Ergun Babahan
0 0 0000
Medya, saygınlık ve vatan hainliği
Avrupa Birliği tarafından gerçekleştirilen geniş çaplı bir araştırma Türkiye'de medyanın saygınlık çıtasını yükseltemediğini ortaya koydu. İşlerini sadece hükümetleri sürekli olarak eleştirmek olarak görenlerin yok sayacağı bu araştırma, Batı ülkelerinde basın özgürlüğünün kısıtlanmaya çalışıldığı bir dönemde yayımlandı.
Beğenelim veya beğenmeyelim, Irak Savaşı sırasındaki tutumlarını eleştirelim, başta The New York Times ve Washington Post olmak üzere Amerikan gazeteleri şu anda anayasal düzeni ve kişi hak ve özgürlüklerini korumak adına müthiş bir gazetecilik örneği veriyor.
The New York Times, Amerikan hükümetinin yüz binlerce kişinin banka hesaplarına yasadışı yollarla girildiğini ortaya çıkardığı için yine vatan hainliğiyle suçlanıyor.
Yine diyorum, yıllar önce "Pentagon papers" diye bilinen dokümanları ortaya koyarak Amerikan yönetiminin Vietnam Savaşı sırasındaki yalanlarını ortaya koyduğu için de benzer bir suçlamayla karşı karşıya kalmıştı The New York Times.
Washington Post'u soruşturma kapsamına ve hain sınıfına sokan haberi ise CIA'nın Doğu Avrupa'da gizli hapishaneler işlettiğini ortaya çıkarması oldu.
Yönetim ve yandaşları, basın özgürlüğünü sonuna kadar kullanan bu gazeteleri, terörle mücadeleyi zayıflattıklarını ileri sürerek ağır bir dille suçluyor.
Ancak demokrasinin, anayasal düzenin ve kişi ve hak özgürlüklerinin en büyük güvencesini bu kurumsallaşmış gazeteler ve cesur muhabir ve yazı kadroları oluşturuyor.
Türkiye'de basın kendini devletin ve özellikle laikliğin temel koruyucu unsurlarından biri olarak gördüğü için böyle bir fonksiyonu ne yazık ki yerine getiremiyor.
Özellikle son yirmi yılda medya, sahiplerinin kamu kaynaklarını kullanarak zenginleşme yolunda kullandıkları bir araç haline geldi.
Bir gazeteyle yola çıkanların kamuyla yaptıkları alışveriş sonrası uygun şartlarda banka ve şirket sahibi olduklarına tanıklık ettik.
Medya yöneticileri bu amaçla gün oldu duruma göre İnönü'nün yalısını gündeme getirdi, gün oldu Bülent Ersoy'un iddialarını.
Haberciliğin tukaka edildiği bu dönemin yaralarını henüz saramadık.
Gazetelerin giderek birbirine benzediği bu ortamda, araştırmacı gazetecilik ve gazeteciler bir kenara itildi.
(Bu arada bütün genç gazetecilere Umur Talu'nun üç gündür sürdürdüğü araştırmacı gazeteciliği örnek almalarını öneririm).
Bu yazı 820 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
6 Mayıs 2012
Adalet talebinden tahrik olan bir ordu! Astsubaylar direnin
-
4 Nisan 2012
Benim darbecim insanlık suçu işlemez
-
24 Mart 2012
Ergenekon ve psikolojik savaş
-
14 Mart 2012
Kürt meselesinde tarihi uyarı
-
7 Mart 2012
Türkiye, AB için neden önemli!
-
4 Mart 2012
Medya nasıl kurtulur?
-
3 Mart 2012
Medya eliyle hükümet devirmek de darbedir!
-
19 Şubat 2012
Sayın Başbakan 3’üncü dönemler hep zor geçer!
-
15 Şubat 2012
Washington’ın Türkiye’ye bakışı
-
14 Şubat 2012
Gazetecinin suç işleme özgürlüğü
-
7 Şubat 2012
Tencere dibin kara
-
5 Şubat 2012
Sadece ordu yetmez devleti sıfırdan kurmalı
-
22 Ocak 2012
Barlas, Özkök’ü neden uyarmıştı!
-
3 Ocak 2012
Bu facia AK Parti için çok ciddi alarm
-
13 Aralık 2011
Siyaset ve sadakat
-
11 Aralık 2011
Bu iddianamede ciddi şike var!
-
6 Aralık 2011
İşte kahramanınız Kozinoğlu!
-
22 Kasım 2011
CHP, Dersim ve Ermeni kırımı!
-
19 Kasım 2011
Atatürk milliyetçiliği ‘Ne Mutlu Türküm’ demektir
-
15 Kasım 2011
Ulusalcılara bir iyi bir de kötü haber
Yorumlar
+ Yorum Ekle