En Sıcak Konular

Hasan Cemal


Hasan Cemal
0 0 0000

Türkiye inandırıcılık sorunu yaşıyor!



BERLİN
Gazetemiz Milliyet’teki haberin başlığı çarpıcıydı:   “Cinayete 20, kitabına 28 yıl hapis istendi!”
Haberin spotu şöyleydi:
“Hrant Dink cinayetinin sanığı Ogün Samast 20 yıl hapis istemiyle yargılanırken, ‘Dink Cinayeti ve İstihbarat Yalanları’ adlı kitabı yazarak altı ayrı suç işlediği iddia edilen arkadaşımız Nedim Şener hakkında 28 yıl hapis istemiyle ceza davası açıldı.”
Evet, Nedim Şener yargılanıyor.
Gelsin bakalım şimdi bu davanın haberleri Brüksel’e, Berlin’e ve siz de çıkıp deyin ki, “Türkiye’de basın özgürlüğü vardır, ifade özgürlüğü gelişmektedir.”
Diyebilir misiniz?
Deseniz, inandırıcı olabilir misiniz?
Sanmıyorum.
Avrupa Parlamentosu seçimlerinde, yüzde 12.1’lik oyla fevkalade iyi bir sonuç almış olan Alman Yeşiller Partisi’nin lideri Cem Özdemir’le geçen gün sohbet ediyorduk.
Şöyle dedi:
“Türkiye’nin 2003-2004’deki, hatta 2005 yılındaki pozitif resmi bugün tümüyle olmasa bile kaybolmuş durumda. O dönemde Türkiye inandırıcıydı. Yüzde 90 öyleydi. Şimdi bu hava yok. Türkiye bir şey söylediği vakit, ‘Yapın da görelim, çıkarın da görelim!’ deniyor. Çünkü çok şey söylendi ama yapılmadı.”
İnandırıcılık...
Bu sorun özellikle 1990’larda Türkiye’nin en önemli dertlerinden biriydi. Çünkü Ankara’daki zayıf, güçsüz koalisyon hükümetleri yıllar yılı tutulmayan sözler vermişti Avrupa platformlarında...
Bu hava 2000’lerin başından itibaren değişmişti. Ama son yıllarda yine maalesef eskiye benzemeye başladık.
Cem Özdemir şöyle dedi:
“Soru işaretleri su yüzüne çıkıyor. Çünkü zig zaglar çiziliyor. Aynı zamanda ‘AKP hükümeti Türkiye’yi nereye taşımak istiyor?’ sorusu da bazen kendini belli ediyor buralarda... Bir şeyler yapılması lazım. Mesela Kıbrıs’ta bir adım atılsa, AB ile üyelik müzakerelerinde 8 fasıl birden açılır, bu da müthiş bir şey olur.”
Yani bir şeyler yapmak...
Brüksel ve Berlin’i kapsayan Türkiye-AB turunda kulağıma en çok bu çalındı:
Türkiye bir şeyler yapmalı!
Yapacakları sır mı?
Hayır değil. Yol haritası belli. Henüz belli olmayan siyasal irade! Ankara kendi göbeğini kendi kesecek.
Başka çaresi yok.
Brüksel’de üst düzeydeki güvenilir bir Türk diplomatik kaynağı geçen gün şöyle  diyordu:
“Avrupa Birliği bir ‘medeniyet projesi’dir. İlle de AB üyeliğiyle irtibatlı kılınması doğru değil. Türkiye bu yolda kararlılıkla yürürse, sonunda AB’ye katılmasa da, bugünkünden çok daha iyi bir konuma gelir. Kaldı ki böyle bir yolun izlenmesiyle, AB de Türkiye’siz yapamayacağı bir noktaya gelebilir.”
‘Bu nokta’ya da şöyle değindi:
“Bu nokta, ‘süper güç dengesi’dir. Avrupa Birliği’nin süper güç olabilmesi için Türkiye’ye kesin ihtiyacı var. Bu bakımdan Türkiye’nin askeri gücü, gitgide büyüyen ekonomisi, genç ve dinamik nüfusu, işgücü,  Batı’nın enerji yolları güvenliğindeki konumu, bütün bunlar Türkiye’yi AB açısından vazgeçilmez bir noktaya itiyor.”
İyi güzel.
Peki ya Ankara ne yapacak?
Başbakan Erdoğan kararlı mı?
Bir başka deyişle:
Hükümet önümüzdeki dönemde ‘siyasal reform süreci’ne odaklanacak mı?
Yoksa genel seçimleri öne sürüp, muhalefeti bahane gösterip ipe un mu serecek?
Bir gün daha bu konuya devam edeceğim.

milliyet



Bu yazı 1,033 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 16 Eylül 2012 Türkiye AB’nin, AB Türkiye’nin neresinde?
    • 13 Eylül 2012 Ve soruyorum Ak Parti iktidarına...
    • 7 Ağustos 2012 Özkök Paşa demokrasi adına bir şanstı!
    • 12 Mayıs 2012 Ak Parti’yle kadınlar, başörtüsü sorunu ve Kürt sorunu...
    • 18 Nisan 2012 Demokraside asker sorunu, sivil sorunu!
    • 15 Nisan 2012 Suriye’de akan kan ve evimizin içi!
    • 3 Nisan 2012 Suriye’de ben de tarafım!
    • 27 Mart 2012 Zamanın ruhu ve dış konjonktür PKK’ya karşı!
    • 21 Ocak 2012 İnsanlık ölmedi, karanlık sorgulanacak!
    • 18 Ocak 2012 Sanık Kenan Evren, ayağa kalk!
    • 20 Kasım 2011 ''Dersimli okşanmakla kazanılmaz!''
    • 18 Ekim 2011 Herkes ‘Atatürk milliyetçisi’ olmak zorunda mı?..
    • 5 Ekim 2011 Ak Parti, CHP, BDP uzlaşması...
    • 29 Eylül 2011 Ciğeri yanan Erdoğan’a, Öcalan’a...
    • 27 Eylül 2011 PKK, BDP, Güneydoğu’dan haberler öyle ki...
    • 22 Eylül 2011 Avrupa Birliği Türkiye'ye dürüst davranmıyor mu?
    • 21 Eylül 2011 Düşen helikopterin beynini kim söküp aldı ?
    • 7 Eylül 2011 Başbuğ Paşa da hesap vermek zorunda!
    • 2 Eylül 2011 Erdoğan’ın askeri vesayetle mücadelesi...
    • 6 Ağustos 2011 Kürt sorunu: Bardağın dolu ve boş tarafı!

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,953 µs