Aydın Doğan’ı, gazetelerini, yazarlarını, televizyonlarını, olaylara bakışını eleştirebilirsiniz.
Aydın Doğan’ın siyasetle zengin olduğunu da söyleyebilirsiniz.
Nefret etmek de hakkınız, çok sevmek de.
Daha önemlisi var.
Muhalefet yapması.
Amacı ne olursa olsun.
Ama onun bile eksikliğini hissediyoruz.
Sel baskını sonrası Hürriyet’ten Habertürk’e, Posta’dan Milliyet’e kadar tüm gazetelerde eksik tek şey vardı, belediyeye eleştiri.
Ne kadar başarılı olursa olsun, şehrin göbeğinde insanların öldüğü bir olayda belediyenin eleştirilmesi kaçınılmazdır.
Ama bunu göremedik.
Göremedik, çünkü medya dışı işleri olan patronlar, medya işleriyle rafineri veya nükleer santral işlerini ayırt etme başarısını gösteremedi.
Siz medya patronu sıfatıyla randevu aldığınız başbakanla rafineri izni veya nükleer santral konusunu görüşürseniz, bağımsız veya özgür medya olma özelliğini yitirirsiniz.
İktidardan avanta bekleyen bir grubun bağımsız veya özgür medya olma ihtimali yoktur.
Size atar, tutarlar ama eğer bir avanta elde etme ihtimali varsa, özgürlük, bağımsızlık en son gelir.
Çünkü iktidara vicdandan değil, cüzdandan değerlendirme yapanların bağımsız gazetecilik yapma ihtimali yoktur.
Bağımsız gazetecilik yaptığını söyleyen Habertürk’ün hiç yoktur çünkü patronunun yaptığı her işin devamı iktidarın iki dudağına bağlıdır.
Gazetenin, kendilerine ait Sabah gazetesine haksız bir şekilde el koymakla suçladıkları Başbakana yalakalık yapa
cak hale gelmelerinin nedeni de budur.
Türkiye’nin sorunu iktidar değil, muhalefettir.
Sadece siyasette değil, medyada da.
Türkiye’de demokrasinin geleceğini tehlikeye sokan da bu muhalefet yokluğudur.
Laikçi kesimi mutsuz eden AK Parti’nin iktidar olması kadar bir başka partinin iktidar olma şansının olmaması.
Çünkü Türkiye’de iktidar alternatifi bir muhalefet yok.
Medyada son döneme kadar tablo biraz farklıydı.
Patron, kişisel çıkarına ters düşmesine rağmen gazetelerinin marka kimliğini koruma, iktidara şantaj yapabilme hakkını elinde tutma adına, yazarlarını serbest bırakıyordu.
Şimdi bu da sona erdi.
Ancak medya bu özelliğini yitirdiği gün, medya olma özelliğini de kaybeder.
Eğer patron gazeteden değil de, rafineri veya nükleer santraldan kazanacağı parayı önde tutuyorsa, o medya biat medyasıdır.
Biat ettikleri Tayyip Erdoğan değil, paradır.
Tanrısı para olanların özgür veya bağımsız gazetecilik şansı yoktur, var diyorlarsa yalan söylüyorlardır.
Yalanlara inanmayın.
Ama yine de unutmayın, muhalefetin sahtesinin bile olmadığı bir ülkede medyanın sahte muhalefetinin önemi büyüktür.
İnsanlara kişisel olarak hakaret etmeden yapılacak muhalefete ihtiyacımız var.
Türkiye Putin’in Rusyası değil de Avrupa Birliği’ne aday bir ülke olacaksa, buna ihtiyacı var.
Onun için kişisel duyguları bırakıp Doğan Grubu’na sahip çıkın.
star
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle