Bu bir film değil, yeni bir uluslararası mimarî proje. ABD açısından sadece Ortadoğu'yu değil, bu bölgeden bütün dünyayı düzenleme teşebbüsü.
Türkiye için ise, yeni dünyanın temel yapı taşları arasına kendisini bir bölgesel güç olarak yerleştirme fırsatı. "Büyük Ortadoğu Projesi", "Ilımlı İslâm" gibi bizden başka kimsenin dağarcığında kalmayan ideolojik saçmalıkları bir kenara bırakıp bu yepyeni mimarîyi, bu mimarînin bize ve bölgemize getireceklerini kavramamız lâzım. Olabildiğince komplekssiz ve gerçekçi.
Soğuk Savaş'ın bitimi ve Sovyetler Birliği'nin dağılması ile başlayan dönemin sonunda ve ne kadar süreceği belli olmayan yeni bir dönemin başındayız. ABD, hegemonyasını kalıcı kılmak için yaptığı teşebbüslerde iki yakasını bir araya getiremedi. Birinci Körfez Savaşı'ndan itibaren enerji kaynaklarını kontrol ederek potansiyel rakiplerini dezavantajlı konuma iterken, Afganistan ve Irak'ın işgaline ödediği fatura astarı yüzünden pahalıya geldi. Şimdi, ikna gücünü seferber edeceği ve daha makûl bir hegemonya peşinde. Bu hegemonyayı, dikeni battığı yerden çıkartarak, yani Irak üzerinden, bölgemizden yapmak zorunda. Obama'nın başkanlık koltuğuna oturması, bu yeni başlangıç için sadece bir vesile.
ABD'nin hem Ortadoğu, hem de bütün İslâm dünyası için tutacağı halka Türkiye. ABD diğer zincirlere bu ana halkadan ulaşmaya çalışacak. Çünkü, her şeyden önce Türkiye bölgedeki güçlü konumunu zaman zaman ABD'ye rağmen kazandı. 1 Mart Tezkeresi'nden başlayarak, Suriye ile ilişkileri, Lübnan Savaşı'nı ve son olarak Gazze katliamını hatırlayalım.İkinci olarak ABD'nin Türkiye'ye gösterdiği özen, mesaj vermek istediği İslâm dünyasına yönelik olacak. Bu yüzden ABD, Obama ile başlattığı barış ve güven politikasını, Türkiye ile bir ortak yapıma dönüştürmek zorundaydı.Türkiye'nin bu onurlu ve saygın konumunu, Başbakan'ın Davos'taki tavrıyla birlikte düşünmemiz lâzım. Bu tavır yüzünden, Başbakan'ı eleştirenlerin reelpolitik üzerine, bilgilerini de gözden geçirerek yeniden düşünmeleri lâzım. Ortadoğu'nun yeni mimarî planlarına nihaî şeklinin verileceği ve bu planlara uygun inşaat faaliyetlerinin yürütüleceği merkez Türkiye. Türkiye bu merkezî rolünü, son birkaç yılın eseri olan bölgedeki ahlakî önderliğine borçlu. Sürdürebilmesi için de bu ahlâkî üstünlüğünü koruması; güven veren adil bir otorite hüviyetinde kalması şart. Bölgedeki bütün aktörlerin ve tabii ABD'nin çıkarı, Türkiye'nin bu üstünlüğünü sürdürmesine bağlı. Şu husus çok önemli: ABD'yi bugün geldiği yere getiren Türkiye oldu.
ABD'nin yeni başkanı Obama'nın bir ay içinde yapacağı ziyaret bu tablonun bütünlüğü içinde anlamlı. Türkiye, önümüzdeki kısa bir zaman zarfında hem ekonomik, hem de siyasî olarak dünyanın ilk on devleti arasına girebilir. Karşımıza çıkacak risklerin çoğu dışarıda değil, içeride.Öncelikle Türkiye, bugünkü bölgesel itibarını borçlu olduğu siyasî istikrarını korumak zorunda. İstikrarsızlaştırıcı her iç dinamik, Türkiye'nin bölgede elini-kolunu bağlayacak. Kapatma davası ile öne çıkan Anayasa Mahkemesi'ni bu gözle değerlendirmek lâzım. Sulandırılmış bir Ergenekon davası da, istikrarsızlaştırıcı bir dinamik olacaktır. Türkiye ekonomik krizi hafif atlatıyor; ancak bölgesel roller üstlenebilmesi için ekonomisinin ana iskeletinin sağlam olması şart. Dünya ölçeğindeki krizi fırsata dönüştürecek faktörlerin başında Türkiye'nin itibarı geliyor.
Hillary Clinton, kendisine "ılımlı İslâm"ı soranlara ısrarla tekrarladığı cevapta "Demokrasi, laiklik ve dinî özgürlükleri" birlikte vurguladı. Bu ABD dışişleri bakanına ait bir fikir değil, Türkiye'den beklenen ölçü. Demokrasi ile yönetilen, özgür, kamu erkinin hukuka (elbette laikliğe de) riayet ettiği ve kendisini diğer İslâm ülkeleri ile yakınlaştıran kültürel değerlere saygılı bir ülke. Türkiye'nin iç zaaflarını ortadan kaldıracak formül bu kadar basit.
Tarih tesadüflerle ilerlemez. Sonuç ortada olduğuna göre diplomasimiz başarılı. Hâlâ küçük bir azgelişmiş ülke gibi dünyaya bakanların, bugünkü durumu hızla hazmetmesi lâzım. Önümüzde bir altın çağ uzanıyor.
zaman
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle