Fransa da Türkiye yılı başladı. Yıl boyu düşünceden edebiyata, popüler kültürden çağdaş sanata Türkiye Fransa'da, Fransa'nın çeşitli illerinde boy gösterecek.
İlk toplantı 12 Temmuz günü Paris'te yapıldı.
Kültür Üniversitesi ile Fransa'nın Bergson'dan Foucault'ya, Sartre'dan Althusser'e uzanan ünlü simalarıyla son yüzyıla damgasını vurmuş efsane okulu Ecole Normal Superieur arasındaki işbirliği, okulun tarihi binasında Türkiye üzerine uzun bir tartışma günüyle Türkiye yılına merhaba diyordu.
Toplantı için o günüm Paris'te geçti.
Gün sonundaki Türkiye-Fransa arasındaki ilişkiler başlıklı son panelin son konuşmacısıydım.
Sıra bana gelince, Fransızca için hazırlanmış olmama rağmen, Türkçe konuşma arzum ağır bastı. Türkiye yılının ilk gününde ana dilim duyulsun ve o entelektüel mabette birkaç Türkçe söz bir yerlere asılı kalsın istedim…
Ortalama Fransız aydını için Türkiye karma bir modeldir.
Buna göre, "Bir yandan müslüman bir ülkede laik ve demokratik bir rejim bulunur ve bu laiklik varlığını İslami baskı karşısında ordu güvencesinde sürdürür, öte yandan ordunun bu kaçınılmaz, hatta faydalı rolü demokrasinin kalitesini düşürür, Türkiye'yi değer ve sistem açısından Batı'nın uzağında tutar…"
Bazı Fransızlar Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne girmesine bu modele dayanarak karşı çıkarlar. Bazıları ise Türkiye'nin eksik demokrasisini geliştirmesi için Avrupa Birliği'ne girmesi gerektiğini söyler.
Fark keskin olmakla birlikte iki fikir de aynı modelden yola çıkar.
Bu model için ne insan vardır, ne toplum. Toplumu ideolojik bir yapıya indirgeyen, değişimi ancak belirli bir siyasi şemsiyenin sınırları içinde mümkün gören bu bakış, Türkiye'yi ne kadar anlatır?
Pek anlattığını sanmıyoruz…
Bu model ne Türkiye'yi anlatıyor ne Fransa'nın Türkiye, Türkiye'nin de Fransa açısından anlamını…
O son panelde Türkçe cümlelerle işte bu meseleye daldım…
Söylediğim özetle şuydu:
Avrupa'nın çevresinde bir değişim yaşanıyor ve bu değişim Avrupa'yı kuşatacak bir seyir izliyor.
Bu seyir ise iki temel eksen üzerine oturuyor.
- Siyasetin toplum tarafından kuşatılmasıyla gelen bir dinamizm, farklı ve yeni bir "toplumsal"ın yönlendirdiği "siyasal"…
- Farklı ve çelişkili çıkarları rasyonellikle bezenmiş tek ayaklı bir değer sistemiyle yöneten "birey" yerine, farklı değer sistemlerini aynı anda tüketen, çok ayaklı, dolayısıyla çoğulcu bir yeniden bireyleşme, daha doğru ifadeyle şahıslaşma süreci ya da "bireyin insana ulaşması süreci"...
Türkiye bir model olacaksa, bu değişimin modeli olacaktır…
Üzerinde yaşadığımız topraklar bu iki eksenli gelişmeyi üç karşılaşma etrafında üretiyor. Ve her bir karşılaşmanın önemi toplum tarafından üretilmesi, toplumsalı öne çıkması, öne çıkan toplumsalın siyaseti kuşatması olarak karşımıza çıkıyor.
Karşılaşmalar şöyle sıralanabilir:
1. Dindar-laik karşılaşması
2. Kimlik-tarih karşılaşması
3. Asker-sivil karşılaması
Dindar-laik karşılaşması farklı değer sistemlerinin bir bünyede yaşamaya başlamasının en önemli üreticisi olmuştur. Özellikle, Ayşe Arman gibi Özkökgillerin sanısının aksine, İslami kesim açısından bu gelişme hayatidir. Seküler, dini, geleneksel ve modern değer sistemlerinin aynı kişi tarafından tüketildiği bir yapı yeni ve önemlidir.
Kimlik tarih karşılaşması, cumhuriyet döneminin yeniden okunması, gayri müslimlerin keşfi, 1915 tartışması üzerinden verili kimliğin demokratikleşmesi ve şeffaflaşması işlevini görmektedir. Toplum siyasetin önünde koşarak ona yol açmaktadır. Farklı değer sistemlerini besleyen bir işlev görmektedir.
Asker-sivil gerginliği son yıllardaki gelişmelerle ilk kez bir siyasi anlayış ile ordu arasındaki çatışma görüntüsünün ötesine geçmiş, ülke askerin siyasi ve askeri işlevlerinin toplum tarafından toplumsal gözle tartışıldığı bir noktaya gelmiştir.
Fransızların ve Özkökgillerin anlamadığı bu…
yenişafak
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle