AKP ile Doğan Grubu arasındaki çekişmenin ne kadar demokrasi tehlikesi yarattığı üzerine imiş..
“AKP’nin nihai oyunu açık: Doğan ya işin dışına çıkacak ya da grubun yöneticisi AKP’ye sadakat andı içecek” diyor Foreign Policy.
“Umarız Türkiye Rusya olmaz” diye bitirmişler haberi ama “Erdoğan da Putin olur” göndermesi var tabii. (Sanırım bu paralelliği anlamayan olur diye, aynı sayfanın manşetine-zaten koca sayfada 3 haber var-“Putin, Renault’ya ültimatom verdi” haberini de yerleştirmişler.2 )
FP; çok şöhretli Washington Post Gazetesi ile Newsweek Dergisi’nin bulunduğu gruptan önemli bir dergi.
Bu medya grubu Ciner-HaberTürk’le birlikte çalışıyor. Bu durumda açık pozisyon bir taneydi.
O da “aynı gün” Sabah Gazetesi eliyle tamamlandı ve Washington Post’un kadim rakibi New York Times ek olarak verildi.
* * *
Hürriyet’in 17’inci sayfası gerçekten verimliydi bu Pazar.. Her ne kadar Fatih Altaylı ile “sandal-gemi” atışması yaşansa da, demek böyle Amiral gemisi olunuyor.
“Palin’in anı kitabı Dan Brown’u tahtından indirdi.”3 Biliyorsunuz Palin eski Alaska valisi ve Obama’nın seçildiği ABD Başkanlık yarışında Cumhuriyetçiler’in Başkan Yardımcısı adayıydı.
Şimdi onun yazdığı anı kitabı nasıl Kayıp Sembol’ü geçebilir aklım almıyor.. Üstelik daha piyasaya bile çıkmadan!
Kitabın ismi, “Going Rouge: An American Life”. (Going Rouge: hani Türkçe’ye tam olmaz da “bildiğini okumak” diyebiliriz. Bugün Mehmet Y. Yılmaz köşesinde4 “burnunun dikine gitmek” olarak okumuş. İtirazım yok.)
Ama mesele hâla ortada.. Bu fiziken ortada olmayan kitabı kim alıyor? Buradan sonraki aşama Harry Potter’ı geçmek ki, akıllara ziyan.
Bu durumda Sarah Palin’in “politik geleceği”ne ilişkin “tetik” durmakta fayda var.. "Kayıp Sembol" o olabilir!
* * *
Yine hafta sonundan bir haber: “İKÖ’de bir ilk”5.
İslam Konferansı Örgütü Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu, ABD Dışişleri Bakanı Hillar Clinton ile görüştü.
Bu önemli bir olay.. Önemli çünkü sık gerçekleşen bir durum olmadığı gibi, Obama yönetiminin (!) tercihlerine de uygun.
İyibilgi’nin Washington bürosu da bununla ilgili özel bir haber hazırlamış.. Faydalandık, zira İKÖ’nün maddi gücüne yapılan katkılar ve Prof. İhsanoğlu’nun görev süresinin medya pek fark etmeden uzatılmış olması manidar.
Manidar olan ama üzerinde durulmayan bir cümle de görüşmede Prof. İhsanoğlu tarafından kullanılmış: “İslam dünyasıyla ilgili tek muhatabınız biziz!”
“Biz” derken?..
* * *
Sarkozy’nin, Ankara’yı bir ara hayli sinirlendiren ama zihnî soğukkanlılığını yitirmeden konuya vaziyet etmesiyle dengesini bulan Akdeniz Birliği’nin müstakbel akıbeti ile ilgili bir haberi de Gila Benmayor6 veriyordu hafta sonu…
Benmayor’un köşesi zaman zaman bu türden ipuçları verir.. Ben her zaman ihtiyatlı okurum. Çünkü hayli önce, “ABD Nabocca’ya karşı” minvalli bir makale de okumuştum aynı köşede.
Neyse.. Benmayor’un “aktardığına” göre Akdeniz Birliği öyle acınası halde ki, parasızlıktan bitti bitecek.
Böylesine çok-uluslu ve çaplı planın “parasızlıktan” akamete uğraması garip. Benmayor, “iddia doğruysa Sarkozy boyunu aşan hayallerin fena çuvalladı” diyerek “yazıklanıyor” ama ben “üzüldüm” diyemem..
Boy aşan yer boğar. Demek birisi Akdeniz Birliği’ni boğuyor, yoksa böyle bir organizasyon için, projeler bir tarafa sekreteryayı yürütücek para bulunamaması ne demek?
* * *
Sabah Gazetesi hafta sonunda “AB İrlanda’da yol kazasına uğramadı”7 diye duyurmuş sonucu.. AB konusunda hassaslaştığım konulardan biri de İrlanda “direnişi” idi…
AB Anayasası sayılan Lizbon Anlaşması’nı daha önce “terslemişti” İrlanda halkı. AB, Dublin’in üzerine kâbus gibi çöktü...
Hem bir takım ikna tavizleri verdi hem hükümeti “presledi” hem de çok başarılı ekonomik gücüne güvenen ülke “küresel krizle” bitti!
Bunlara rağmen “hayır”cılar direniyordu. Referandum günü yaklaşırken kimi “hayırcı”ların CIA için çalıştığı haberleri medyaya yansıyınca, yüzde 67’lik (ilkinde 20 puan daha azdı!) “evet” çıktı sandıktan.
Bakalım İrlandalılar, bu sonuca katkıda bulunan “içlerindeki İrlandalılar’ı” bulabilecekler mi?
* * *
Malum hafta sonu önemli kongreler vardı.. AKP-DTP-MHP (il) Kongreleri yapıldı ve ilgi odağı da buralardı.
Biraz uzaklarda ama doğuda bir başka toplantı vardı… “9’uncu Türk Dili Konuşan Ülkeler Devlet Başkanları Toplantısı”.
“Ne oldu” derseniz; bu uzun isim daha ekonomik hale getirildi, “Türk Konseyi” kuruldu.
Artık periyodik toplanacaklar.
İran’ın oyundan çekileceği, Ermenistan’ın entegre edileceği, Rusya’nın daha ılımlılaştığı zamanlama da “Türk Konseyi”nin “yeni” anlamı düşünülmeli!
* * *
Daha hafta sonu notlarını hapseden “sarı kareli defterin notları”nın yarısına bile gelmedik ama çok uzadı…
İki minik notla bitirelim…
AB ile ilişkilerden sorumlu Devlet Bakanı Egemen Bağış’ın: Ruhban okulu ile ilgili beyanı “ne kadar” ilginç bulunmalı?
“Bana bağlı bir konu olsaydı çoktan çözüm bulurdum” sözü elbette iğneli..
Maksat kendi görev alını dışında bir noktayı işaret etmek olsaydı, gazetecilere “Bana bağlı değil” der, bitirirdi.
AB ile ilişkilerde Erdoğan ve Bağış arasında bir kırılmadan bahsetmek şimdilik mümkün olmasa da, fikrî bir ayrılık görülüyor.
Bunu toparlayıcı bir açıklama Bağış’dan gelse bile, haberin basına yansıdığı gün AKP MKYK’sından çıkarılmasına düzeltme gelmeyebilir!
* * *
Atina’nın patronu artık PASOK’lu Papandreu!..
Ama ben hâla önceki hükümetin neden intihar ettiği konusunda ikna olmadım!
Hükümetin erken seçim kararı aldığı gün bile PASOK 6-7 puan öndeydi.
Türkiye-AB ilişkilerinde ve gündemdeki Kıbrıs gibi tartışma konularında daha farklı bir sürecin ortaya çıkması halinin, “intiharı” açıklayabileceğini düşünüyorum.
1 Hürriyet, 04.Ekim.2009, Say: 17
2 Hürriet, 04.Ekim.2009, Say: 17
3 Hürriyet, 04 Ekim.2009, Say: 17
4 “İlk 100 sayfası boş olan kitap”, Hürriyet, 05.Ekim.2009, Say: 19, Mehmet Y. Yılmaz.
5 Hürriyet, 04.Ekim.2009, Say: 22
6 “Akdeniz Birliği ‘sizlere ömür ‘oldu mu?”, Hürriyet, 04.Ekim.2009, Say:27, Gila Benmayor.
7 Sabah, 04.Ekim.2009, Say: 26
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle