Hep yazıyoruz; 27 Mayıs’tan beri darbeciler yargılanabilselerdi ve işledikleri darbe suçundan dolayı mahkûm edilebilselerdi, Türkiye’de demokratik rejim çoktan rayına
oturmuş olurdu. Bu yapılabilseydi, şimdi Türkiye, kişi başına düşen 30 bin dolarlık geliri ve gelişmiş demokrasisiyle, dünyanın en güçlü ülkelerinden biri hâline gelirdi.
Bırakınız darbecilerden hesap sorulmasını, 27 Mayıs’ın darbeci cuntacıları ‘temelli senatör’ yapılarak millî iradenin kenesi oldular. Milletin sevdiği bir Başbakan’ın ve bakanlarının alçakça şehit edildiği, bir matem ve utanç günü olan 27 Mayıs, tam 20 yıl boyunca zorla bayram olarak kutlatıldı. Demirel ve şürekâsı da hiç sıkılmadan bu ‘bayram’a(!) iştirak ettiler.
12 Mart’ın muhtıracı generalleri hiç tınmadan görevlerine devam ettiler. Hattâ bununla da yetinmeyip bir de Cumhurbaşkanı olmaya kalktılar.
12 Eylül’ün ‘vatan kurtaran aslanları’, darbeci ‘beşibiryerdeler’ hâlen gayrimeşru bir darbe Anayasası olan 1982 Anayasası’nın koruması altındalar.
28 Şubatçı darbecilerin uzantılarının da 2003’den beri TSK içinde ne haltlar karıştırdıkları, demokratik rejime karşı nasıl darbe hazırlıkları yaptıkları, Ergenekon Soruşturması’yla her gün biraz daha aydınlığa çıkıyor...
***
Ergenekon Savcısı Öz, soruşturmanın başlangıcında, bunun bir darbe soruşturması olmadığını ve Özden Örnek’in hâtıratını kapsamadığını söylemişti. Bu ifade, ham soruşturmanın yaygınlaştırılıp dağıtılmaması, hem de usul hukuku çerçevesinde yetki aşımında bulunulmaması bakımından doğru bir yöntemdi.
Ancak, biz o zaman, darbe soruşturması olmadan çete soruşturmasında neticeye ulaşılamayacağını; darbeciler ile darbe ortamını hazırlamakla görevli çetecilerin bağlantılarını ortaya çıkarmadan sorunun çözümlenemeyeceğini yazmıştık. Nitekim, 27 Mayıs’tan bu yana yapılan darbelerde, medyanın, gençliğin, yargının, üniversitenin, sendikaların ve benzeri güç odaklarının darbeciler tarafından nasıl kullanıldıkları biliniyordu. Son olarak, Özden Örnek Amiral’in hâtıratı ve Mustafa Balbay’ın notları, bu feci istismarı açıkça ortaya koymuştur.
Ergenekon Çetesi’nin ve benzeri ‘devlet içinde devlet’ odakların bitirilmesi, demokrasinin rayına oturtulması ve hukukun üstünlüğünün sağlanması için artık darbecilerin yargılanmasının vakti gelmiştir.
***
Bugüne kadar darbecilerin yargılanmamasının iki sebebi vardı: Birincisi, TSK’nın mevcut
komuta kademesinin buna izin vermeyecek olması ; hattâ yeni bir darbe tehlikesinin ortaya çıkacağı idi. İkincisi, darbe sonrasında gelen politik ekiplerin hâllerinden memnuniyeti ve yeni siyasî rakiplerden duydukları endişeydi .. Meselâ, Demirel’in eski demokratların
affı konusundaki tutumu bu ikinci sebeple ilgilidir.
Artık özellikle iktidardaki AK Parti kadrosunun darbe konusunda politik hesaplarının olmadığı, en büyük rakipleri Erbakan ’ı affetmelerinden bellidir (Ne yazık ki Erbakan, bunun karşılığında Erdoğan’a ve partisine olmadık hakaretler yağdırmakla meşguldür). Hâlen Türkiye’de CHP’den ve İP’ten başka darbe taraftarı ve provokatörü siyasî parti kalmamıştır.
TSK’ya gelince, ortaya çıkan belgelere göre mevcut Genelkurmay Başkanımız Org. Başbuğ’un da, kendisinden önceki Genelkurmay Başkanları Özkök ve Büyükanıt Paşalar gibi, darbeye ve siyasete müdahaleye sıcak bakmadığı anlaşılmaktadır. Zaten Org. Başbuğ, her fırsatta meşru hukukî sisteme bağlılığını tekrarlamakta ve -birkaç fevrî çıkış haricinde- buna göre davranmaktadır. Komuta kademesindeki diğer generallerin de durumu Başbuğ’dan farklı değildir.
O halde, daha gerilere gidip ortalığı karıştırmadan, sadece 2003’ten itibaren darbe hazırlıkları ve teşebbüsleri konusunda, öncelikle bizzat TSK’daki hukukî mercîlerin harekete geçmesi; ayrıca Ergenekon Soruşturması’nı yürüten savcılarla işbirliği yapılması son derece önemlidir.
‘Kol kırılır, yen içinde kalır’ felsefesi ve ‘ocakçılık’ anlayışıyla bir yere gitmek mümkün değildir. TSK’nın darbecilere karşı yürüteceği bu hukuk hareketi, zedelenen itibarını zirveye çıkaracaktır.
Türkiye’de demokrasiyi gerçekleştirmenin başka yolu da yoktur.
radikal
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle