En Sıcak Konular

Nuh Gönültaş


Nuh Gönültaş
0 0 0000

Türkiye artık bastırınca alıyor!



Görüyorsunuz, Türkiye artık her alanda "Türkiyesiz" adım atılamayacağını göstermeye başladı. Özellikle dış politikada Türkiye'nin ağırlığı giderek artmaya başladı.

Son yıllara kadar Türkiye'yi ilgilendiren konularda Türkiye'siz iş yapmaya alışmış ABD ve Avrupa Birliği gibi güçler artık Türkiye'nin de söz sahibi bir ülke olduğunu anlamaya başlamış olmalılar.

Türkiye'nin elinde de kozlar var.

Her zaman vardı ama bunlar basiretsiz ve korkak dış politika yüzünden kullanılamıyordu.

Önceden dış politika konularında mümkünse hükümetle, değilse askerle işi bağlayıp hükümeti devre dışı bırakabiliyorlardı.

Artık yok öyle şey!

Arkasında büyük bir oy desteği olan, parlamentoda ezici çoğunluğu bulunan, istikrarlı bir hükümet, karizmatik bir başbakan, hükümetle uyumlu çalışan bir Cumhurbaşkanı var.

Şu kesin, artık Türk Dış Politikasını NATO belirlemiyor.

Şu Rasmussen olayını izliyorsunuz.

NATO'nun başat güçleri günlerdir Türkiye'yi Danimarka Başbakanı Rasmussen'i NATO Genel Sekreteri yapmaya ikna için uğraşıyor.

Başbakan Tayyip Erdoğan tavrını çok açık ve net biçimde ortaya koydu: Rasmussen'in NATO'nun barışı sağlama amacına uygun bir isim olmadığını söyledi. Gerekçelerini de çok açık ortaya koydu:

1- Bu Rasmussen denilen adam Türkiye'nin aleyhine bölücü yayın yapan terörist TV Roj TV'ye ülkesinden yayın yapma izni verdi.

2- Bu Rasmussen denilen adam Peygamber Efendimizin karikatürlerinin yayınlanmasına düşünce özgürlüğü diyerek geçit verdi ve bu yüzden ortalığın karışmasına, dinler ve medeniyetler arasında çatışma çıkmasına yol açtı.

Türkiye bu konuda açık. Başbakan "Böyle bir adamı NATO Genel Sekreteri yapamayız" diyor.

Biliyorsunuz NATO'da Türkiye'nin veto hakkı var.

Gerekirse Türkiye bu veto hakkını kullanacağını da saklamıyor.

Şimdi AB Türkiye'ye karşı Avrupa Birliği kozunu oynuyor. Rasmussen olmazsa biz de sizi Avrupa Birliği'ne almayız diyorlar.

Almazsanız almayın!

Türkiye'nin AB'ye girme çabasının sonunda AB'ye girmek olmadığını biri AB'lilere anlatmalı.

AB'ye girmeye hak kazandığımızda Türkiye bölgenin en büyük gücü olacak zaten ve o zaman niçin AB'ye gireceğiz ve iplerimizi Brüksel'in eline vereceğiz ki!

ABD Başkanı Obama Türkiye'ye yeni bir paket sundu Rasmussen'in Genel Sekreterliği karşılığında. Ve bu konuda Türkiye'ye garanti verdi.

Yeni durum şu: Rasmussen Genel Sekreter olacak ama, yardımcılarından biri Türk olacak. Afganistan'daki NATO temsilcisi yine bir Türk olacak. Rasmussen Peygamber Karikatürleri krizinden dolayı özür dileyecek.

İşte yeni Türkiye, bastırdı ve aldı.

Bir de Fransa meselesi var.

Fransa da NATO'nun askeri kanadına yeniden dönmek istiyor.

Türkiye bu konuda da kararlı davranıp sürekli Türkiye aleyhine çalışan, Türkiye AB ilişkilerini geren, "Ermeni Soykırımı" iddialarını meclisinde oylatıp yasal hale getiren Fransa'ya geçit vermeyecek!

Türkiye'nin aleyhine çalışanlar bundan sonra daha dikkatli olmalılar! Çünkü artık ülke menfaatini her şeyin üstünde tutan bir hükümetimiz var!

bugün



Bu yazı 1,050 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 8 Temmuz 2012 Delikli demir ile mertlik arasındaki ilişki...
    • 5 Temmuz 2012 İki arada bir derede ölüm!
    • 28 Haziran 2012 Dessas-ı ehli dünyanın hafiyeleri veya satılık kalemler...
    • 26 Haziran 2012 Kılavuzu NATO olanın...
    • 17 Haziran 2012 Davet ile davete icabet...
    • 5 Haziran 2012 AK Parti celladına gülümserken...
    • 31 Mayıs 2012 Kürtaj emanete ihanettir!
    • 13 Mayıs 2012 28 Şubat dalgaları ve hükümetin kıyıları...
    • 26 Nisan 2012 CHP'nin tarihi en yumuşak yeri...
    • 24 Nisan 2012 Vatana ihanetin yasal dayanağı olur mu?
    • 19 Nisan 2012 Peki, AK Parti iktidarı bin yıl sürecek mi?
    • 17 Nisan 2012 Çevik Bir nefreti, Tayyip Erdoğan sevgisi...
    • 14 Nisan 2012 Adaletin rövanşı...
    • 8 Nisan 2012 İçimizdeki darbeciler yüzünden...
    • 29 Mart 2012 Gazete kapatmak çağ dışı bir çözümdür...
    • 22 Mart 2012 Talimatla akreditasyon olur fakat demokrasi olmaz...
    • 13 Mart 2012 Liderlik cesareti...
    • 8 Mart 2012 Stratfor ve WikiLeaks gazeteciliği!
    • 1 Mart 2012 Bu ülkede 28 Şubatlar bitmez!
    • 26 Şubat 2012 15 yıl sonra yeniden ''şubat soğuğu!''

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,421 µs