En Sıcak Konular

Fehmi Koru


Fehmi Koru
0 0 0000

CHP sürecin neresinde?



Hükümetin başlattığı 'Kürt açılımı' Türkiye'nin dört bir köşesinde heyecan uyandırdı. Ülkenin 25 yılının her ânını kanla yıkamış, onbinlerce insanın canını almış, yüz milyarlarca doları heba etmeye sebep bir sorunun ortadan kaldırılması ihtimali kimi heyecanlandırmaz? Sorunun çözümü, en azından akan kanın durması ve heba olan kaynakların ülke insanları için kullanılması demek; bu da Türkiye'nin geleceğinin parlaması anlamına geliyor...

Bugüne kadar 'Kürt sorunu' ile ilgili sayısız rapor hazırlamış, en keskin önerileri içeren raporun altında Deniz Baykal imzası bulunan CHP'nin lider kadrosu bunu bilmez mi? Bilir elbette. Böylesine hayati bir konuda küçük hesaplar peşinde koşacağı düşünülemeyeceğine göre, iktidar partisi tarafından başlatılan sürece CHP'nin itirazlarının sanılanın ötesinde bir sebebi olması gerekiyor. Sorunun çözümü için çaba gösterilmesini değil de çözüm için benimsenen yöntemi eleştiriyor olmasın CHP?

Deniz Baykal'ın dün Habertürk'ten Muharrem Sarıkaya'ya verdiği “Neymiş önerileri, ortaya koysunlar; PKK silâhı bıraksın, affı biz önerelim” demeci, itirazın temelinde yatanın 'yöntem' olduğuna işaret eder gibi... Bu demece göre, CHP, hiç değilse Deniz Baykal, hükümetin karşılarına 'somut' öneriler ile çıkmasını, bugüne kadar terör eylemleriyle varlığını hatırlatmış örgütün de silâh bırakmasını istiyor...

Çeyrek asırdır ülkenin başını ağrıtan bir sorunun bilinmeyen bir yönü yok elbette; bugüne kadar resmi veya gayr-ı resmi hazırlanmış onlarca rapor çözüm için neler yapılması gerektiğinin ayrıntılarıyla dolu. Baykal'ın 'SHP Genel Sekreteri' olarak imza attığı 'Kürt raporu' bile, 1989 tarihini taşıyor olmasına rağmen, çözüm arayanlara ışık tutuyor. “Alın o raporu, uygulayın”, değil mi efendim?

Hayır, öyle değil... İş bu kadar kolay, 'somut öneriler' çözüm getirici olsaydı, onca insanın kanı boşuna akmış olurdu. Sonuç almayı amaçlayan süreçler tek taraflı dayatmalarla gerçekleşmiyor maalesef; tersine önerdiğiniz her şey 'karşı taraf' için bir kazanım haline dönüşebiliyor. Barışı amaçlayan süreçlerin, başka bir çok şartla birlikte, bilinenler bilinmezmiş gibi ('tabula rasa') bir anlayışla başlatılması da şart...

Son girişimin heyecan yaratmasının en önemli sebebi de bu. Arkasında devletin bütün önemli birimlerinin desteğinin bulunması, hükümetin çözüme odaklanması hiç kuşkusuz başarı şansını büyütüyor; ancak önyargısız bir süreç olarak sürdürülmesi ve konuyla ilgili sözü olan herkesin dinlenilerek sonuca ulaşılmasının amaçlanması en az onlar kadar önemli.

CHP'liler kusura bakmasınlar, ama hükümetin süreç için belirlediği yöntem, işin özüne, doğasına ve sonuç alma niyetine daha uygun...

Baykal'ın “PKK silâhı bıraksın, affı biz önerelim” teklifi CHP'nin sürece isterse olumlu katkı verebileceği vaadi olarak algılanabilir. Sürecin bir yerinde PKK'nın tetikten elini çekmesi de, silâhı bırakması da söz konusu olacak, bunu sağlamak için bir 'af' çalışması da gerekebilecek... CHP sürece o noktada bile katılsa “Hayır” mı denilecek?

Doğru olan elbette CHP'nin ve geçmişte bu alanda önemli bir çalışma yapmış olan Deniz Baykal'ın en başından itibaren sürecin içerisinde yer almasıdır. Başka her şeyi bırakıp bir tek şu soru üzerinde düşünse CHP liderleri, sürece dahil olmak için yeterli motivasyonu bulacaklardır: Bir zamanlar bölgenin en güçlü partisiyken son yıllarda Doğu ve Güneydoğu Anadolu'dan silinmiş olan CHP, barışı yakalayarak normalleşen Türkiye'de yeniden varlığını gösterir hale gelse fena mı olur?

CHP'nin de sürece olumlu katkılarını bekliyoruz.

yenişafak



Bu yazı 868 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 30 Eylül 2012 Ak Parti kongresinin düşündürdükleri...
    • 28 Eylül 2012 Yalan dünya, hem de ne yalan
    • 23 Eylül 2012 Tartışma sağlık alametidir
    • 20 Eylül 2012 Darbeler, CHP ve Deniz Baykal...
    • 18 Eylül 2012 CHP’nin özrünün anlamı
    • 16 Eylül 2012 Hayasızca saldırının düşündürdükleri
    • 11 Eylül 2012 O da bir gün bitecek...
    • 9 Eylül 2012 Ne olur, ne olamaz...
    • 6 Eylül 2012 Suriye politikasına yeniden bakmak
    • 29 Ağustos 2012 Türkiye Pakistan, Hatay da Peşaver değil...
    • 26 Ağustos 2012 Hayatları oyun
    • 19 Ağustos 2012 Orhan Pamuk tiksiniyormuş, ben acıyorum...
    • 14 Ağustos 2012 Milletvekili neden kaçırılır?
    • 12 Ağustos 2012 ‘Yeni gazetecilik’ denen şey
    • 9 Ağustos 2012 Tuzak varsa tedbir nerede?
    • 3 Ağustos 2012 Komutan tanıklık yaptı
    • 31 Temmuz 2012 Abdullah Gül ‘yeniden’ ha, gerçekten mi?
    • 24 Temmuz 2012 Kılıçdaroğlu siyaseti kirli (mi) görüyor
    • 18 Temmuz 2012 CHP’nin Ak Parti açmazı
    • 17 Temmuz 2012 CHP makas değiştirirken...

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,581 µs