En Sıcak Konular

Ali Bayramoğlu


Ali Bayramoğlu
0 0 0000

AK Parti'nin rotası nereye doğru?



Dün seçim sonuçlarına ilişkin şunları söylemiştik: "2009 seçimlerinde siyasi iktidarın yaşadığı oy kaybının asli nedeni bu ittifakın sekteye uğraması, ittifakın sekteye uğramasının asli nedeni ise AK Parti'nin 2007 sonrası daha az reformcu, daha sistemci ve devletçi, hatta zaman zaman otoriter bir görüntü çizmesidir.

Toleransı daha az, çatışmacı, partiden çok liderini öne çıkaran, kendi özgül ağırlığının altını fazla çizen bir AK Parti, söylemde ve tartışmalarda, hatta zaman zaman uygulamalarda kendisine yapılan uyarılara rağmen gerilemeye devam etmiştir…"

Bu bizim değerlendirmemiz…

Ancak asıl soru şu:

AK Parti bu sonuçları nasıl değerlendirecek ve nasıl bir politika izleyecek?

AK Parti'yi, yönlendirebilecek üç unsur var.

İlk unsur yaşanan oy kaybının CHP'den çok MHP, SP gibi aynı safta yer alan partilere yönelen bir kayıştan kaynaklanması, AK Parti'nin son 8 yıldır oluşturduğu cazibe merkeziyle ilgili toplumsal şüphelerin oy davranışıyla açık hale gelmesidir.

Kanımız odur ki, bu durum Başbakan'ın üzerinde bir baskı yaratacaktır. Partisinin rotasını devlet ve hizmet merkezli bir politika kadar yeniden temsil meseleleriyle ilgili, daha az tepeden, halka daha yakın bir yöne çevirmeye çalışacaktır.

İkinci unsur ulusal konjonktürle ilgilidir…

Ergenekon davasının 2. İddianame'yle geldiği nokta, darbeci generallerin tasfiyesi dışında ya da ötesinde ilk kez hukuk önünde darbeciliğin hesaba çekilmesi ve vesayetçi anlayışın mahkum edilmesine yönelik bir aşamadır…

Bu, psikolojik üstünlük son derece önemlidir… Zira demokratik iklim ve baskı karşısında geri çekilen sadece darbeci mantık değildir, aynı zaman da siyaset karşıtlığı, militarist renkler ve devletçi otoriter zihniyettir…

AK Parti'nin bu konjonktürü görmezden geleceğini ya da dikkate almayacağını düşünmek mümkün değildir. Bu ise, AK Parti'nin liberal-demorat bir dili, sivil anayasa gibi hamleler üzerinden yeniden kullanmaya başlamasına vesile olabilecek bir durumdur.

Üçüncü unsur ise dış konjonktürdür.

ABD'deki başkan değişimi, demokrat Obama'nın iktidara gelişi başlı başına bir faktördür. Obama yeni bir Ortadoğu, demokratik hamlelere destek veren bir müttefik anlamına gelmektedir. ABD'deki yeni iktidarın Türkiye'ye biçtiği rol daha şimdiden bu istikamettedir.

İran, Suriye, Filistin sorunlarında demokratik-model ve etkin demokratik güç olarak Türkiye unsuru yavaş yavaş kendini dayatmaya başlamıştır. Irak'ta istikrar, Kürt Özerk Bölgesi'yle doğru ilişkiler, bu çerçevede PKK'nın sıkıştırılması ve silahsızlandırılmasını Türkiye'nin demokrasinin derinleşmesini ve büyük bir çıtanın atlanmasını sağlayacaktır.

Uluslararası konjonktür açısından diğer bir faktör AB'dir.

AB'nin enerji ve güvenlik temaları üzerinden Türkiye ilgisi stratejik olarak yenilenmektedir. Abdullah Gül'ün Brüksel'e yaptığı son ziyaret bu hususu iyice ortaya koymuştur.

Öte yandan İsveç ve İspanya gibi Türkiye'nin tam üyeliğine sıcak bakan iki ülkenin arka arkaya AB Dönem Başkanlığı yapacak olması, müzakerelerde yol alınması açısından oldukça umut vericidir.

Bunun karşılığı ise Türkiye'nin gerek uygulamada gerek yasal düzeyde hızlı ve yeni bir reform sürecini ve bu çerçevede oluşabilecek bir toplumsal mutabakatı üretmesidir.

Siyasi iktidar bunların farkına varabilirse kendisini de Türkiye'yi de toparlar…

yenişafak



Bu yazı 1,158 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 15 Eylül 2012 Sorgulama vakti...
    • 28 Ağustos 2012 Kürt sorununda yeni safha...
    • 25 Ağustos 2012 Kürtlerin şiddeti...
    • 30 Haziran 2012 Anter'in katili yaşlanmış mı?
    • 12 Mayıs 2012 Solun şiddetle hesaplaşması
    • 3 Mayıs 2012 Yeni Türkiye'nin doğum belgesi...
    • 21 Şubat 2012 Dink davası ''sil baştan''...
    • 18 Ocak 2012 İkinci cinayet zamanı
    • 17 Ocak 2012 Hrant'a sözüm var...
    • 21 Aralık 2011 Soykırım ve yasa
    • 3 Aralık 2011 Dönme dolap...
    • 30 Eylül 2011 Yazıcıoğlu ve jandarma...
    • 8 Eylül 2011 Aydının şiddetle sınavı...
    • 1 Ağustos 2011 İstifaların anlamı ve yarını: Pek iyi...
    • 28 Temmuz 2011 Parlamentoda bir terörist...
    • 5 Temmuz 2011 Futbolda temizlik, ülkede temizliktir
    • 10 Haziran 2011 Yeni CHP ha! Hadi oradan...
    • 24 Mayıs 2011 MHP'de yaşananlar ve perde arkası
    • 19 Mayıs 2011 Askere ''leş'' toplatmayan generaller iş başında
    • 19 Nisan 2011 Militarist-ulusalcı batak...

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    7,334 µs