En Sıcak Konular

Nedret Ersanel



Nedret Ersanel
0 0 0000

Kırılmaz bağ: Obama'yı İran'la savaşa ne sokar?



Umut verici diplomatik gelişmelerin apansız kabusa dönüşebilme ihtimali, bazen ilgisiz görünen sorulardan sezilebilir…

Gywnene Dyer1, “İsraillilerin Histerisi, Güney Korelilerin Sükuneti” başlıklı yazısında basit bir soru yöneltiyor okuruna…

“Nükleer silahlar söz konusu olduğunda Koreliler, İsraillilerden neden daha cesur?”

İlk okunduğunda meseleyi tüm boyutlarıyla kucaklayamayan, “safiyane” bir soru gibi dursa da, Ortadoğu ve İslam dünyasına barış buketleri atan yeni ABD yönetiminin kısa bir süre sonra bombalar yağdırmaya başlayabileceğinin işaret fişeklerini atıyor…

Öyle ya; Kuzey Kore aleni biçimde nükleer bombalar patlatırken, gemilerinin aranması halinde savaş nedeni sayacağını geleceğini açıklarken, Güney Koreliler günlük hayatlarına hiçbirşey olmamış gibi devam ediyor

Oysa elinde tüm Ortadoğu’yu radyasyon bulutlarına gömecek yüzlerce nükleer silaha, ABD’nin “kesin ve ebedi” desteğine sahip, elinde nükleer silah bulunmayan İran’a karşı İsrail neden kıyametleri koparıyor?

         *   *   *

Mayıs ayının son Cuma günü İran’ın Zahedan şehrinde bir cami intihar saldırısına uğradı.

Ortadoğu’da hergün yaşanan, alışıldık terör olaylarından biri deyip geçebilirsiniz. Ama öyle değil.

Zahedan, Sünni müslüman çoğunluğa sahip Belucistan bölgesinin başkenti. Camii ise Şiilere hizmet veriyor.

Belucistan İran savunmasının zayıf karnı. Belucistan; Kabil, İslamabad ve Tahran arasındaki bölgesel işbirliğinin deneme, halkların canlarını ticarete döken ölüm timlerininse buluşma noktası. Bu timler bölgeyi NATO ve Afganistanı işgal eden Amerikan güçlerinin koruması altında uyuşturucunun ana yolu olarak kullanıyor. Belucistan, İran’ın 83 milleti, mezhebi, lehçesi arasında ortak yaşam noktası”2

İranlı yetkililer bu saldırının ardında ABD’yi görüyor. Zamanlamasını 12 Haziran’da yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerine bağlıyorlar.

“83 millet” ifadesi de tasadüfi değil.. Şöhretli bir Amerikan düşünce kuruluşunun, İran’ın kaç parça olacağı üzerine odaklanan alan araştırmasına gönderme yapıyor!3

        *   *   *

İran-ABD-İsrail ilişkilerinin önemli bir ayağı da, Başkan Obama’nın Kahire’de yaptığı konuşmaydı…

Ama önce bir başka gelişme yaşandı.

Beyaz Saray ziyaret programını değiştirdi ve Kahire’nin resmi, Mısır basınının medyatik tepkileri arasında, Başkan’ın önce Suudi Arabistan’a uğramasına karar verdi.

İlk başta bu acil değişiklik, Riyad’ın Ankara ve Kahire ziyaretlerine gösterdiği bir tür diplomatik kıskançlığın sonucu olarak görüldü.

Fakat Arabistan ziyaretinin öncelenmesi ile çakışan başka olaylar var..

İsrail tarihinde görülmemiş genişlikte askeri tatbikatlar yapıyor, Kuzey Kore ABD’yi dehşete düşüren nükleer denemeler yapıyor, füzeler fırlatıyor, Tel Aviv İran’a yönelik savaş söylemini keskinleştiriyor.

Tabii Tahran ve Pyongyang arasındaki ilişkilerin gücü de unutulmamalı! Tıpkı, şu sıralar “şer ekseni” söyleminin yeniden hatırlanması gibi.

Arabistan’ın İran nükleer programına yönelik endişesi İsrail’den daha büyük olmasa da geride kalmaz. İran’a karşı ortak veya münferit İsrail-Amerikan savaşında Riyad dolaylı veya direkt taraf olacaktır. Obama’nın Riyad ziyareti tüm ölçeklerde ‘kuşku verici’ ve bizleri bu ziyaretin yeni bir barış girişimini başlatmak değil, savaşa hazırlık olduğu kanaatine daha yıkın kılıyor.”4

        *   *   *

Baştaki basit soruya dönebiliriz…

Aslında İsrail, İran’ın nükleer bir saldırısından korkmuyor.

İki nedenle: bir, misliyle ve yıkıcı biçimde karşılık verebilir. İki, Tel Aviv İran yöneticilerinin böyle bir çılgınlığa girişmeyeceğini de biliyor.

O halde neden çok daha büyük tehtid altındaki Güney Kore’den fazla reaksiyon gösteriyor?

İsrail 40 yıldır bölgede sahip olduğu “nükleer silah tekeli”ni muazzam bir stratejik varlık olarak görüyor.

Ve bu sadece İran’a yönelik değil. İsrail’e yönelik herhangi bir Arap tehtidinin tamamına yönelik.

Şimdi bir başka ülkenin nükleer güce sahip olması, Tel Aviv’in tekelini ve caydırıcılığını kırabilir.

Yani sadece silah dengesi değil, politik dengeler de bozulur.

        *   *   *

Peki bu duruma İslam ve Arap alemine koşulsuz barış eli uzatan ABD ne diyor?

Bu sorunun yanıtı Obama’nın ağzından Kahire’de verildi…

“Şimdi mesele, İran’ın neyin karşısında olduğu değil, nasıl bir gelecek kurmak istediğidir. Biz karşılıklı saygı esasında ve ön koşul ileri sürmeden ileri adım atmağa hazırız. Ama nükleer silahlar alanıyla ilgilenen herkes için bu konuda bir karar noktasına ulaştığımız açıktır.” 

Yani?..

Barack Obama’nın kırmızı çizgisinin kimi yorumlara göre “nükleer silah-İsrail”5 konusunda bulunduğuna, söyleminin “barış” değil “savaş” vazettiğine ilişkin bilgiler az değil.

Dikkate almak lazım. Ama aynı yorumların göze batmayan bu notları özellikle parlatmasına da özen gerekli!


1. Dyer, hayli tanınmış, bağımsız bir gazeteci. Kanadalı ve İngiltere’de yaşıyor. Yazıları dünya çapında 45 ülkede yayınlanıyor. “Israel’s nuclear hysteria contrasts with Korean calm”, The New Zeland Herald, 27 Mayıs 2009.
2. “İran seçim öncesi ‘yumuşak karnı’dan vuruldu, Muhammed Sadık el Hüseyni, Kuds ül Arabi Gazetesi, 1 Haziran 2009.
3. ABD’li  “American Enterprise Institute-EAI”, bir süre önce İran halkının 83 gruba ayıran bir alan araştırması yapmış ve yayınlamıştı.
4. “Obama ve ‘önce Riyad’ sürprizi, Abdülbari Atwan, El Kuds ül Arabi, 28 Mayıs 2009.
5. Obama’nın Kahire konuşmasından: “Amerika’nın İsrail’le güçlü bağları herkesin malumdur. Bu bağ kırılamaz.”



Bu yazı 2,735 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 13 Mayıs 2014 Ruslar UFO’larla bizim gibi it dalaşı yapabilir mi?
    • 6 Mayıs 2014 Berlin, Obama’nın (en iyi) arkadaşı değil
    • 29 Nisan 2014 'Manidar Zamanlama'ları Ayarlama Enstitüsü
    • 22 Nisan 2014 Albino çocuk ve beyaz kurdeleli uzaylılar inlere girebilir mi?
    • 15 Nisan 2014 'ABD'den Türkiye çıkışı' yazılır, 'ABD'den sakın çıkma' okunur!
    • 8 Nisan 2014 İsrail yanımıza, Rusya kolumuza, ABD nereye?
    • 31 Mart 2014 Erdoğan'ın yolu 'oralarda' anlaşıldı mı?
    • 25 Mart 2014 Twitter'ı kapatan Facebook'u niye kapatmadı?
    • 17 Mart 2014 Tokalaştığınız el işe yaramaz, diğer el önemli!
    • 10 Mart 2014 Büyük resme çıplak gözle bakılmaz
    • 4 Mart 2014 Dünyanın söküldüğü yer
    • 25 Şubat 2014 Aurens'in raksını Hüseyin alkışlıyor...
    • 11 Şubat 2014 Uçak gemisinden korkabilirsiniz ama büyüğü var
    • 4 Şubat 2014 Angel(a)’nın kanatları ve ışığın askerleri!
    • 28 Ocak 2014 MİT’i kelepçelemekten daha 'sembolik delil' ne olabilir...
    • 21 Ocak 2014 Akdeniz’de Çin-Rus tatbikatı ‘devlet TIR’larını rahatlatır mı?
    • 13 Ocak 2014 Rusya, İran yüzünden Londra'ya elinin tersiyle...
    • 7 Ocak 2014 Enerjiniz olmadan enerjiyi mi kontrol edeceksiniz?
    • 31 Aralık 2013 2014: Bize ne olacaksa, tüm bölgeye o olacak!
    • 24 Aralık 2013 Türkiye'nin canını o yüzden yakıyorlar

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    10,596 µs