En Sıcak Konular

Rüşdü Paşa



Rüşdü Paşa
0 0 0000

Kumarhane kapandı gerçekçi ol



hayatta giriş, gelişme ve sonuç, ayrı ayrı değil. birçok alan var ki giriş imkansızdır, gelişmenin olmadığı alanlar var, sonuç kelimesinin 'boş ambar' karşılığı olduğu oluyor.

hunter s. thompson, gonzo gazetecilik okulunu kurdu, intiharına kadar yerinde hiç durmadı, katkısı, şeyi olduğu gibi haber vermektir. olduğu gibi olan doğal olarak adlandırılıyorsa, thompson, doğal olanı, hakikati gözlemciye en pratik aktaran bir teknik icat etti. teknik, gonzo gazetecilik bir tür harmanlamadır, giriş gelişme sonuç beklentisini devirmek demek oluyor. hareketsiz kalacağı haberini öğrendiğinde gonzo kurucusu hunter, hayatına son verdi. gonzo, yaşar. doğrudan eylem olarak anlamak talebi olanlar var, talep edenlerin sayısı artıyor, internet kapatmasına karşıdır.

ece ayhan, tarih ölülerle yürüyor, mu demişti, olabilir, ölüler görenler için, sosyal bilim öğrencileri, refah kaybıdır. kitabidir, iktisat refah ve refah artışı ile ilgili olarak geçer, bilim ve politika alanı, insanlar iktisadi anlamda yitirdiler. ölerek terk edemeyenlerin içinde süründüğü sınıflarda kaybettikçe kaybedenler var, tespit edilebiliyor. göstermek istemeyenler alt sınıftakilerin yitirdikleri devrede daha çok çalışırlar: karartma. türkili'ndeki 2001 yılındaki para krizinden evvel, kendilerine büyük paralar ödenen iktisat görevlileri kriz beklemediklerini ilan ediyorlardı, krizden bir iki üç ay önce, türkili'nin on yıllık geleceğini görebildikleri yalanını tekrarladılar, krizden sonra sokağa çıkabildiler mi bilmiyoruz, ekranda olmaya devam ediyorlar. doğu'nun birçok yerinde yaygındır, para sahipleri görevli devşirirler, alırlar. görevlinin en büyük görünür değeri, hakikilik görüntüsüdür.

iktisat krizi, iktisatçı için iyi haber. asker için savaş olağan, iktisatçi için kriz. olağan, olması gereken anlamında. iktisatçı kriz bekler. kriz, iktisatçının sahneye çıkması imkanı. son kriz, başka. şimdiki iktisat krizi bir iktisatçı ile çözülebilir değil. askerlerin savaş çıkarttıkları görülür. savaş, ordunun teknik ve ideolojik yenilenme talebidir. iktisatçı krizle ve krizde öğrenir. soru şu: iktisatçı kriz devresinde ne öğrenir? pratik olarak: iktisatçı, öğrendikleri ile krizi çözebilir mi?

kriz, kopma sayılır. para krizi, üretim krizi. para krizi iktisadi daralama ile sonuçlanır. beklenir. varlıklar yer değiştirir, krizden çıkılır. son kriz, böyle değil. son kriz ile para sisteminin kendisi çöktü.

thomas s. khun yazdı:" 'bulmaca' ve 'bulmaca çözücü' terimleri bazı temalara ışık tutar niteliktedir. burada kullanıldığı tamamen günlük anlamıyla bulmaca, çözüm konusundaki beceri ve dehayı sınamaya yarayan zeka oyunlarının özel bir dalıdır. sözlük anlamının 'bulmaca' ve 'resimli bilmece' olarak verildiği bu tür oyunların olağan bilimin problemleriyle paylaştığı ortak özellikleri ayırdetmeye çalışalım. ilk önce, çözümün kendi başına ilginç ya da önemli olup olmamasının bulmacanın kalitesinde bir ölçüt sayılmadığını söyleyebiliriz. tam tersine, gerçekten acil olan sorunlar, sözgelişi kanserin tedavisi yahut zamanı geçmeyecek bir araç tasarımı, aslında tam anlamıyla bulmaca bile sayılmazlar, çünkü bu konularda kesin çözüm diye birşey olmayabilir. resimli bir bilmece düşünün, resmin tamamını meydana getirmek için gerekli parçalar birbirinden farklı iki bilmece kutusundan sırayla ve rastgele çekiliyor. böyle bir problem bir dahiye bile çok çetin geleceğine göre (aksini düşünenler olsa da) çözümdeki beceriyi ölçmek için gerçek bir sınav işlevi görmesi beklenemez. hatta herhangi bir olağan anlamda bilmece bile sayılmaz. yani kendi başına bir değer içermesi bulmacada aranan bir ölçüt olmadığı halde, gerçek bir çözümün bulunması tersine bir koşuldur."

bügünün ertesinde, sorgulanması muhtemel şey, iktisatın doğası.

piyasa adında birşey var. şekilden şekile dönüştürüldü, hukuksuzlaştırıldı, gözlenmesi,bilgiyasar teknolojisi ile  imkansızlaştırıldı, birkaç adamın idaresinde çalışır hale dönüştürüldü. piyasa kendiliğinden çalışmıyor. bir ortam, bir an, bir meydan. birşey olarak piyasa toplumun üretim ve tüketim kararlarının merkezinde bulunan bir makina. adam simith, üniversitede ahlak dersleri verirken iktisat bilimi kitabı yazdı, ilk sayılır, milletlerin zenginliğinin nedenleri ve saire üzerine, okunabilir. türkçe'de var. adam simith'in ne yazdığının önemi yok, çok da olmadı. piyasacılar, kaynak dağılımını gerçekleştiren en doğru, kutsal ve doğru sistemin piyasa olduğunu iddia ederler, ettiler. piyasacılar, piyasa yanlıları. bir 'görünmez el' ile piyasa kendiliğinden dengede oluyor, piyasacıların iddiasıdır, o halde insanların piyasaya müdahale etmeleri gereksiz, yanlış ve gerekçesizdir. piyasa kendi kendine dengede ise kriz neden var sorusu yüzletce yıldır ortada. piyasa yanlıları, piyasa sisteminin işlemesinden dolayı çıkarlarını ençoklaştıran sermaye sahibi, azınlık, küçük sınıf.  şebeke üyesi küçük sınıf, iktisatı politika yapıyor. şebeke, on sekizinci yüzyılda ortya çıktı. iktisatı politika yapan şebekenin tek bir amacı oldu, var: güvenli bir şekilde sermaye birikiminin gerçekleştrilmesi. daha çok sermayenin biriktirilmesi. sermaye ne için biriktiriliyor

bir iktisat gerekçesi yok. o halde açık: 'biriktirmişmiş olmak biriktirmek.' çocuk, insanlığın babası olarak bir oyun oynar, oyun oyun içindir. ne pahasına? batı uygarlığı adı verilen doktrin itiraf eder: geniş kitlenin refah kaybı pahasına. işçi sınıfı, ev ve araba alabiliyor. o da hepsi değil.  yılda onbeş yirmi gün istediği gibi yaşayabilir. bu kadar. kapitalist biçim, insanları köleleştirir. köle üretmek ve tüketmek durumundadır, tercihsiz. sokak gösterisi yapabilirsin, bildiri de yayınla. birşey olmaz. türk sisteminde bir vekil buldu: 'yollar yürümekle aşınmaz.' yollar aşınmadı. fakat birşey oldu: yürümeye gerek kalmadığını kitle anladı. işçinin hiçliğinin kendince onaylanması, imza. bir de, kapitalist sistemin para sistemi var. geçerken, toprağı bol olsun, susan strange adında bir yazarın adlandırdığı kumarhane kapitalizmi adını verdiği finans piyasaları. susan'ın kitabının adı bu: 'kumarhane kapitalizmi'. alparslan ışıklı'nın susan'ın kitabı ile aynı isimli kitabının olması vakası ise ne tesadüf değil mi? 'bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler' prensibi işe yaramadı. görüldü. piyasa kendi haline bırakıldığında denge sağlayamadı.

son kriz kumarhanenin kapanmasıdır.

insanın doğasında olan hırs, belirsizlik, adaletsizlik ve ahlaksızlığın oyuna mutlak anlamda ve kesinlikle dahil edidiği kapitalist sistemin kumarhanesinin kapanacağı önceden belliydi. gören en az bir türk var. yılmaz akyüz, doksanlı yılların ortasında bugünün tarihini yazdı. yılmaz'ın makalesinin başlığı: 'taming financial marketes'. 'tam', at'ın terbiye edilmesi.

türkili, keynes soyadında bir ingiliz'in ünlü olmasından sonra ikinci kez krize girdi. bu kriz, ikinci. ilk kriz, yetmişli yıllardaki iktisat krizi. türkili'nda iktisat işlerinin durduğu devre. iktisatın dışa bağlı olduğu yerde, devrede kafalar karışır. politika, durur. türkili'nde politika, yetmişli yılların sonunda durdu. bindokuzyüzseksen yılında bir müdahale ile türkler yeni bir politika devresine girdi. liberal devre. devrenin finansmanını batı sağladı. seksenli yılların ortasında türkler, batı'dan para bulmaya başladı. para, borç para. batı, ikibinsekiz yılının ikinci yarısında krize girdi. türkili, krizde. batı'da para bitti. türkler bir daha batı'dan para alamayacaklar. para yok. türkler para batı'dan para gelmeden yeni bir devre sahibi olamayacaklar. soru şu: bundan sonra ne olacak. açık: batı'dan gelecek para olmadığından türklerin  krizden çıkması imkansız. para yoksa kargaşa olur. krizdeki gelecek, yetmişli yılların bir tekrarıdır.

keynes mi? keynes, kapitalizmin bir kezlik kurtarıcısı. 1929'da amerika'da başlayan ve dünyayı batıran büyük kriz, keynes'in reçetesinin hükümetlerce uygulanması ile sona erdirildi. i.m.f., keynes'in fikridir. batı'da iktisat siyaseti, mümkündür. şimdi keynes'in dönüşünü bekleyen kimse var mı? aptallar olabilir. son kriz, dünyanın sonu. şimdi batmış olan, finans sistemi. 'hasar büyük' değil, game over. türklerin i.m.f. ile anlaşmasının ne anlamı var? i.m.f. bir tahsildardır, borç tahsil eder, türkler, ingilizce heavy, ağır borçlu, türklere borç verenler, alacaklılar, türklerden alacaklarını tahsil etmek için tahsildarı dervreye soktular. olay bu'dur. olayın anlaşılması için nobel ödüllü iktisatçı paul krugman'ın kriz kitaplarını okumaya gerek yok, new york times açık yazar. i.m.f., türkleri kurtarma ajansı değil. new york times, bu'nu yazdı. merhmet barlas, new york times'ı yüksekte tutar.

keynes olacaksa da olmaz olsun. meraklı, ismet özel'in "john maynard keynes'ten nefretimin yirmi sebebi"ni okusun.



Bu yazı 1,815 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 4 Temmuz 2012 korku zamanın kaybedilmesidir
    • 4 Nisan 2012 Nietzche bir gelecek tarihçisidir
    • 7 Mart 2012 Mesele Bir Şapka Meselesidir
    • 6 Şubat 2012 Yerliler 1986 Nereye
    • 26 Ocak 2012 Bakış açın yoksa, sen yoksun
    • 9 Ocak 2012 kıyamam sana
    • 22 Kasım 2011 İtalyan Düşü
    • 16 Kasım 2011 evine dön
    • 3 Kasım 2011 İktisatçı
    • 1 Kasım 2011 Arzu
    • 27 Ekim 2011 Ayakta kalmak
    • 11 Ekim 2011 Yöntem
    • 29 Eylül 2011 yalan
    • 16 Temmuz 2011 Kendin olmak bir saldırıdır
    • 22 Haziran 2011 kaçış
    • 26 Mayıs 2011 obama’ya açık mektub
    • 23 Mayıs 2011 kafka’nın dûnyasındayım (*)
    • 18 Mayıs 2011 geçmiş sonradan gelir
    • 14 Mayıs 2011 hakikatin rengi yeşildir
    • 11 Mayıs 2011 halk günü

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,422 µs