0 0 0000

Asker ve büyük değişim

GENELKURMAY Başkanı İlker Başbuğ’a Ertuğrul Özkök soruyor: “AKP ve Gülen’i bitirme planı”nın hazırlanması için siz mi emir verdiniz?!
Org. Başbuğ’un cevabı şöyle:
“Bana bu soruyu sormak bile hakarettir!”
Konferans ve basın açıklamalarında Org. Başbuğ’un ısrarla dile getirdiği şu sözleri de askeri geleneğimizdeki büyük değişimi yansıtıyor:
“Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bünyesinde, mevcut demokratik rejime aykırı faaliyette bulunan kimse bulunamaz, barınamaz!”
Söz konusu belge AKP’ye karşı tertipleri içerdiği halde, hükümetin de askerin de çözüm yolu olarak yargıyı göstermede mutabakat halinde olmaları da milletçe içinden geçmekte olduğumuz büyük değişimin önemli göstergelerinden biridir: Demokrasi ve hukuk Türkiye’de artık üstün değerler haline geliyor.

Bürokrasiden demokrasiye
Bizde bırakın askeri müdahalelerin 150 yıllık geleneğini, yakın zamanlarda bile komutanların emriyle “Batı Çalışma Grubu” gibi müdahale birimleri kurulmuş, “andıçlar” ve “muhtıralar” hazırlanmış, siyasi amaçlı “psikolojik harekât” operasyonları yapılmış, kritik davalarda mahkemelere baskılar uygulanmıştı!
Bunları meşrulaştırmak için ideolojik olarak “Atatürkçülük”, hukuki olarak da “koruma ve kollama” kavramları kullanılırdı.
En büyük değişim işte bu noktada kendini gösteriyor: Toplum orta sınıflaştıkça ve dünyaya açıldıkça tarihsel bürokrasi egemenliği geriliyor, demokrasi ve hukuk her kesimde daha önemli hale geliyor; toplumda demokrasi ve hukuk talebi artıyor, güçleniyor...
Orduda ise, elbette Atatürkçülük kavramı hâlâ çok önemlidir ve öyle olmaya devam edecektir. “Koruma ve kollama” kavramı da hâlâ İç Hizmet Kanunu’nda mevcuttur. Ama bu kavramlar artık demokrasi ve hukuk değerlerinin ışığında algılanıyor.

Askeri eğitim
Ordudaki bu zihniyet değişiminde Org. Hilmi Özkök’ün rolü önemlidir. AKP hükümetine karşı ‘muhtıra’ çağrışımlı bir soru sorulduğunda Org. Özkök şu cevabı vermişti:
“Türkiye birinci sınıf bir devlettir. Böyle şeyler olmaz!”
Bugün de Org. Başbuğ’un açıklamaları, eski anlayış yerine demokrasi ve hukuka bağlı yeni anlayışın güçlendiğinin belgeleridir.
Dünyayla yılda 350 milyar dolar ilişki düzeyine ulaşmış Türkiye’de artık asker de laikliği daha iyi anlamak için Max Weber’i, modern toplumlarda ordunun yerini daha iyi görmek için Huntington’u, Eliot Cohen’i okuma ihtiyacını duyuyor. Demokrasi ve hukukun sadece felsefi değil, işlevsel önemini daha iyi görüyor. “Atatürkçülük” ve “koruma ve kollama” gibi kavramları artık bu yeni zihniyetle değerlendiriyorlar.
Büyük değişimin cihet-i askeriyedeki anlamı bu...
Elbette hâlâ “ordu göreve” kafasında olanlar var. Yazanı kim olursa olsun son “andıç skandalı” bunun bir örneği... Yüzlerce örneği Ergenekon dosyalarında...
Türkiye’nin 21. yüzyılda “büyük güçler”den biri olarak yer alması için bu değişimin büyük çatışmalara yol açmadan gerçekleşmesi lazım.
Demokrasiyi ve hukuku içine sindirmek siyasetçiler, hukukçular ve hepimiz için çok önemli!
Çok önemli bir ihtiyaç da Harbiye’den itibaren askeri öğretim ve eğitimde eski kalıpları ayıklayarak, ordunun temel değerlerini demokrasi ve hukukun üstünlüğü anlayışıyla yeniden yorumlayan bir reformu gerçekleştirmektir.

milliyet

Bu yazı 889 defa okundu.