ÖCALAN tarafından açıklanan “yol haritası” bir etnik ayrışma projesidir. Türkleri ve Kürtleri ayrı ayrı kamu kurumları etrafında örgütlemeyi amaçlıyor; federasyon bile değil, konfederasyon istiyor.
Amaçları etnik ayrışma değil de Batı demokrasilerindeki özgürlükler olsaydı, çözüm kolay olurdu. Halbuki, Emine Ayna gibi tahrikçiler bir tarafa, Ahmet Türk gibi oturulup konuşulacak politik olgunluğa sahip bir insan bile “AB ölçütleri Kürtler için yeterli değildir” demiştir.
Hele Öcalan, Avrupai demokrasiyi yetersiz buluyor, “Benim çözümüm bunu aşıyor” diyor!
‘Çatlak ses’ çıkaran Kürt aydınlarını bile infaz eden bir ileri demokrasi!
Demokrasiyi değil, devletin ve toplumsal yapının etnisiteye göre toptan değiştirilmesini amaçlayan totaliter bir hareket olması, meselenin çözümünü zorlaştırıyor. Amaçları demokrasi olsaydı çözüm kolay olurdu.
Milliyetçi aşırılık
Türkler ve Kürtler tarihen ve hele de zamanımızda bu kadar iç içe geçmeseydi çözüm yine kolay olurdu; “Evli evine, köylü köyüne” deyip ayrılırdık! Çeklerle Slovaklar gibi...
Halbuki ev de köy de belirsiz! Kim nereye gidecek?
İspanya’daki bölgelerden farklı olarak, bizde tarihte bile Kürdistan denilen coğrafyanın belirli sınırları yoktu. Bu belirsizlik büyük ve kışkırtıcı hayallere de yol açıyor. Dolaştırdıkları haritaları biliyorsunuz.
Şu dergi kapağına da bir bakın lütfen:
İstanbul’da yayımlanan Roj Kürd (Kürt Güneşi) dergisinin miladi 12 Eylül 1913 günlü nüshasında Erzurum resminin altında “Kürdistan’ın muhkem bilâdından Erzurum şehri” yazıyor!
‘Bilâd’, yani beldeler...
Ermeni milliyetçileri de Erzurum’la birlikte Sivas ve Adana’yı içine alan haritaların peşinde koşuyordu!
Doğu’daki olaylar Ermeni-Kürt çatışmalarıyla başlamıştı. 1915 ve izleyen yıllarda korkunç facialar yaşandı.
Öcalan için ne yazar!
Bugün ayrılmak veya “demokratik özerklik” dedikleri yapılanmanın yerlerini belirlemek için iç sınır nereden geçer?!
Hint-Pakistan ayrılmasında 2.5 milyon insan birbirini öldürdü!
Duygular patlar, Türkiye’nin bir yerleri Kürdistan olursa kalan tamamı Türkistan olur!
Türkiye öylesine iç içe geçmiştir ki, Yugoslavya faciaları solda sıfır kalır.
Bu noktada yine Ahmet Türk’ün sözlerini hatırlatacağım:
“Etnik milliyetçiliğin ne kadar tehlikeli olduğunu bilen insanlarız. Bin yıldır birlikte yaşamış iki halkı birbirinden ayrıştırma ikisinin de zararınadır. Ortadoğu’da etnik ve mezhepsel çatışmaların ne kadar zararlı olduğunu da görüyoruz.”
Facialar İmralı’daki Öcalan için ne yazar! O kendi egosunun derdinde, kendi siyasi kariyerinin peşinde.
Ölüm, yıkım, ekonomik çöküntü milyonlarca yüreği yakıyor!
Türk ve Kürt; duyguları tahrik etmeyelim, yumuşak konuşalım, sadece yan yana değil, iç içe yaşamaya mecbur olduğumuzu görerek siyasi aşırılıklardan sakınalım.
Mutabakatımız demokrasi olsun. Halkın da büyük çoğunluğu bunu istiyor.
milliyet
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle