En Sıcak Konular

Gülay Göktürk


Gülay Göktürk
0 0 0000

Kurumlararası uyum



Bugünlerde en çok telaffuz edilen cümlelerden biri de "kurumlararası uyum...""İrticayla Mücadele Planı" deşifre olduğundan bu yana, her ağzını açan kurumlararası uyumun öneminden söz ediyor. Birtakım odakların kurumlararası çatışma yaratmak için böyle bir belge ürettiğinden dem vuruluyor. Hemen ardından da bu meselenin kurumlararası uyum bozulmadan halledilmesi gerekliliği tekrarlanıp duruyor.
Bu söylem iki açıdan eleştirilmelidir.

Birincisi, uyum içinde olması beklenen kurumlar (hükümet ve ordu) hiyerarşik olarak yatay ilişki içinde kurumlar mıdır ki, sanki eşitler arası bir ilişkiden söz eder gibi kurumlararası uyumdan bahsediliyor?

Belki birçok insana yabancı (!) gelecek ama hatırlatmakta yarar var: Ordu hiyerarşik olarak hükümetin emrinde bir kurumdur. Dolayısıyla bu iki kurum arasındaki ilişkide uyumdan söz ederken ordunun hükümete uyumu, daha doğrusu tabi olması kastedilebilir ancak.

Ama reel durum bu değil, gerçekçi olmak lazım diyeceksiniz. Ben de size diyeceğim ki, bu tür bir "gerçekçilik" mevcut statükoyu ilelebet muhafaza etmekten başka bir sonuç vermez.

İkinci hata, uyumun statik bir durum olarak ele alınması...

Her uyum, o ülkedeki güç odakları arasında belli bir denge noktasını yansıtır. Ama bu, uyum ya da istikrar o denge noktasının olumlu olduğunu ve ilelebet sürmesi gerektiğini göstermez. Unutmayın, eski Sovyetler Birliği'nde Stalin döneminde de uzun yıllar süren bir uyum ve istikrar vardı. Franko İspanyası, 30 yıl boyunca, demir yumruk altında bir uyum dönemi yaşadı. Ehh, doğrusunu isterseniz biz de darbeleri izleyen iki-üç yıllık dönemlerde darbe öncesi kaos yıllarıyla kıyaslandığında oldukça "uyum ve istikrar" içindeydik.

Pek mi memnunduk böyle bir uyumdan?

Demek ki mevcut istikrarı ve uyumu korumak başlı başına bir hedef olamaz. Her uyum belli bir güç dengesine tekabül eder. Güç dengelerinin değişmesi ile uyum bozulur ve yeni dengelere uygun düşen yeni bir uyum kurulur.

Bugün herkesin yana yakıla bozulmasından endişe ettiği uyum Türkiye'de Cumhurbaşkanlığı, Parlamento, Hükümet ve Silahlı Kuvvetler arasında kurulan belli bir denge noktasını yansıtıyor. Ve bu uyum bozulacak diye ödleri kopanlar, aslında bu uyumun temelinde yatan bu güç dengesini savunmuş oluyor.

Oysa bu denge, demokrasiye yakışmayan bir güçler dengesidir. 28 Şubat'ta parlamento büyük ölçüde devre dışı bırakılarak kurulan bir dengedir.

Sivil iktidarın askerlerin "damarına basmaması" şartıyla yaşayabilen bir dengedir.

Bütün toplumun, askeri oligarşinin yaptığı laiklik tanımına boyun eğmesi ve bu uğurda temel hak ve özgürlüklerinden vazgeçmesi karşılığında sürebilen bir dengedir.

Devlet Denetleme Kurulu'nun Silahlı Kuvvetler'i ilelebet denetim dışı tutması temelinde kurulmuş bir dengedir.

Askeri yargının burnunu vazifesi olmayan işlere sokmasına susmak; Türkiye'nin yüzde 92'sinde asayişi jandarmaya teslim etmek; askerlerin onaylamadığı Anayasa değişikliklerini yapmamak temelinde kurulmuş bir dengedir.

Askeri vesayetin hangi konularda sürüp hangi konularda biteceği konusunda sıkı bir pazarlık yapıldıktan sonra belki de kurulacak olan yarı-vesayet rejimine razı olmamız temelinde bir dengedir.

Böyle bir dengeye ve böyle bir denge temelinde kurulmuş uyuma razı olabilir miyiz? Bu uyumu "korunmaya değer" bir uyum olarak görebilir miyiz?

Bugün toplumun büyük çoğunluğunun bu soruya verdiği cevap koca bir "hayır"dır. Toplum artık böyle bir denge ve böyle bir uyum istemiyor.

Uyum, ancak demokratik rejimin kurallarının tam olarak yerleşmesi temelinde sağlanırsa bir değeri vardır; ancak o zaman bu uyum korunmaya değer bir uyumdur. Diğer bütün uyumlar, aslında daha kalitesiz bir demokrasiye razı olmak anlamına gelir.

Türkiye'nin demokratik dünyanın bir parçası olabilmek için bu eski dengeyi bozması, zaman içinde ülke yönetimine katılan güçler arasında yeni bir denge yaratarak siyasi istikrarını ve uyumunu yeni bir düzlemde yeniden yaratması gerekiyor.

Bugün çekilen sancı işte bu yeni uyumun yaratılmasının sancısıdır.

Yani hayırlı bir sancıdır.

bugün



Bu yazı 1,049 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 28 Eylül 2012 Susmak için artık çok geç
    • 24 Eylül 2012 Darbecilik mahkûm oldu
    • 21 Eylül 2012 7 adımda çözüm planı
    • 14 Eylül 2012 Libya
    • 25 Ağustos 2012 Kürtler'i PKK'dan korumak
    • 8 Ağustos 2012 Tehditle canlı kalkan olunur mu?
    • 30 Temmuz 2012 Suriye Kürdistanı
    • 2 Temmuz 2012 Zana kimi, neyi temsil ediyor?
    • 18 Haziran 2012 Kılıçdaroğlu Bahçeli'nin arkasına saklanıyor
    • 15 Haziran 2012 Olmayacak duaya amin
    • 11 Haziran 2012 Oslo süreci yeniden mi?
    • 8 Haziran 2012 Erdoğan-Kılıçdaroğlu görüşmesi
    • 4 Haziran 2012 Ses kayıtları
    • 30 Mayıs 2012 Parti kongreleri neden yapılır?
    • 21 Mayıs 2012 Sivil bayramlar dönemi
    • 11 Mayıs 2012 Yine mi?
    • 9 Mayıs 2012 Solun resmi tarihi
    • 25 Nisan 2012 Keşke CHP bölünse
    • 11 Nisan 2012 Kafası karışık bir Demirtaş
    • 9 Nisan 2012 Nizam-ı alem

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    31,806 µs