En Sıcak Konular

Nuh Gönültaş


Nuh Gönültaş
0 0 0000

Ayrılık kolay değil!



Kürt açılımı... Demokratik açılım... Kardeşlik sözleşmesi... Nikâh tazeleme... Adına ne denirse densin bu "şölen" mutlaka yapılacak.
Baltalar gömülecek!

Silahlar susacak!

Kardeşlik temelinde yeniden bir "aile" olacağız.

Aslında aile dağılmış, bozulmuş, ayrılmış değil. Sadece büyük kardeş ile küçük kardeş arasında tatsızlıklar yaşanmış. Araya giren bazı kötü niyetli komşuların ektiği nifak tohumları yeşermeye başlamış.

Hepsi bu.

Kimsenin ayrıldığı, ayrılacağı, bölündüğü bölüneceği yok.

Kimsenin Türk bayrağına itirazı yok.

Kimsenin üniter yapı ile sorunu yok.

Hiç kimse ama hiç kimse,

İmralı, Abdullah Öcalan,

Kandil Dağı, Murat Karayılan, veya siyaset Ahmet Türk bile, bunların hiçbiri vatan coğrafyasının zorla değiştirilmesi diye bir şeyden söz etmiyor.

Şunu anlayın artık, kimse bir yere gitmek istemiyor.

Olan sadece ailedeki küçük anlaşmazlıkların zamanında çözülmediği için büyümesinden barışın acil hale gelmesidir.

Hepimiz biriz.

Anamız bir, babamız bir.

Allah'ımız bir.

Peygamberimiz bir, dinimiz bir.

Kitabımız bir.

Bayrağımız bir, vatanımız bir.

Bir bir bir... Yüze kadar bir, bine kadar bir...

İki tane bir yan yana gelince on bir olduğu gibi, iki kardeş yan yana gelince iki gücünde değil 11 kuvvetinde olur.

Barışın, kardeşliğin yeniden tesis edildikten sonra, Türk ile Kürt sırt sırta verdikten sonra kim tutar bizi.

İşte Murat Karayılan'ın "Kürt sorununu çözmüş bir Türkiye'nin nasıl bir ülke olacağını hayal ediyorsunuz" sorusuna verdiği cevap:

"Türk-Kürt birliği her zaman Türkiye'yi güçlendirmiştir. Bunun örnekleri tarihte çok.

Rızaya dayalı bir birlikteliğin sağlanması halinde tarihteki gibi güzel gelişmeler yaşanır.

Kürt sorunu çözülürse Türkiye gerçekten bölgede önder bir ülke olabilir. Ekonomisi, demokrasisi, insan hak ve hürriyetleri bakımından çok önemli mesafeler kat edilebilir.

Türkiye'nin Avrupa'ya benzemesine gerek yok. Türkiye, Avrupa'nın gelişmiş bir modelini Ortadoğu'da yaratabilir.

Ortadoğu kimliğiyle bu bölgede zengin ve tarihi kültürel mirasla inanılmaz işler yapılabilir. Daha gelişmiş bir demokrasi ve özgürlük düzeyini ortaya çıkarmak mümkündür."

Aynı şeyleri söylemiyor muyuz?

İki kardeş arasında yaşanan bir kavganın kazananı olmaz.

İki kardeş arasında iletişim kazası olmuştur.

Herhangi bir kazada her iki taraf da mutlaka hasar alır.

Her iki taraf da hasarlıdır.

Şimdi...

Bütün bu güzel gelişmelere rağmen bir tehlike de yok değil.

"Türkiye terörsüz Kürtler'e hazır mı" sorusuna verilecek cevap bu tehlikeyi belirliyor.

Bugüne kadar PKK ile mücadelede 200 binin üzerinde asker kullanılmış.

Evet, bu insanlar savaşı biliyorlar ama barışta ne yaparlar?

Aşırı milliyetçi unsurları, Ergenekon yanlılarını, şehit ailelerini istismar edenleri de bu gruba katarsak bayağı bir yekûn ediyor.

Onun için bu süreci "Türkler'i aşağılayarak yönetmek" çok tehlikeli bir çizgiye götürür ülkeyi. Çünkü süreç bir anda olup bitecek bir şey değil, aylarımızı yıllarımızı alır.

Sürece mutlaka ve mutlaka sonuna kadar muhalefetin de katılımını sağlamak gerekiyor. Bu görev de Başbakan'a düşüyor.

Başbakan muhalefetin tepkilerine aynı sertlikle cevap vermemeli. Aşağıdan almalı.

Kürtler'le kardeş olacakken birbirimizle düşman olmanın âlemi yok tabii.

bugün



Bu yazı 895 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 8 Temmuz 2012 Delikli demir ile mertlik arasındaki ilişki...
    • 5 Temmuz 2012 İki arada bir derede ölüm!
    • 28 Haziran 2012 Dessas-ı ehli dünyanın hafiyeleri veya satılık kalemler...
    • 26 Haziran 2012 Kılavuzu NATO olanın...
    • 17 Haziran 2012 Davet ile davete icabet...
    • 5 Haziran 2012 AK Parti celladına gülümserken...
    • 31 Mayıs 2012 Kürtaj emanete ihanettir!
    • 13 Mayıs 2012 28 Şubat dalgaları ve hükümetin kıyıları...
    • 26 Nisan 2012 CHP'nin tarihi en yumuşak yeri...
    • 24 Nisan 2012 Vatana ihanetin yasal dayanağı olur mu?
    • 19 Nisan 2012 Peki, AK Parti iktidarı bin yıl sürecek mi?
    • 17 Nisan 2012 Çevik Bir nefreti, Tayyip Erdoğan sevgisi...
    • 14 Nisan 2012 Adaletin rövanşı...
    • 8 Nisan 2012 İçimizdeki darbeciler yüzünden...
    • 29 Mart 2012 Gazete kapatmak çağ dışı bir çözümdür...
    • 22 Mart 2012 Talimatla akreditasyon olur fakat demokrasi olmaz...
    • 13 Mart 2012 Liderlik cesareti...
    • 8 Mart 2012 Stratfor ve WikiLeaks gazeteciliği!
    • 1 Mart 2012 Bu ülkede 28 Şubatlar bitmez!
    • 26 Şubat 2012 15 yıl sonra yeniden ''şubat soğuğu!''

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,030 µs