En Sıcak Konular

Hasan Celal Güzel


Hasan Celal Güzel
0 0 0000

Böyle yargı kararı olur mu?



Hangi rejim ve sistemle idare edilirse edilsinler, dünyanın bütün devletlerinde Cumhurbaşkanı/Devlet Başkanı, devletin ve milletin birlik ve bütünlüğünü temsil eder. Yazılı anayasaların bulunduğu bütün devletlerde bu husus hükme bağlanmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 104. maddesine göre de, ‘Cumhurbaşkanı devletin başıdır. Bu sıfatla Türkiye Cumhuriyeti’ni ve Türk milletinin birliğini temsil eder; Anayasa’nın uygulanmasını, devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetir.’
Bir millet ve devlet için Cumhurbaşkanı’nın temsil ettiği değerler, bayrak gibi, millî marş gibi mukaddes değerlerdir. Cumhurbaşkanı’nın her gittiği yerde, sağ tarafında ayyıldızlı Türk Bayrağı, sol tarafına Cumhurbaşkanlığı Forsu çekilir. Cumhurbaşkanı bir toplantıya geldiğinde aksi kendisi tarafından istenmemişse- hep beraber ayağa kalkılır ve ona doğru dönülerek İstiklâl Marşı okunur.
Devlet Başkanı, Türk Milleti’nin tarihinde ve örfünde daima mutena bir yere sahip olmuştur. Türkler, dünyanın en mahir devlet kurucuları olarak devletlerinin başına her zaman saygı duymuşlar ve büyük bir değer atfetmişlerdir.
***
Şimdi, Ankara’nın Sincan İlçesi’nde bir Ağır Ceza Mahkemesi çıkıyor; Türkiye’nin Cumhurbaşkanı için verdiği karar metninde 6 yerde ‘şüpheli’ diye nitelendirerek Cumhuriyet Başsavcılığı’nın takipsizlik kararını kaldırıyor.
Bu uygulama, yargının siyasete nasıl âlet edildiğinin açık bir örneğidir. Kanadoğlu’nun Anayasa’daki ifadeleri eğip bükerek ne derece mantıksız neticelere ulaştığını bilmeyen yoktur. Kanadoğlu ve şürekâsı, 2007’deki 367 yutturmacasıyla iki kere ikinin beş olduğunu ispatlamış ve Anayasa Mahkemesi’ni de inandırarak peşin hükümlü ve ideolojik bir kararla Abdullah Gül’ün ilk adaylığı sırasında seçilmesine mâni olmuştur. Şimdi de akılları sıra Cumhurbaşkanı Gül’ü ‘şüpheli ’ ilân ederek lekelemeye çalışmak isteyenler vardır.
Bazı hukuk madrabazlarına kalsa, ne Anayasa’da, ne de kanunlarda tersine yorumlanmadık tek hüküm bırakmazlar. Böyle bir uygulama da sadece anarşi ve hukuksuzluk getirir.
Cumhurbaşkanı’nın ‘sorumluluk ve sorumsuzluk hali’ni hükme bağlayan Anayasa’nın 105. maddesi açıktır. Buna göre, Cumhurbaşkanı sadece vatana ihanetten dolayı suçlandırılabilir. Türkiye Barolar Birliği Başkanı Özdemir Özok da bunu hatırlatarak “Bu karar tamamen devletin tepe noktasındaki Cumhurbaşkanlığı makamını yıpratmak için verilen bir karardır” diyor.
***
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü beğenip beğenmemekte, sevip sevmemekte serbestsiniz. Lâkin O’na karşı saygılı olmak mecburiyetindesiniz. Bu mecburiyete hiç şüphesiz yargı organı ve mahkemeler de dahildir.
____________________________
Prof. Dr. Türkan Saylan’ın ardından
Prof. Dr. Türkan Saylan’ı kaybettik. Saylan, dünya çapında bir bilim adamımızdı. Hayatının büyük bölümünü cüzzamla mücadeleye vakfetmiş; Cüzzamla Savaş Derneğini ve Vakfını kurmuştu; bu konuda çeşitli uluslararası ve ulusal ödüller almıştı.
Prof. Saylan bir idealistti. ÇYDD’nin kurucusu ve önderiydi. Cumhuriyet Mitingleri’nin organizasyonunda rol oynamıştı. ÇYDD’nin herkes tarafından tasvip edilmeyen eylemleri olabilir. Bazı mensuplarının yasadışı ilişkileri de olmuş bulunabilir. Ancak ben, Prof. Saylan’ın yöntemde hemfikir olmasam da- daha gelişmiş bir toplum için mücadele ettiğine inanıyorum.
İnandıkları için samimiyetle mücadele eden herkes saygıya lâyıktır. Prof. Dr. Türkan Saylan da böyle birisiydi.
Ruhu şâd olsun.

radikal



Bu yazı 1,061 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 27 Mayıs 2012 27 Mayıs'ın hesabı sorulmalıdır
    • 5 Mayıs 2012 Darbeciler! Ordu artık hizmetinizde değil...
    • 29 Ekim 2011 Dikkat! PKK'nın tuzağına düşmeyelim
    • 3 Aralık 2010 Hedefteki ülke: Türkiye
    • 26 Ağustos 2010 Kardeş Pakistan'ın yardımına koşmalıyız
    • 27 Haziran 2010 Oyunun hedefinde iktidar ve Başbakan var (2)
    • 17 Haziran 2010 Terör ve politika
    • 27 Mayıs 2010 50 yıllık utanç: 27 Mayıs
    • 13 Mayıs 2010 Rusya ile tarihî anlaşma
    • 6 Mayıs 2010 CHP-MHP-BDP koalisyonu
    • 20 Nisan 2010 Kıbrıs'ta beklenen sonuç
    • 16 Nisan 2010 'Nerede muhabbet, orada Muhammed'
    • 11 Nisan 2010 CHP ve MHP'ye son Anayasa çağrısı
    • 8 Nisan 2010 Baykal'ın uzlaşma teklifi üzerine
    • 25 Mart 2010 Anayasa reformuna neden karşı çıkıyorlar? (1)
    • 12 Mart 2010 12 Mart Muhtırası
    • 4 Mart 2010 Ermeni iftiraları konusunda bayatlamış Amerikan politikası
    • 21 Şubat 2010 AK Parti'yi kapatma hazırlıkları
    • 31 Ocak 2010 Fişleme üzerine...
    • 21 Ocak 2010 Bu iddialar cevapsız bırakılamaz

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,779 µs