En Sıcak Konular

Ahmet Kekeç


Ahmet Kekeç
0 0 0000

Maymuna gidiyoruz



Erkan Tan’a bayılıyorum... Teatral duruşu, hazırcevaplığı, gerçek bir komik-i şehirde rastlayabileceğimiz ‘müsamere heyecanı’ ve esprileriyle harika işler çıkarıyor TV 8 ekranlarından.

Eskilerin ifadesiyle, cins bir kafa...

Biraz sükunetle yaklaşmayı denese, daha az hareketli olsa, ikide bir konuklarının sözünü kesmese daha iyi olacak ama, ‘aktüel bilgi’ye (ve stüdyo konuğuna dayalı) programlar yapan bir televizyoncudan da fazlasını beklememek lazım.

Bana göre, formatı zorlayan bir ‘habercilik’ Erkan Tan’ın yaptığı.

İyi ki de böyle yapıyor.

Hem bilgileniyoruz, hem gülüyoruz.

Dünkü konuğu CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen’di.

Öymen de cins bir kafa.

Öymen’e de bayılıyorum.

Fakat Öymen’deki, nasıl derler, ‘meşru olanı’ zorlayan ve biraz da tersine işleyen bir cinslik. Çok da rahat bir adam... Hem kendisini ‘sahip’ pozisyonunda görmenin verdiği bir rahatlık, hem de alışkanlıkların bahşettiği ve tevarüs edilmiş bir rahatlık. Nasılsa ‘bilim’ her sorunu çözmüş, bu dünyada rahatsız olmanın alemi ne?

Erkan Tan’la aralarında (mealen) şöyle bir konuşma geçti:

TAN- Sizin için aşırıya kaçan eleştiriler yapıyor diyorlar...

ÖYMEN- Diyorlar.

TAN- Milli Eğitim Bakanı’yla ilgili açıklamalarınız çok sert...

ÖYMEN- Sert. Çünkü Türkiye’de eğitimin ne duruma geldiğini en son istatistikler ortaya koyuyor. Lise son sınıf öğrencilerinin yüzde 32’si evrim teorisine inanmıyor. Düşünebiliyor musunuz?

TAN- Ama millet inanmak zorunda değil ki bazı teorilere.

ÖYMEN- Bilimin dünyadaki gelişmelere yön verdiğine inanmayanların sayısı çok fazla.

TAN- Düzelteyim o zaman sözünüzü... Çünkü Darwin teorisine ben de inanmıyorum.

ÖYMEN- Darwin teorisine inanmıyorsanız öğretmenlerinizden hesap sormak lazım.

TAN- Bence sizden hesap sormak lazım... Bir teoriye inanmak eğitimin ön koşulu olabilir mi? Yeni bir teori çıkar eskisini çürütür.

ÖYMEN- Bilime karşı çıkmaktır bu.

TAN- Bilime karşı çıkmak başka, teoriye karşı çıkmak başka Sayın Öymen.

ÖYMEN- Ama bu, bilime karşı çıkmanın bir sembolü haline geldi.

Konuşma bu şekilde devam edip gidiyor.

Metinden yansıyan görece sertlik yanıltmasın sizi... İki taraf da son derece rahat... İki taraf da son derece keyifli... İki taraf da yanlış anlamalara ve yaralanmalara kapalı...

Fakat, izni olursa, keyfini kaçırmak istiyorum Öymen’in.

Kıstas ‘evrim teorisi’yse, eğitimimiz bugün ‘bu durumlara’ gelmiş değil; malum teori karşısındaki pozisyonu itibariyle her zaman bu durumdaydı. Hatta, daha beterdi...

Ayrıca, bir teori karşısındaki ‘öğrenci tutumu’ eğitimin kalitesini yahut kalitesizliğini göstermez... Mahiyetini gösterir.

Mahiyet tartışmasına girersek, Öymen kaybeder.

Kaldı ki, ‘evrim teorisi’ hiçbir zaman ‘bilime karşı çıkmanın sembolü’ olmadı... Bu, olsa olsa, bilim fetişistlerinin ve bilimsel bilgiyi dogmalaştırmış çevrelerin (pozitivistlerin) sembolüdür.

Bilimsel bilgi fetişizminin ne tür bir ‘gericiliğe’ işaret ettiğini anlamak için de, biraz okumak ve fehmetmek gerekiyor. Öymen isterse Paul Feyerabend’den başlayabilir. Gerisi gelecektir.

Ben mi?

Ben evrime inanıyorum ama maymuna inanmıyorum...

Maymundan gelmedik ama galiba maymuna gidiyoruz...

star



Bu yazı 910 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 26 Eylül 2012 Balyoz ve empati
    • 5 Temmuz 2012 Hükümeti ve cemaati çökertecek tek isim
    • 26 Haziran 2012 Ben olsam bu gazetecileri sürerdim cepheye
    • 20 Haziran 2012 Bu yazıyı Kürt kardeşlerim okusun
    • 4 Haziran 2012 Nerede bu inek?
    • 28 Mayıs 2012 Kana kan istermiş!
    • 14 Mayıs 2012 ‘Kes zırvalamayı’
    • 1 Mayıs 2012 Menderes de cami yıktırmış... Ne utanmaz adamlarsınız siz!
    • 20 Nisan 2012 Erol Özkasnak
    • 12 Nisan 2012 Suriye’yle savaşa mı giriyoruz?
    • 10 Mart 2012 ‘Zavallı Başbakan’
    • 29 Şubat 2012 Paşa niçin kendini öptürmedi?
    • 27 Şubat 2012 Bizi yormayın kardeşim
    • 17 Şubat 2012 Siz kimi kandırıyorsunuz?
    • 3 Şubat 2012 Rezil olmaya doymadınız mı?
    • 1 Şubat 2012 İyi ki sivil vesayet varmış, şerrinizden korunuyoruz
    • 19 Ocak 2012 Denktaş’ı diriltmek mi?
    • 14 Ocak 2012 Hangi gazeteciler valiz hazırlıyor?
    • 12 Ocak 2012 Kozinoğlu hakkında korkunç karartma
    • 2 Ocak 2012 İlan ediyorum: Hiç yüzleri kızarmayacak!

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,788 µs