En Sıcak Konular

Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta



Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta
0 0 0000

Hastaların bazen ilaca ama her zaman şefkate ihtiyacı vardır



Artık anamnezi siz almayacaksınız’ başlıklı haberi Referans gazetesinde okudum:

‘’Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi, Amerika ve Finlandiya'da uygulanan kiosklu hasta bakım sistemini Türkiye'ye getirdi. RAPİD3 adı verilen sistemle hastalar, sıra beklerken doktorların kendilerine yöneltecekleri 10 soruyu cevaplayacak ve bu bilgiler doğrudan hastanın dosyasına işlenecek.

Konuyla ilgili dün bir basın toplantısı düzenleyen Cerrahpaşa Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı ve Romatoloji Bilim Dalı Başkanı Hasan Yazıcı, "Artık tüm dünyada pek çok tedavi alanında hastayı dinlemek, röntgen ve laboratuar testlerinden daha fazla önem kazanmaya başladı. Biz de ABD'de yakın zamanda geliştirilen RAPİD3 takip endeksini, ilk defa Türkiye romatoid artrit hastaları için elektronik olarak uygulamaya koyduk" demiş.’’

Kiosklar bilgi vermek veya belirli durumlarda fatura ödemek, bilgi sunumu gibi çok farklı amaçlarla kullanılan, genel olarak çekici bir tasarıma ve dokunmatik ekrana sahip özel amaçlı bilgisayarlar.

Anamnez de, doktorun hastasını hastalığı ile ilgili olarak ayrıntılı biçimde sorgulaması demek ve doğru teşhis için ilk ve en önemli adım. Doğru teşhis için anamnezin yani hastayı sorgulama ve dinlemenin sağladığı bilgiyi hiçbir aletle elde etmek mümkün değil.

Anamnez o kadar önemli ki, tecrübeli bir hekim kimi zaman hastasını daha muayene etmeden anamnezinden doğru teşhise ulaşabilir.

Hekimin hastasına daha çok zaman ayırması, onunla daha çok konuşması, hemhâl olması gerekirken araya bir de bilgisayarları sokmak kâğıt üzerinde doktora zaman kazandırıyor gibi görünebilir ama bana sorarsanız bu, doktorları hastalardan biraz daha uzaklaştıracak bir uygulama.

            Hasta değil hastalık tedavi ediliyor

Modern tıbbın en önemli kusurlarından biri de tamamen insan bedenine odaklanması, insan ruhunu ihmal etmesi. Ayşe Hanım’ ın tiroidindeki 5 milimetrelik nodülün Ayşe Hanım’ ın önüne geçmesi, Ahmet Bey’ in karaciğerindeki ikinci derecedeki yağlanmanın Ahmet Bey’ den önemli olması hep bu yüzden. Hastalar değil röntgen ve laboratuar sonuçları tedavi ediliyor.

Hekim-hasta arasındaki karşılıklı sevgi ve saygının giderek ortadan kalkmasının başta gelen sebeplerinden biri de bu bence.

Geleneksel tıpta hekim ile hastası arasında anne- kız, baba-oğul, dede-torun ilişkisinden farklı olmayan bir sıcaklık vardı, ama o müthiş sihir bozuldu. Günümüzde hastalar birer makine hekimler de birer tamirci olup çıkıverdiler.  

Modern tıp hastaya değil hastalığa önem ve değer veriyor; hastayı değil hastalığı tedavi ediyor.  

İlaç değil hekim tedavi eder

Modern tıpta doktorların hasta ile temasları giderek azalıyor. Artık hiçbir hekim hastasının ne nabzını tutuyor, ne elini alnına koyup ateşine bakıyor, ne de saçlarını okşuyor.

Teşhisi aletler, laboratuarlar koyuyor, tedaviyi ilaçlar, robotlar yapıyor. ‘İlaç değil hekim tedavi eder’ sözünün kulaklardan silinmesi de zaten bu yüzden.

Sıcacık bir gülümsemenin dünyanın en kuvvetli antibiyotiği olduğu, birkaç moral verici sözün en güçlü ağrı kesicilerden daha etkili olduğu, hastanın sırtını sıvazlamanın en iyi nefes açan ilaçtan üstün olduğu unutuldu gitti.

            Gelelim neticeye

Elbette teknolojinin nimetlerinden yararlanmaya kimsenin bir diyeceği olamaz. Bunların teşhis ve tedavide yarattığı mucizelere de sözümüz yok elbette. Ama zaten göz temasları, ten temasları giderek azalan hasta ile hekim arasına bir de bilgisayarların girmesi hangi hastaya ne kazandıracak düşünüyorum, bulamıyorum.



Bu yazı 1,404 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 31 Ekim 2014 Günde 3 bardak süt kemik kırığı ve ölüm riskini artırıyor
    • 14 Mayıs 2013 Akademik sahtekârlık geleneğinin kime ne zararı var
    • 11 Aralık 2012 Yakında ruh hastası olmayan kalmayacak
    • 9 Ekim 2012 Bir Türk tıp alanında Nobel alabilir mi?
    • 3 Ekim 2012 Burun damlaları ile aldatılıyor muyuz?
    • 2 Ekim 2012 Kimi kime şikâyet edelim?
    • 1 Ekim 2012 Türkiye'de mamografi taramaları rezaleti
    • 16 Eylül 2012 Mamografi taramalarına karşıyım
    • 10 Eylül 2012 Modern tıbbın son numarası: Aşırı teşhis
    • 8 Eylül 2012 Mamografi kanser riskini arttırıyor
    • 7 Eylül 2012 Benzer ilaç nedir?
    • 28 Ağustos 2012 Meme taraması saç taramaya benzemez
    • 14 Ağustos 2012 Antibakteriyel ürünlerdeki büyük tehlike
    • 6 Ağustos 2012 Sağlıklı suda hiçbir mikrop olmamalıdır
    • 30 Temmuz 2012 Enerji içecekleri yasaklanmalıdır
    • 23 Temmuz 2012 Damacana mı musluk suyu mu?
    • 10 Temmuz 2012 İlaç tanıtımında bundan iyisi Şam'da kayısı
    • 23 Haziran 2012 Bir sağlık haberi skandalı
    • 13 Haziran 2012 Ot-Çöp tüccarlarından alacağımız dersler de var
    • 17 Nisan 2012 Sönmez gene döndü

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,528 µs